Yüzyılın seçimine 40 gün kala, her zamankinin aksine kararsızlardaki oranın büyüklüğü dikkat çekici. Anketlerde yüzde 18-25 arası kararsız çıkarken, günlük konuşmalarda alışılagelmişin dışında çok farklı önceliklerin belirleyici oluşu, bu kararsız kesimin görünenden daha da büyük olduğu gerçeğini ortaya koyar nitelikte…
***
Cumhurbaşkanının inat ve ısrarla seçimlerde rol kapışı, buna bağlı olarak iktidar partisinin çok başlılığı/başsızlığı ve iç didişmeleri seçimi enteresan bir zemine sürüklüyor. Aynı zamanda yolsuzluk, hırsızlık, kayırmacılık, kıyım, hukuksuzluk, israf, gelir dengesindeki uçurumlar, bir “dava partisi” konumunu canlı tutma telaşındaki Adalet Ve Kalkınma Partisinde ciddi gevşemeleri beraberinde getirmiş durumda. HDP’nin barajı aşma noktasına ulaşması ise farklı bir gündem konusu olarak sıcaklığını koruyor.
“Türkiye AKP’den kurtulmalı düşüncesi” temel öncelik olarak karşısındaki güçlü yapı neresi ise o yöne ciddi bir yöneliş olarak her bölgede adı konmayan güç birliğine dönüşebilecek derinlikte seyrediyor. CHP’nin seçim vaatlerinin, AKP’nin tekelinde gördüğü kesimlerde bir dalgalanma oluşturması ise ayrı bir alan oluşturuyor.
MHP ise henüz seçim bildirgesini açıklamamış olmasına rağmen toplumun her kesiminden hissedilir bir oranda destek alışı ile beliriyor. Milli birliğin büyük hasar alışı, etnik merkezli hezeyanların belirleyici oluşu, devlet işleyişinin çürütülmesi, dinin suiistimal edilişi, değerlerin yok edilişinin sistematik bir hal alışı, ihanetle şahadetin denk tutulur oluşu millet nezdinde, müracaat kapısı ve ülkenin teminatı olarak MHP’yi öne çıkarıyor…
*
Yüzde 1-2’lik değişimlerin bile çok önemli sonuçlar doğuracağı bu seçimlerde kıran kırana bir mücadele kaçınılmaz görünüyor. Hal böyle iken;
Kan gölü bir coğrafyanın merkezinde, işleyişin ve kullanılan araçların olağan dışı, gayrimeşru oluşuna alışmış bir toplum haline getirilmiş durumdayız. Bunun yanında iktidarı elinde tutan erkin, bu gücü elinden kaçırdığında hangi bedelleri ödeyeceği gerçeği, çalkantı ve kaos üzere planlamalar olacağının işareti olarak önümüzdedir.
Gelişmeler gösteriyor ki!
Önümüzdeki dönem her halükarda koalisyon olacaktır. Bir tarafta AKP-HDP koalisyonu, (HDP barajı geçse de, geçmese de) diğer tarafta bir ‘onarım koalisyonu’ kaçınılmazdır. Hemen ardından sağlıklı bir erken seçim ise kuvvetli bir çıkış yolu olarak derinliğini muhafaza eder durumdadır.
Görünen odur ki!
İktidar bu seçimlerde, tüm devlet güç ve imkânlarını, bugün sınırı bilinemeyen ekonomik gücünü, hiçbir kural tanımaksızın sonuna kadar kullanacaktır. HDP gündem belirleyici mahfillerin şımartması ile rüzgâr alacaktır. CHP vaatlerinin inandırıcılığı ölçüsünde sıçrama yapacak, ağırlıklı olarak ta iktidar partisinden birkaç puan alacaktır. İstikbal ve Milli Manevi Değerler merkezinde tavır alanlar ise MHP’yi tarihinin en yüksek oyu ile buluşturacaktır.
Yine görünen odur ki!
Barajı geçemeyecek partilerin yüzde 4 alacağı hesap edilen seçimlerde, AKP-HDP toplamının alacağı oy yüzde 48’in ne kadar altına çekilebilirse, ümit ışığı o kadar kuvvetlenecektir.
*
Bugün itibarı ile seçime çok kısa bir süre kalmasına rağmen, kararsızların çokluğu bir farkındalık olarak değerlendirilmelidir. Ülkemizin birliği, dirliği için bu durum bir gayret vesilesi olarak düşünülmelidir. Anlatılacak çok konu, ulaşılacak çok yer vardır.
MHP’ye bu anlamda özellikle büyük sorumluluk düşmektedir. Lideri, kadrosu ve değerleriyle, aslında ülke adına toplumdaki tüm beklentilerin merkezi olan Milliyetçi Hareket insan gücü ile gündeme mührünü vurmak zorundadır.
Teşkilatlar olabildiğince, olağanüstü çalışma şekilleri ile alan hâkimiyetini ve herkesle göz göze gelmeyi, anlamayı ve anlaşılmayı başarabilmelidir.
Kararsızların kararı; istikbal üzere, bireysellikten öte ülke merkezinde, yedi düvele karşı olmalıdır.
Yüzyılın seçimi bu kudrete bağlı olarak şekillenecektir!..