Akın Üner’in “Karyola Safiye’ye Neden Dar Gelmiyor!” başlıklı yazısı, Türkiye’deki düşen doğum oranları ve bu konudaki resmi çağrıları mizahi ve eleştirel bir dille ele alıyor. Yazar, Cumhurbaşkanı, din adamları ve Milli Eğitim Bakanı gibi yetkililerin evlenme ve çocuk sahibi olma teşviklerine dikkat çekiyor. Kendi ailesindeki çocuk ve torun sayısından örnekler veren yazar, gençlerin evlenip çocuk yapmaktan neden çekindiğini sorguluyor. Metin, asıl sorunun ekonomik güçlükler, işsizlik ve geçim sıkıntısı olduğunu vurgulayarak, devletin gençlere yeterli ekonomik destek sağlaması halinde bu durumun değişeceğini iddia ediyor. Sonuç olarak, yazar karyolanın gıcırdamasının anahtarının ekonomik refah olduğunu belirtiyor.
Efendim, memleketteki Tetemoğlu’ndan uzunca bir WhatsApp mesajı geldi. Güzelim Rumeli ağzıyla herkesin konuştuğu bir konuyu, onun deyimiyle “cillop gibi” anlatmış. Noktasına virgülüne dokunmadan sizinle paylaşıyorum…
Geçen gün bizim kaavede okey arkadaşlarımı beklerken televizyonda ajansları sesleştireyim dedim.
Reysicumhur konuşuyor. Ahaliyi almış karşısına, “En az üjj gızancık yapasınız” diye tembihliyor.
Elcağzıyla da işaret ediyor, Rabia dört olacak, gızancık üjj!
O konuşurken aklıma geçen Cuma hutbesinde bizim Hoca’nın kürsüde ettiği vaaz aklıma geldi. O da “Her çocuk bereketiyle gelir, yapabildiğiniz kadar yapın” diye konuşuyordu.
Evvelki gün Milli Eğitim Bakanı da “4+4+4 modelinden caymak lazım, gızancıklar mektebe gitmekten evlenmeyi unutuyor” manasında kelam ediyordu.
***
Heyhat! Diyanetinden Riyasetine bir ağızdan “evlenin, çocuk yapın, üreyin!” dediklerine göre Melmekette işler ciddi demektir.
Evlenip çoluk çocuğa karışanlar azalmamış olsa hepsi birden toplaşıp bizi “o işi yapmaya” çağırırlar mıydı?
***
Kendi kendime dedim ki, “Ben Allah bağışlasın üjj değil tastamam bejj evlat yetiştirdim. Üçü gızancık, ikisi gızçe!”
Ben vazifemi yapmışım. Te bu saatten sonra o iş yengenle benden geçti.
Sonra baktım, bizimkilere… Saydım, bejj çocuktan anca dört torun olmuş.
Biri yeni evli, onu sayma.
En büyük olan da Reyizin aklına uydu, üjj tane torun ordan geldi, te şimdi fakirlikten kırılıyor.
Geriye kalan üjj çocuktan anca bir tanesinin gızancığı var.
Kalan iki tanesi fos!
***
Sorunca birisi acelemiz yok diyor.
Öte yandaki de almış evine pire torbası bir kedicik, onu seviyor.
***
Düşününce Devlet Babaya hak verdim. Karşı apartmandaki Suriyeli ailenin çocuk sayısı, bizim sokaktaki bütün çocuk sayısından fazla!
***
Biz Osman Aga türküsünü dinleyerek büyüdük.
Ar gelir Osman Aga, ar gelir…
Safiye Kıza karyolacık dar gelir.
***
Te üüle olunca Osman’la Safiye’nin boy boy gızancığı oluyor tabii.
Ne oldu da ahir zamanın Osmanlar’ına ar gelmiyor?
Safiye gızlar neden karyolacıkta uslu duruyor?
***
Var bunda bir iş dedim.
Düşündükçe anladım ki mesele zürriyetle ilgili değil.
Cicibebesinden çocuk doktoruna,
Okul çantasından özel okuluna,
Dersanesinden yurt masrafına zorla büyütüyorsun.
Boyuna erince iş yok.
Ziraat mühendisi bitirenler üç harfli marketlerde kasiyer olabilirse ne ala memleket.
Gızancık tarih öğretmeni çıkmış, motorsikletin sırtında getir götür kuryelik yapabiliyor.
***
Cigara parasını çıkartamıyorlar ki evlenebilsinler.
Hadi evlendiler, çocuk yapmaya cesaretleri yok.
***
Devlet ricalimize demem o ki:
Siz gençlerin cebine geçinecekleri kadar para koyun.
Bakın o karyolalar nasıl gıcırdamaya başlayacak!