Lütfü Şahsuvaroğlu
Lütfü Şahsuvaroğlu

İstanbul

Sana bir gece ışıkları arasından baktım
 
Kız Kulesi’nden, Topkapı Sarayı’ndan ışıklar
 
Yakamozları boğazın ruhuma süzülürken
 
Nice ümitsiz aşklar aklıma düştü birden
 
Gece sessiz ve derinden çağırıyordu
 
Çağrılar birbiri ardınca sıralanıyordu
 
Bütün yükseklikler teker teker alçalıyordu
 
Sana bir gece ışıkları arasından baktım
 
Göz kırpıyordu ne kadar pencere varsa
 
Ölüme ve yaşamaya dair hikâyeleriyle
 
Birbirini öldüren ve yaşatan insanların
 
Derin karanlığıyla suyun her iki yanından
 
Lacivert, kendinden emin şehre abanıyordu
 
Kubbeler üstündekileri toprağa yayıyordu
 
Alemler birer ilik gibi göğe açılıyordu
 
Göz kırpıyordu ne kadar pencere varsa
 
Bir bayrak dalgalanıyordu ortasından gecenin
 
Beyaz ve kırmızı süsü bütün lacivertlerin
 

 
Bu şiiri yıllar evvel bir otelin penceresinden yazdım.
 
Acaba aynı manzarayı şimdi görebilir miyim?
 
Yakın bir zamanda belki de artık İstanbul’un siluetini artık eskisi gibi bulamayacağız.
 
Bütün tarihi dokunun, o ecdat yadigârı eserlerin ve emanetlerin ötesinde berisinde devasa yapılar gözümüzü, ufkumuzu iğfal edecekler.
 
Müteahhide küsmek kurtarmaz.
 
Küsüp barışma meselesi değil bu.
 
Kürt sorunu gibi değil yani…
 
Bir küsüp bir barışma; bir çözüm süreci, bir çatışma telaşı değil…
 
Şehir gidince her şey gider.
 
İstanbul ağlıyor. İnliyor…
 
Sadece tarihî kimliğinin yitip gitmesine değil, bunun o kutsal mekânlara girip çıkanların eliyle olmasına ağlıyor.
 
Bir yandan Turgut Cansever’in Kubbeyi Yere Koymamak kitabını elinde gezdirilirken bir yandan da kubbenin tabak gibi tersine çevrilmesine ağlıyor.
 
MHP Değişecek
 
MHP değişmeyecek sanıyorlar.
 
Oysa MHP değişecek.
 
Değişme kaçınılmaz.
 
Kim ne derse desin…
 
O halde yapılması gereken şey aptalca statükonun muhafaza için yağdanlıkları boşaltmak değil.
 
Basının bir kısmı yine yukarıdan aldıkları işaretle olsa gerek pek de kendilerine uymayan bir söylem içine girdi. Devlet Bahçeli’yi kurtarma söylemi…
 
Hiç hoşlanmadıkları ve hiç hazzetmedikleri halde görevlerini ifa etmeye çabalıyorlar.
 
Fakat bazen çok komik duruma düşüyorlar.
 
Devlet Bahçeli dahil bütün sevenleri utançtan yüzlerini buruşturuyor olsalar gerek…
 
 
Gerekirse Hesaplaşmaya Hazır Olma Tavrı
 
Ak Parti’nin içi kaynıyor.
 
Sayın Davutoğlu dava adamlığının ne idüğünü paylaştı geçenlerde.
 
Hem de çok sert bir ifadeyle…
 
Üzerine kim aldı dersiniz?
 
Basında da yeterince yer almadı.
 
Akif Beki yazdı dişe dokunur bir yazı, o kadar…
 
Ak Parti döneminde palazlanan medyanın iki kutuplu olduğunu böylece anlamış olduk.
 
Belli ki yukarıdan bir işaret alıyorlar. Sayın Davutoğlu’nun sarsılması, yerine yeni bir başbakan aranması, artık bırakması – çekilmesi lazım geldiğinin hem de en kollanmış yazarlar tarafından bizzat dile getirilmesi neyin nesidir?
 
Başbakanın çıkışı bir serzeniş değildir.
 
Onun ötesinde bir tehdit algısıdır ve buna karşı koyuştur.
 
Ne yapar bilemem?
 
Ama Hocanın da eli boş değildir.
 
O da bunu biliyor.
 
Yapabilecekleri sınırlı şeyler değil.
 
Hem yapıyor da…
 
Siyaset ve ticaret yeniden şekilleniyor gibi…
 
Alttan alta çekişmenin esbab-ı mucibesi bu olsa gerek.
 
 
Komando Kampı
 
Zırva tevil götürmez diye karşılık vermek yerine ben olsaydım o kamp anılarımı paylaşırdım kamuoyuyla…
 
Hani akıncılar da gerekirse memleket sevdası için kampa çıkmışlardır demenin ne zorluğu var?
 
Ben 68 kuşağının kamplarına yetişemedim.
 
Ama bizim de kendimizce kamplarımız olurdu.
 
Hem izci kampı hem de okulca pikniğe filan çıkmalar…
 
Daha çok da Kızılcahamam, Çamlıdere gibi yakın yerlere…
 
Silah talimi de yaptık, jimnastik de…
 
Yarışma programları, futbol, voleybol, pentatlon filan…
 
Ne var bunda?
 
Devlet, askerimizi polisimizi vatandaşlarımızı şehit eden bölücü terör örgütüyle bile masaya oturduğuna göre; acemice yapılan o kampların hatıralarını yaşamanın ve yaşatmanın kime ne zararı var?
 
Bizimle birlikte bazı akıncılar da Mamak Cezaevi’nde yattılar.
 
Kayseri Kampı en popüler olandı, hatırlıyorum.
 
O arkadaşlarımızın hepsini tek tek bilirim…
 
Ülkücülük, akıncılık, devrimcilik niye kötü olsun?
 
Ülkenin madenleri gibi zenginliğidir zihniyetler.
 
Bakır da kıymetlidir, altın da… Demir de… Krom da…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!