Arslan Küçükyıldız
Arslan Küçükyıldız

Ayancık Film Şenliği

Ayancık Film Şenliği

Ülkemiz geçen yıl büyük bir sel felaketi yaşadı. Kastamonu’nun Bozkurt, Abana, Azdavay ve Sinop’un Ayancık ilçeleri yıkımla karşı karşıya kaldı ve büyük zarar gördü. Bu yüzden geçen yıl başlatılması düşünülen Ayancık Film Festivali de ertelenmişti. “Festival” sözcüğü yerine “Şenlik” demeyi seviyorum; Ayancık Film Şenliği de bu yıl başladı. (23-26 Haziran 2022) Şenliğe başvuran belgesellerin seçimi için çağrıldığımız Ayancık’tayız. Katılan birbirinden ilginç belgeselleri değerlendiriyoruz. Seyirciler dört gün boyunca sinemayla, belgeselle, sanatla ilgilenecek. Film konuşacak, eleştirecek, şöyle çekilseydi, şunlar da çekilse, şunların da filmi yapılsa… diyecek. Bu da yaz aylarında nüfusu üçe dörde katlanan on beş-yirmi bin nüfuslu küçük bir ilçe için çok güzel bir fırsat diye düşünüyorum.

Sinemayla tanışmam 1968’de. Kastamonu El Sanatları Merkezinden rahmetli İhsan Hoca, Akçakese Köyü ilkokulunun küçücük bir odasına makinesini kurarak perdede kısa bir film göstermişti. Adeta büyülenmiştim. Şimdiki gibi koca sinema salonlarında ülkenin dört bir yanından gelen yüzlerce filmden seçilen örnekleri görme imkânımız yoktu. Belki tek şansımız o aletlere elimizi dokunmaktı. Ayancık şenliğinde çocuklar artık filmler sayısal verilere dönüştüğü için belki makinelere dokunamayacaklar ama yönetmenlere, sanatçılara dokunacaklar. Boşnak şair Ferit Muhiç işte bu çok önemli. dokunmadan söz eder. Bugün Ayancık’ta bir film şenliği oluşturacak kadar birikim sahibi ilgili varsa yarın ülke ve dünya çapında eserler üretecek sinemacılar böyle yetişecektir.

Ayancık, yemyeşil, şirin eşsiz bir yurt köşesi. Kestanesi, kestane balı, keteni ile tanınıyor. Derdi çok. Özellikle yurt dışına büyük göç vermiş. Sebebi çok önemli: 1929’da Belçikalıların kurduğu, dönemine göre üstün nitelikli Zingal Kereste Fabrikasında çalışan Ayancıklıların durumu çok iyi imiş. Ayancık o zamanki Türkiye’de elektriği olan birkaç sanayi kasabasından biriymiş. Sömürgeciler, sadece kestikleri ağaçları taşımak için dağın başına kurdukları teleferikle, tren hattı ile kasabaya yepyeni bir hava getirmişler. Fabrikayı kurmak için gelen yabancı uzmanlar ve aileleri adeta kasabanın ve yakın çevrenin kültürünü yoğurarak dönüştürmüş. Balolar, tiyatrolar, sinema; Avrupa modası, terziler, tenis, futbol, voleybol, hastane, hayvan hastanesi… Dönüştürmenin adı da var: İşçilerin oturduğu baraka ve evlerin olduğu yere Koloni mahallesi demişler. Fabrikanın ormanımızı talan ettiğini gören Hükümet tarafından devletleştirilip bir süre sonra da kapatılması üzerine, sömürgeciler bu defa Ayancıklı çalışanlarını işbilen işçi olarak yurt dışına götürmüş. Kalanı da İstanbul’a, önemli fabrikalara usta olarak girmiş. Göç hikâyeleri sinemacılarımızın ilgisini bekliyor.

Ayancık Film Şenliği, bütün olumsuz şartlara; verilen büyük göçe, yaşanılan sel felaketine rağmen, unutulan, ihmal edilen halk hazinelerine, özgün konulara eğilmek için bir fırsattır. Ayancık’ta oluşan bu küçük sinema ateşi yalnız da değildir. Çok şükür ülkemizin birçok il ve ilçesinde film şenlikleri yapılıyor Bu şenliklere sekiz yüze yakın belgesel katılıyor. Bir kısmı küçük bir çevre içinde kalan, bir kısmı da gerçekten hak edenlere verilen ciddi ödüller dağıtılıyor. Kültür Bakanlığı da bazılarına ölçütü belirsiz destek oluyor. Bu desteklerin çoğunun hedefini bulmadığını söylemek mümkün. Öyle ya da böyle Türk gençleri sinemaya ilgi duyuyor. Belgesel çekiyor. Yarışmalara giriyor ve gerçekten güzel bir iş yaptığında ödül de alıyor. Ayancıklı bir belgeselci olan Neşe Sarısoy Karatay başkanlığındaki seçici kurulumuzun seçim için çok titiz çalıştığına bizzat şahidim.

Cep telefonum, sinemadan, belgeselden, dizilerden konuştuğumuzu duymuş olmalı ki Şenlik açılış davetinde bir reklam telefonu geldi. Önceden kaydedilmiş bir ses, filmlerde oyuncu olmak isteyip istemediğimi sordu. Bizim her konuşmamız, sömürgecilerin ilgisinde ve sömürgecilik, kolonyalizm şekil değiştirdi. İlgimizi ve yaşantımızı satmak istedikleri mallara göre evirecek güce, kesinlikle, sahipler. En önemli araçları cep telefonu; sinema, televizyon, sosyal medya; Facebook, İnstagram, twitter, Tik tok… İçerik üretimini de bize; bizi de dönüştürerek yaptırıyorlar. Bu mecraları doldurmazsanız başkaları dolduruyor.

Dünyaya söyleyecek çok şey biriktiren milletimiz sinemada; içerik üretiminde ilerleyemezse susmaya devam etmiş olur. Kısacası, abuk sabuk değil, doğru ve etkili, yerli-milli içerik üretmek zorundayız. Bu yüzden şenliklere ilgi ve destek önemli. Ayancık Film Şenliğini düzenleyen genç sinemacı arkadaşlarımı ve destekleyenleri; yarışmaya katılan ve tabii kazananları; seyircileri, sevgili Ayancıklıları yürekten kutluyorum. Şenlikleri, toyları sürsün. Şenlik ateşleri, başka ateşlerin yakılmasına vesile olsun. Tanrım onlara güç versin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!