Seçim sonrası kan gölü gelişmelerin içindeyiz.
Birdenbire…
Şehitler veriyoruz her gün. Ülkenin her yerinde ocaklara ateş düşerken, korku, tedirginlik, kaos, iliklerimize kadar işler hale geliyor son hızla!..
*
Anlaşılamaz, akıl almaz, kan donduran işler oluyor.
Terör bu kadar azmış kudurmuşken, vatan evlatları bir, bir toprağa düşerken dahi, güvenlik güçlerimizin vali izin vermeden operasyon yetkisi yok. PKK saldırınca karşılık verilebiliyor. Nitekim bu dönemde tüm çatışmalar şehir merkezlerinde karakollara ve güvenlik araçlarına saldırılar şeklinde gerçekleşiyor.
Sadece bu husus bile gelinen kahredici noktayı anlatır mahiyette…
*
Son yıllarda “Devlet” anlamsız olduğu kadar bir intihar sayılacak şekilde, “çözüm” adı altında, kendi kabuğuna çekilirken, terör örgütüne büyük hareket alanları tanıdı. Bölücüler her anlamda dokunulmaz olup güçlenip palazlanıp, pervasızlaştı.
Açılım denerek başlayıp, çözüm denilerek devam eden süreçte; “PKK çekiliyor, silah bırakıyor, barış geliyor, terör bitiyor, analar ağlamasın” gibi sahte umutların ancak kahpe bir kılıf olmaktan öte bir değer ifade etmediği çok acı olarak ortaya çıktı.
Meşrulaşan bölücülük, azgınlaşan ve halk hareketi yapılanmalarına ulaşmış hainler, ilan edilmiş kantonlar, artırılmış silah gücü, sözde mahkemeleri, güvenlik timleri, vergi çadırlarıyla her anlamda temayüz etmiş terör örgütü karşısında karakollara “hapsedilmiş devlet” ile baş başa kalındı.
*
Görüldü ki bilinerek gelindi bu duruma!
Şaşkınlıktan mı, utanmazlıktan mı, umursamazlıktan mıdır bilinmez itiraflar peş peşe geldi vicdansızca, insafsızca! Devletin en tepesinden başlayıp, tüm kademelerin belli başlılarından tutun, Hükümet etme durumunda olanlar birbiriyle yarışır oldular açıklamalarıyla…
“Biz biliyorduk – göz yumduk – sustuk – 3 sene boyunca silah yığınağı yaptılar – silah getiren araçları arayamadık – 80 bin silah dağıttılar – suiistimal ettiler – karakolun karşısına çadır kurdular seslenmedik – karakoldan çıkarken teröristler ellerinde keleşle el sallamıştı – şehirlere bomba yığınağı yaptılar – her şeyi biliyorduk dokunmadık – sayemizde güçlendiler!..”
*
İtiraf edilenler “yardım ve yataklıktan” öte ihanet çemberinde savruluşun ayak izleri…
*
Gelişen kan gölü gelişmelerin sebep/sonuçlarıdır bu vahamet!..
Bizler ülke olarak henüz uyuyorken; uyuyor muamelesi yapılıp ta uyumadığı çok iyi bilinen terör örgütünün kahpeliği akla gelip çatışma günlerine geçildi, nasılsa!
*
Bu acı, bu ahlaksız, bu alçak “göz yummanın” bedelini;
Vatan evlatları ödüyor…
Şehitlerimiz ödüyor!..
Ateş düşen ocaklarda; yüreği yanan analar, babalar, kardeşler, dedeler, yavuklular, yavrular ödüyor.
Yüreği ülkesi ve milleti için çarpan Türk Milletinin evlatları ödüyor!..
……!
Ya; bu şehitlerimizin bedelini kimler ödeyecek!.
Ya; yangın yeri yüreklerin bedelini kimler ödeyecek!
İç savaş yaşatır hale gelmiş aymazlıkların bedelini kimler ödeyecek!…
Kimler!..
Ne zaman ödeyecek!..