Ruşen Çakır, ‘İyi ki Sezai Karakoç var’ diye yazdı.
Hatemi Hoca, Fethullah Hoca’nın İsrail – ABD tezgâhında kullanıldığını yazdı.
Ahmet Kekeç de Suriye meselesinden uyandı.
Sedat Laçiner, Suriye içine çekilmemizin tehlikelerine işaret etti.
Aslan Bulut Gladio’nun Türkiye’yi savaşa hazırladığını, bunun için de Avrasyacı askerleri içeri attırıp darbe yaptığını ihsas ettirdi.
…
Ben de ne zamandır gazete okumadığımı, televizyon geyiklerini seyretmediğimi güya ifade etmiştim.
Nasıl da okumuşum?…
Eee artıkın okurum.
Ne yapalım yani?…. Evveli böyle yazılar nadirattandı. Medya tek kutuplu hale gelmişti. İki kutup gibi gözükse de neticede hocanın damadı, en büyük aşk yazarımızın yakışıklı eşleri, eski Zaman röportajcısı Hürriyet grubuna ceo olduğundan beri aslında tek kutuplu idi.
Suriye ile savaş planı geç kaldı. O tek kutuplu günlerde heman her kalemşor çığırtkanlığa soyunmuşken olacaktı.
Bazı kanaat önderleri artık bu gidişata seyirci kalmayacaklarını belirttiler. Vicdanları izin vermediğinden olsa gerek…
…
Şimdi medya takip edilebilir. Bazı yazarlar okunabilir.
Bu arada bazı medya patronlarından yazar kadrosunu değiştirmelerini beklemek hakkımızdır.
Köşe yazarları arasına Türkiye’nin sahip olduğu daha birikimli ve daha üslup sahibi ve daha önemlisi daha ahlâklı ve vicdanlı kalemleri katılabilir.
Ama bazıları hele hele liberal kisvesi ardında Amerikan istihbaratına çalışan yazarlar bundan hiç de hazzetmeyeceklerdir.
Liberal – İslamcı ittifakı savaş arefesinde çatırdayacağa benziyor. Savaş, ümmetin kalbini acıttığında hâlâ ‘Müslüman’ım ben’ diyebilen vicdan sahibi kaç kişi kalacak?
…
Savaş çığırtkanı yazarları ilk bakışta tanıyabilirsiniz. Hem onların geçmişleri, hem de statü kapma hevesleri size bu konuda rehber olur.
Şimdi yapılması gereken şey, bu yazarların girip çıktıkları yerleri gözlemlemek, gidip geldikleri ülkeleri ve arkasından servetlerindeki değişimi araştırmaktır.
Savaş pekâlâ ruhları huzura kavuşturan, çirkinlikleri örten bir işlev kazanabilir; zillete düşen toplumları feraha eriştirebilir, zilletten kurtarabilir.
Ama hangi savaş?…
Hakkın rızasını kazanmak uğruna Müslüman için savaş, ‘fitne kitalden kötüdür’ ilahî düsturunca yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar yapılan o büyük cihaddan başka nedir ki?
Yoksa din değiştirdik de haberimiz mi yok?