Atsız Burucu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yalnızlığın Bedeli: Sevmenin Yerine Ödemek

Yalnızlığın Bedeli: Sevmenin Yerine Ödemek

0
Paylaş

Kaynak, modern ilişkilerdeki sevgi ve yakınlık kavramlarının ekonomik sembollerle yer değiştirmesini ele almaktadır. Yazar, geçmişte sevginin mektuplar, bakışmalar veya sessiz yürüyüşler gibi basit ve derin duygusal jestlerle ifade edilirken, günümüzde kredi kartı limitleri, pahalı hediyeler ve sosyal medya paylaşımlarıyla ölçüldüğünü belirtmektedir. Bu dönüşümde, kadınlara harcama yaparak değerli olma, erkeklere ise hesaptaki rakamla güç kazanma mesajlarının verildiği bir sistemin etkisi vurgulanır. Sonuç olarak, duygusal bağların yerini ekonomik semboller alırken, içi boşalan ilişkiler ve derin bir yalnızlık ortaya çıkmıştır. Metin, gerçek yakınlığın gösterişte değil, dürüstlük ve anlayışta gizli olduğunu ve çözümün yeniden sade sevmeyi öğrenmekte yattığını savunmaktadır.

 

Eskiden sevgiyi göstermek, bir mektup yazmak, göz göze bakmak, birlikte sessizce yürümekti. Duyguların anlamı sade ama derindi. Şimdi ise ilişkiler, kredi kartı limitlerinin, restoran fişlerinin, özel gün paylaşımlarının arasında ölçülüyor.

Bir zamanlar “sevgi emekti” diyen kuşak, bugün “sevgi içerik” çağında yaşıyor.

Kadınlar görülmeyi değil, beğenilmeyi bekliyor; erkekler yakınlık kurmayı değil, “ödeme yapmayı” öğrendi. Çünkü sistem onlara böyle öğretti: Kadınlara “sen ne kadar harcanırsan o kadar değerlisin” denildi; erkeklere “gücün, hesabındaki rakamla ölçülür” mesajı verildi.

Aileler sevgiyi anlatmadı, başarıyı, gösterişi, başkalarının onayını anlattı. Sosyal medya da bu oyunu tamamladı — jestleri, pahalı hediyeleri, “birlikteyiz” pozlarını alkışladı.

Bugün, sevginin dili değişti. İnsanlar artık “beni seviyor musun?” diye sormuyor, “bana yatırım yapıyor musun?” diye düşünüyor. Duygusal bağların yerini ekonomik semboller aldı. Bir çiçeğin yerini telefon modeli, bir sarılmanın yerini tatil faturası aldı.

Ve biz farkına varmadan bir dönüşümü normalleştirdik: duygusal yoksunluğu ekonomik bollukla kapatmaya çalıştık.

Ama sonuç aynı: içi boşalan ilişkiler, dokunulamayan kalpler, kalabalıklar içinde derin bir yalnızlık.

Bir zamanlar duygularla kurulan bağlar, şimdi algoritmalarla, taksitlerle, takipçilerle ölçülüyor.

Oysa insan ruhu hâlâ aynı ihtiyacı fısıldıyor: “Gör beni, hisset beni, satın alma beni.”

Gerçek yakınlık, lüks sofralarda değil; dürüst bir bakışta, sessiz bir anlayışta gizlidir.

Ve belki de bugünün en büyük devrimi, yeniden sade sevmeyi öğrenmek olacaktır — hiçbir ödeme, hiçbir gösteriş olmadan.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!