CHP’nin başlattığı yemin etmeme eylemi geçen Pazartesi günü fiyaskoyla sonuçlandı. CHP’liler Tayyip ERDOĞAN’ın deyimiyle tükürdüklerini yaladılar. MHP’yi “Arkadaşlarını satmakla” suçlayanlar, şimdi hem de tükürdüklerini yalamak suretiyle arkadaşlarını satmış oldular.
CHP’li milletvekillerinin geri adım atarak yemin etmeleri CHP’ye çok ağır bir darbe vurmuştur. CHP’ye oy veren 11 milyon seçmen bu durumdan son derece rahatsızdır. Bundan böyle CHP Meclis’te ciddi muhalefet de yapamayacaktır. Her muhalefet yapmaya kalktıklarında tükürdüklerini yalamakla suçlanacaklardır. İşin kötüsü CHP yönetiminin bundan böyle birçok konuda milletvekillerini dahi ikna edemeyecek, partide bir eylem birliği sağlayamayacak oluşudur. CHP yönetimi tabanının önemli bir kısmını da kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecektir. Aslında CHP’li olmayıp da özellikle KILIÇDAROĞLU’nun birşeyler yapabileceği, AKP’yi frenleyebileceği umuduyla CHP’ye oy vermiş seçmenlerin bu aşamadan sonra bu partiye destek vermelerini beklemek aşırı iyimserlik olacaktır.
Yemin krizinin sonunda alınan ağır yenilgi nedeniyle mevcut CHP yönetiminin görevini devam ettirmesi de mümkün gözükmemektedir. Parti içi muhalefet kısa bir süre sonra yeniden kurultay toplanması faaliyetlerine başlayacaktır. Muhtemelen 2011 sonunda seçimli bir olağanüstü kurultay toplanacaktır. Yapılacak kurultaydan nasıl bir sonuç çıkacağını şimdiden kestirmek zordur. Ancak, şimdiden söylenebilecek husus, CHP’nin uzunca bir süre kendi iç sorunlarıyla uğraşacak olmasıdır.
Hem yemin krizinin sonunda alınan ağır yenilgi, hem de CHP’nin kendi iç sorunları ile uzun süre meşgul olacak olması ister istemez bir ana muhalefet boşluğu yaratacaktır. Böyle bir muhalefet boşluğu AKP’nin işine gelecektir. Tayyip ERDOĞAN’ın bu boşluğu doldurmak veya kendi lehine kullanmak isteyeceği şüphesizdir. Burada önemli olan MHP’nin tutumudur. MHP, erken davranır, gereken açılımları yapar ve gereken manevraları geliştirebilirse CHP’nin boşalttığı ana muhalefet mevkiini pekala doldurabilir. Bunun olabilmesi için milletvekili sayısının fazla olması şart değildir. Önemli olan doğru kararları doğru zamanda alıp uygulamaya koyuabilmektir. Bunun gerçekleşmesi hem ülkenin, hem de MHP’nin yararına olacaktır.
MHP’nin ana muhalefet boşluğunu doldurması, AKP’nin yıkıcı faaliyetlerini büyük ölçüde engelleyeceği için ülkenin yararına olacaktır. Gene MHP’nin ana muhalefet boşluğunu doldurması, iktidar alternatifi olarak algılanmasını sağlayacağı için önümüzdeki ilk seçimde oyların ikiye katlanması sonucunu getirebileceğinden partinin yararına olacaktır.
Ana muhalelefet boşluğunu doldurmak için alınması gereken kararları, yapılması gereken çalışmaları planlama görev ve yetkisi elbette MHP’nin yetkili kurullarınındır. Ancak, bunun böyle olması bizim bir ülkücü olarak görüşlerimizi açıklamamıza engel değildir. Aksine, ülkücülerin ülkenin ve partinin geleceği konusunda düşünmeleri, proje ve teklifler geliştirmeleri takdir edilecek bir husustur. Çünkü, bilgi çağında yaşıyoruz. Ülkemize, milletimize ancak bilgiyi üretmek, kullanmak yoluyla yararlı olabiliriz. Ben de bu amaçla MHP’nin ana muhalefet boşluğunu doldurabilmesi için yapılması gerekenler konusunda düşündüm, taşındım ve bazı teklifler yapmaya karar verdim. İşte tekliflerim:
1-Başta Sayın Engin ALAN olmak üzere tutuklu milletvekillerinin tahliyesini sağlamaya yönelik kanun teklifi verilmelidir.
2-MHP’nin ilkeleri ve proğramı doğrultusunda bir anayasa taslağı hazırlanarak kamuoyuna açıklanmalıdır.
3-Özellikle klasik CHP seçmenini rahatlatacak tarzda Atatürk ilke ve inkılapları ile laikliğin korunacağına dair güçlü mesajlar verilmelidir.
4-Terörün önlenmesi için alınması gereken askeri, idari, ekonomik, sosyal ve psikolojik tedbirler konusunda ciddi çalışmalar yapılıp kamuoyuna açıklanmalıdır. Bu konuda çıkarılması gereken kanunlarla ilgili teklifler hazırlanıp TBMM Başkanlığına sunulmalıdır.
5-Dış politikada yapılan yanlışlara dikkat çekilerek uygulanması gereken milli dış politika ilkeleri kamuoyuna açıklanmalıdır.
6-İşsizliği azaltacak, üretimi artıracak ve ekonomide yaşanan cari açık, bütçe dengesi vb. konularda alınması gereken ciddi tedbirler kamuoyuna açıklanmalıdır.
7-AKP’nin hukuksuz uygulamaları her platformda eleştirilmeli, kapalı salon toplantıları, miting dahil her türlü meşru eylemler gerçekleştirilmelidir.
8-MHP’nin görüşlerini ve faaliyetlerini özellikle AKP’ye oy vermiş seçmenlere anlatabilmek için ciddi, yoğun ve sürekli bir propaganda faaliyeti yürütülmelidir. Bu alanda birebir propaganda çalışması her zaman tercih edilmelidir.
9- MHP taşra teşkilatları yukarıda açıklanan faaliyetleri gerçekleştirebilecek şekilde yeniden oluşturulup ciddi bir eğitimden geçirilmelidir. Teşkilatın faaliyetleri devamlı izlenmeli, aksayan yerlerde gereken müdahale ve takviyeler mutlaka yapılmalıdır.