Hasip Sarıgöz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Terör Bitmesin!

Terör Bitmesin!

featured
0
Paylaş

Bu köşe yazısı, Türkiye’deki terör sorununun çözümü için öne sürülen tavizlerin ve raporların milli kimliğe yönelik büyük bir tehdit oluşturduğunu savunmaktadır. Yazar, terörün sona ermesi adına anayasal kimlikten, resmi dilden ve üniter devlet yapısından vazgeçilmesine sert bir dille karşı çıkmaktadır. Kaynakta, bölücü grupların taleplerinin aslında bağımsız bir devlet ve bayrak amacı taşıdığı, bu şartlar altında barış yapmanın vatan hainliği ile eşdeğer olduğu vurgulanmaktadır. Türk milletinin egemenlik haklarının korunmasının her şeyden üstün tutulması gerektiği belirtilerek, onursuz bir barış yerine mücadelenin devam etmesi gerektiği savunulmaktadır. Nihayetinde eser, şehitlerin mirasına ve milli birliğe sadık kalınması çağrısında bulunan milliyetçi bir manifesto niteliği taşımaktadır.

Çıkıp karşımıza diyorlar ki, “Terör bitmesin mi?”

Daha ilk cümlenizi kuramadan devam ediyorlar: “Analar ağlamaya devam mı etsin?”

Bak güzel kardeşim, müsade et de meramımı anlatayım diyorsun, “Siz Terörsüz bir Türkiye istemiyor musunuz?” diye yeniden soruyorlar.

Soruyorlar…

Ama bir yandan da biz vatanseverlerin veya konuyu anlamak veya anlatmak adına kafa patlatanların, aynı benim gibi, terörsüz bir Türkiye adına, canla ve başla mücadele etmiş olanların ve hatta bu uğurda bedel ödemiş olanların verecekleri cevapları, duymak istemiyorlar.

Hem duymak istemiyorlar hem de anlamak istemiyorlar.

Neden?

Nedenine sonra geleceğim.

Fakat mademki, her fırsatta bize bunları soruyorsunuz, o zaman dinleyeceksiniz. Mademki bir kuyuya taş atıyorsunuz, o zaman gümbürtüsüne de dayanacaksınız.

Açık konuşacağım. Terörsüz bir Türkiye istemeyenin kanı bozuktur.

Analar ağlamaya devam etsin diyen kalpsiz ve vicdansız bir şerefsizdir.

Terör bitmesin diyen bu milletin evladı değildir.

Lakin bir de madalyonun öbür yüzü var, yani konunun başka başka yönleri var…

İşte o madalyonun öteki yüzünü görmeden, olayın başka başka boyutlarını hesaba katmadan ne olursa olsun ne verirsek verelim ne kaybedersek kaybedelim ama terör bitsin demek de en hafifinden gafillik ve ahmaklık, eğer ki bilinçli olarak yapılıyorsa da vatan hainliğidir.

Yahu kardeşim, Allah aşkına sen bu Terörsüz Türkiye konusunda yayınlanan son raporlardan kaçını okudun?

Bana “Terör bitmesin mi?” derken, bu bölücülerin benden ne istediklerini biliyor musun?

Okumadıysan ve bilmiyorsan gaflet ve dalalet, yok bilerek bu işin içindeysen o zaman da hıyanet içindesin.

Şimdi sen bana cevap ver.

Benim, yani Büyük Türk Milleti’nin bu bölücü Kürtçülere bir borcumuz mu var?

Biz Anadolu’yu Bizans’tan değil de Kürtlerden alarak mı vatan yaptık? Yoksa onlar, Anadolu’ya bizim sayemizde ve bizim açtığımız yoldan girerek mi yerleştiler?

Ben bilmiyorsam siz söyleyin?

Bölücü Kürtlerin bir devleti vardı da biz Türkler mi yıktık? Onları esir mi ettik, sürgün mü ettik, hangi kazanılmış haklarını gasp ettik?

Benim olup da Kürdün olmayan hak nedir?

Kanunlar önünde, kamu hizmetlerinde, ticarette vs. Her alanda eşit değil miyiz?

Hastaneye gidince doktor Kürt müsün, Türk müsün diye mi soruyor?

Mahkemeye düştüğünde hâkim Kürde ayrı, Türk’e ayrı bir kanun maddesi mi uyguluyor?

E öyleyse, tarih boyunca bir beylik bile kuramamış bölücüler, benden ne istiyor? Aslında, istedikleri tek bir şey var.

Benim kanımla ve canımla defalarca bedelini ödediğim ve kılıç hakkım olarak, Toprağını kanımla kararak, en az 1000 yıldır vatan yaptığım ülke toprakları üzerinde ayrı bir devlet ve ayrı bir bayrak istiyorlar!

Peki ya ne hakla?

İşte ben de bunun için mücadele ediyorum. Vatanımı, milletimi, devletimi ve bayrağımı korumak için… Hem de hukuk içinde kalarak, bir mücadele veriyorum.

