“Mehmet’im sevinin başlar yüksekte;
Ölsek de sevinin, eve dönsek de.
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte…
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir.
Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir.”
Necip Fazıl Kısakürek
Aralık 2013 Türkiye Cumhuriyeti
Rüşvet, yolsuzluk, kara para aklama, fuhuş, tehdit, şantaj!
Paralel devlet, din tacirleri, haramiler, firavunlar, yetim hakkı yiyenler, komplocular, yüzsüzler…
Yatak odasında para kasaları, para sayma makinesi, ayakkabı kutusu!
Devlet makamlarında dönen rüşvet çarkına taban fiyat isteyenler, saf değiştirenler, kıvıranlar, didişenler, oğlan oğlana kaseti çıkanlar,
3 Çocuk darbesi yaşayanlar, evde zor tutulan milyonlar…
Büyükelçi sofrasına yemeğe oturanlar, sofradan kaldırılanın hiddetini alkışlayanlar!
Beddualar, meydan okumalar, intikam çığlıkları, yalvarışlar.
Alçaklar, şerefsizler, ahlaksızlar!..
***
Hücrede bir yiğit var!
Türkiye’nin muktedirleri küçüldükçe, büyüyen..
Birileri ufalanıp tükendikçe, dal veren, yeşeren!
Vatanım, memleketim, devletim, milletim demekte.
Yaptıklarıyla söyledikleriyle duruşuyla; kirliliğe, çöküşe, çürümeye, alçaklığa meydan okuyan!
Bir yiğit var; Engin Alan
Anasını, helal sütüyle büyütenini, toprağa verdi bugün…
Uzatılan mikrofonlara “burası cami” diyerek!
***
Bu memlekette bir Engin Alan var.
Boğulurken milletçe; nefesimiz olmakta…
Ertelenmiş kutlu iradeyi haykırıyor!
Acısını sorarsanız; ülkesi için.
İnsan olmayı hatırlatıyor, yeniden…
Türk olmanın erdemini ilan ediyor; içimizdeki yedi düvele!
***
Ey kahpe rüzgâr nerden esersen, ne kadar esersen es!
Ey siz arsızlar, hırsızlar, alçaklar ne kadar zulmederseniz edin.
Ey siz çürümüşler, kirlenmişler ne kadar rezilleşirseniz rezilleşin!
Türk Milletinin yiğit evladı var.
Allah’a şükür Engin Alan’ımız var…
***
“…. Yarın elbet bizim, elbet bizimdir.
Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir.”