Mehmet Özkendirci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Korkmak mı? Sevmek mi?

Korkmak mı? Sevmek mi?

0
Paylaş

Mehmet Özkendirci’nin bu yazısı, Allah korkusu yerine Allah sevgisini merkeze alan bir Türk İslam anlayışını vurgulamaktadır. Yazar, merhum Bülent Ecevit’in sözlerine atıfta bulunarak, bazı Müslümanların ithal din inançlarındaki korku odaklı yaklaşımlarının aksine, tasavvufta sevginin önemini öne çıkarır. Metin, cennet veya cehennem korkusuyla değil, saf ve karşılıksız bir sevgiyle ibadet etmenin iki yüzlülükten uzak olduğunu savunur. Ayrıca, yazar kendi deneyimlerinden yola çıkarak, kendisine iyi bir hayat veren Allah’tan veya babasından korkmanın anlamsızlığını belirtir, aksine derin bir saygı ve minnettarlık duyulması gerektiğini ifade eder.

 

Camilerde video ve takkeli resimleri olmayan miting alanlarında elinde kuran sallamayan Rahmetli Bülent Ecevit bir söyleşisinde şunları söylemişti: “Bazı dinci veya dine bağlı Müslümanlar ithal din inançlarına kapılmış olup onlarda Allah korkusu var. Türk İslâm anlayışı tasavvufta Allah korkusu yerine sevgisi var.

Seven insan karşılıksız sever, en temiz duygularıyla yaratanını sever. Cehennem korkusuyla sevmez. Bu iki yüzlülüktür. Siz Allah’ın yarattığı kul olarak onun eserlerine saygı duyun, hiçbir canlıya kıymayın ,tabiata zarar vermeyin, adaletli olun, size verilen yetkileri çevrenizi ihya etmek için kullanmazsanız öbür alemde yeriniz cehennem değil cennet olur.(Burada başına sarık geçirip sakal bırakan Allah’a şirk koşan sözde uyduruk hadislerle ahkam kesen Yahudi imam ve hocalar İslam’ın en büyük düşmanlarıdır. Bunların her gün sosyal medyada boy göstermeleri deist ve ateistlerin çığ gibi artmalarına neden olmaktadır)

Ben de gençlik yıllarımda kulak hizamda favori uzattığım için Konya’da gominist olmuştum. Üniversiteye girdiğim ilk yıl Konya’ya gelişimde babamın terzi dükkanına gominist görmeye gelen meraklılara pat diye konuşup meraklarını giderdim. Ben Allah’tan korkmam! Neden korkayım ki, o bana sağlık sıhhat verdi, kimseye muhtaç etmeyen bir iğne uçuyla ilkokul yüzü görmediği halde ben ve kardeşimi İstanbul’a okumaya gönderen bir baba verdi. O baba bir fiske vurmadı, hiç kötü söz söylemedi .Ben babam da korkmam, onun ellerini değil tabanlarını öpsem bile az …

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!