Devlet yönetmek, ne belediye başkanlığı yapmaya nede kürsülerde ders vermeye benzemez.
Siz devletsiniz.
Sizin karşınızda da yüzlerce devlet var.
Devletlerin kendi çıkarları var, milli çıkarları var ve olmalıdır da.
Devletin kendi iç dinamikleri ve etnisiteleri de vardır.
Devlet, vatandaşıyla karşı karşıyadır. Onun istek ve çıkarları, ihtiyaç ve gereksinimleri de vardır.
Bütün bunları ve daha ötekileri alt alta koyarsanız, devlet idaresi büyük bir maharet ve beceri ister. Devleti yönetenlerin, hayalleri geniş, sezgileri kuvvetli, zekâları kıvrak, algıları hızlı, refleksleri güçlü, hazır cevap, tarih şuuruyla donanmış, dış politikada; oynak ve esnek bir yöntem sergileyen insanlar olmalıdır.
Dünya, özelliklede Batı ve ABD, IŞİD terörü ve teröristlerine odaklanmış ve “neyi nasıl yapabiliriz?” seçeneklerini konuşurken; hemşehrim S. Davutoğlu’nun ABD’nin tanınmış savaş spikerine, “ Eğer bu işin içinde Esad’ı devirmekte varsa biz müdahaleye varız” demeci, hiç şık olmadığı gibi haddi de aşan bir açıklama olmuştur. Ülken yanıp-yıkılmakta! 27 il ve 68 ilçende olaylar var, ölen insanların var.
Hemşehrim Davutoğlu, uzak görüşlü, çözümcü, alternatifler üretebilen biri olarak lanse edilmişti.
Yukarıdaki beyanatı, bu özellikleriyle örtüşüyor mu?
ABD sözcüsü beyanatın yayınından hemen sonra, “Bizim şimdiki önceliğimiz Esad değil IŞİD’dir” cevabını yapıştırdı.
Ne oldu?
Neden havada kaldık?
S. Erdoğan’ın önlenemez bir ESAD takıntısı vardı. Bu takıntı O’nu, dış dünyada açmazlara sokmuştu. S. Erdoğan, bu takıntısında ısrarcı oldu ama eline de bir şey geçmedi.
Acaba S. Davutoğlu’nun, ESAD takıntısı da S. Erdoğan’dan mı miras kaldı?
Suriye, bizim güneye açılan kapımızdır. Diğer Ortadoğu ülkelerine yolumuz Suriye’den geçmektedir. En uzun kara sınırı komşumuzdur. Türkiye’nin baş belası terör örgütü PKK’nın yan kolu PYD bu ülkededir.
Akıllı komutan, kendine yeni cepheler açarak, gücünün bölünmesini ister mi?
Karamanlı bisküvi ve çikolata fabrikaları ürün satamamaktan, ihracat yapamamaktan yakınmaktalar.
Değdi mi?
Taşucu eski SEKA limanı, Ortadoğu’ya(Ürdün, Irak, Lübnan, Mısır, Arabistan) gidecek TIR kuyruklarıyla dolup taşmakta bu insanlara yazık değil mi?
BOP, projesinde ESAD’ın devrilmesi de olan ABD bile ESAD ile iyi geçinmenin yollarını ararken; bize ne oluyor da ESAD düşmanlığında inat ediyoruz?
Bu Esad takıntısı, neyin nesidir?
Esad, size ve bize affedilemez ne yaptı ki?
Hemşehrim Davutoğlu’nun bu Esad takıntısını anlayan biri var mı?
Sevgili hemşehrim! Ne zaman kendin olacaksın?
Devlet yönetiminde takıntı olur mu? Şahsi kin ve hırslar devlet yönetimiyle çözülür mü?
Ey akıl, nerelerdesin?
Esen kalınız.