Sur’da ve hendeklerde; Kıbrıs Savaşı’ndan çok daha fazla evladımı, hendek ve barikatlara neden gömdüm biliyor musun?

Sırf hukuk içinde kaldığım için, sırf hainle hadimi ayırt etmeye çalıştığım için ve sırf Kürt olan herkese bölücü veya terörist gözüyle bakmadığım için gömdüm.

Açık söyleyeyim, bu sözde Terörsüz Türkiye projesini hayata geçirmek isteyenler, bugüne kadar gözlerimizin içine baka baka bize hep yalan söylediler ve hala da yalanlarına devam ediyorlar!

Hatırlayın…

Daha dün ne demişlerdi?

  • Teröristlerle hiçbir şekilde pazarlık yapmayacağız.
  • Hiçbir şartı kabul etmeyeceğiz.
  • Bunlara hiçbir söz vermeyeceğiz.
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir hakkına halel getirtmeyeceğiz.

E ne olacak?

Bebek Katili Terörist Elebaşısı; tıkıldığı delikten bir açıklama yapacak, diyecek ki: “Terör Örgütü PKK, PYD, PÇDK ve PEJAK silah bıraksın”. Bu deyyuslar da silahlarını bırakıp teröre son verecekler.

İşte size Terörsüz Türkiye…

Yahu çocuk bile inanmaz, ama her zaman yaptıkları gibi öyle bir algı operasyonu yaptılar ki, toplumun en az üçte birini bu safsataya inandırdılar!

Şimdi bu gafillere sesleniyorum; ah benim saf Kardeşim, sen şu DEM’in Terörsüz Türkiye raporunu okudun mu hiç?

Hiç sanmam. Çünkü okumak sana göre değil, hem uzunca da bir rapor, şimdi buna kim kafa patlatacak öyle değil mi?

Ama önemli değil, ben senin için de okudum, senin için de kafa patlattım. Şimdi dinle bak, bak bakalım pazarlık var mıymış, yok muymuş? Dinle bak verilecek neler varmış, Dinle bak aynı ciğerini söker gibi senden neler istiyorlarmış:

  • Diyorlar ki, biz Türk falan tanımayız. Ya anayasadan Türk’ü çıkaracaksınız ya da yanına bir de Kürt koyacaksınız.
  • İşte bunu yaptığınızda ne Türk kalır ne Türkiye ne Türk devleti ne de Türk bayrağı… Er ya da geç bu olur!
  • Diyorlar ki, biz Türkçe falan anlamayız. Türkçenin yanında Kürtçeyi de seve seve resmi dil yapacaksınız!
  • Şehirlerdeki trafik levha ve işaretlerini bile Kürtçe olarak yazacaksınız!
  • Kürt bölgelerindeki camilerde, hutbeleri bile Kürtçe okutacaksınız! Anlamazsa Türk anlamasın.

Bu da yetmez!

  • Ana sınıfından üniversite sonuna kadar Kürtçeyi eğitim dili yapacaksınız! Bana Kürtçe fizik, kimya, coğrafya, biyoloji ve tıp anlatacak öğretmenler bulacaksınız!
  • Kürtçe eğitim yapacak üniversiteler, Kuzey Iraktaki Barzani eşkiyası ile akademik iş birliği içinde çalışacak!
  • Yoksa? Bütün devlet kurumlarında, bütün bankalarda, bütün hastanelerde, bütün karakollarda, bütün adliyelerde, orduda, poliste aklınıza ne gelirse her yerde Kürtçe bilen personel, tercüman ve yetkili görevlendireceksiniz.
  • Belediye otobüsünün şoförünü bile Kürtçe bilenlerden seçeceksiniz.
  • Yani askerde bir tabur komutanı sabah tekmilini alırken, komutları Kürtçe de tekrar etmek zorunda kalacak.
  • Gece derslerinde dersi hem Türkçe hem de Kürtçe anlatacaksın.

İşine gelirse, terör devam eder!

Ne demiş Ziya Gökalp:

Türklüğün vicdânı bir,

Dîni bir, vatanı bir;

Fakat hepsi ayrılır

Olmazsa lisânı bir.

 

Tûran’ın bir ili var

Ve yalnız bir dili var.

Başka dil var diyenin,

Başka bir emeli var!

Başka bir emeli var!” Başka söze ne hacet?

Türk Devleti’ne diyorlar ki;

  • Kayıp terörist mezarlarını sen bulacaksın, mezarlarını sen yapacaksın!
  • Benim istediğim yerlerde Kürt Katliamı Anıtları dikeceksin!
  • Terörist mezarlıklarını ihya edecek, düzenleyip onaracak ve adeta birer şehitlik yapacaksınız!
  • Doğu ve Güneydoğu’da benim istediğim yerlere, Kürt Soykırımı Müzeleri inşa edeceksin, içini de benim istediğim materyallerle yine dolduracaksın!
  • Zorunlu askerliği kaldıracaksınız, eğer biz istersek askerlik yaparız, istemezsek yapmayız!
  • Diyorlar ki, biz suç falan işlemedik. Dolayısıyla sizden af maf da istemiyoruz.
  • Şimdiye kadar yaptıklarımızdan, vurduğumuz evlatlarınızdan, döktüğümüz kanlarınızdan, kolsuz bacaksız ve gözsüz bıraktığımız gazilerinizden dolayı pişman da değiliz.
  • Bu nedenle pişmanlık yasası da istemiyoruz. E ne istiyoruz? Özgürlük yasası…
  • Çıkaracağınız Özgürlük Yasası ile bizi yargılamadan salıvereceksiniz.
  • Bu da yetmez bizi devlette işe koyacak, maaş verecek, besleyeceksiniz.
  • Ve hatta örgüt yöneticilerini siyasetçi yapacaksınız, devletinizin yönetimini bizimle paylaşacaksınız!
  • Siz bundan sonra terörle mücadele falan etmeyeceksiniz. Bu nedenle, terörle mücadele yasasını kaldıracaksınız!
  • Terörle mücadele için, Doğu ve Güneydoğuya yerleştirdiğiniz asker ve polisi batıya geriye çekeceksiniz!
  • Öyle bizim şehirlerimizde zırt pırt zırhlı araçlarla falan, devriye mevriye gezmeyeceksiniz.
  • Bizi kontrol altında tutmaya çalışmayacaksınız!
  • Yol kontrol noktalarını ve karakolları kapatıp gideceksiniz, öyle her istediğinizde yol kontrolü falan yapamayacaksınız.
  • Bölgede yeni karakol falan da inşa etmeyeceksiniz, inşası devam eden karakolları ise bize vereceksiniz, biz onları hayvan ahırı olarak kullanırız!
  • Koruculuğu kaldıracaksınız, korucuların ellerindeki silahları alacaksınız. İsterseniz ellerine birer değnek verin, sığır gütsünler!
  • Boşaltılan köyleri geriye taşıyacaksınız, o köyleri siz yeniden inşa edeceksiniz ve geriye dönük olarak da yüklü tazminatlar ödeyeceksiniz!
  • PKK ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu için, kamu görevinden çıkarılan bütün bölücü Kürtçüleri, yeniden kamu görevine alacaksınız ve üstelik geçmiş yıllara ait maaşlarını da topluca ödeyerek, iyice bitlerini kanlandıracaksınız!
  • Ha bu arada, Mahmur Kampındaki teröristleri ve ailelerini Türkiyeye getirip, bakıp besleyeceksiniz!

Bitti mi?

Hayır!

Devam ediyoruz…

  • Bize öyle Ankara’dan zırt pırt karışmayacak ve talimat vermeyeceksiniz.
  • Yerel yönetimleri kendi ellerinizle özerkleştireceksiniz ve biz de istediğimiz gibi at oynatacağız!
  • Üstelik, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden ürettiğiniz petrol ve elektrik gelirlerinden pay vereceksiniz!
  • Bu arada, PYD’ye çok da kafa takmayın, PYD silah milah bırakmayacak ve gücü yetecek hale gelinceye kadar Türkiye için bir tehdit oluşturmayacak.
  • Ha bir de Öcalan’ı serbest bırakacaksınız. Siz önce serbest bırakın, gerisine biz sonra bakarız.

Yaaa, işte böyle…

Ne yazık ki, DEM Parti raporunda yazılanlardan, terörist elebaşılarının ve DEM Partili yöneticilerin söylemlerinden benim anladığım işte bu!

Şimdi sen bana söyle: Sen böyle bir terörsüz Türkiye istiyor musun?

Anaların gözyaşı, böyle bir Türkiye’de mi dinecek? P

eki beni neden dinlemek istemiyorsun?

Kanın mı bozuk, mayan mı başka?

Bütün bunları verirsem, benden geriye ne kalacak?

İşte sana cevap veriyorum:

Eğer ki, Milli Kimliğim sulanacaksa!

Eğer ki, Milli Birliğim bozulacaksa!

Eğer ki, Dil Birliğim yok olacaksa!

Eğer ki, Milli Egemenlik Haklarım elimden alınacaksa!

Eğer ki Üniter Devlet Yapım parçalanacaksa!

Vatanımın bir parçası, aynı bir halı gibi altımdan çekilip alınacaksa!

50.000 kişinin katili, Apo salınacaksa!

Şehit analarının yüreklerine basılacaksa!

Şehit babaları yok sayılacaksa!

Ayyıldızlı al bayrağımın yanına, bir paçavra asılacaksa!

Eli kanlı teröristlerin aldıkları canlar ve akıttıkları kanlar yanlarına kar kalacaksa!

Şehitlerimin kemikleri sızlayacak, Gazilerimin gözleri hüzünle bakacaksa!

Üniforma giydirilmiş eşkıyalar, yurdumda hava atacaksa!

Benim vekil yaptıklarım, Barzani gibi şerefsizlere güzellemeler yapacaksa!

Ben razıyım kardeşim.

TERÖR BİTMESİN!

Ben, yeniden savaşmaya hazırım.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!