Arslan Küçükyıldız
Arslan Küçükyıldız

Kırkpınar – Erik Dalı

featured

Türkiye güzel bir ülke. Milletimiz asil bir millet. İnsanlarımız da çok güzel ama bakımsız ve sahipsiz. Milletimizin, bunca sahipsizliğe rağmen kendi küllerinden yeniden doğmaya benzeyen müthiş bir yapısı var. Her türlü olağanüstü sıkıntının üstesinden gelebilen bu gücü nereden bulduğunu hep merak etmişimdir.

Geçtiğimiz günlerde beni hayrete düşüren, sevindiren umutlandıran iki güzel gelişme oldu.  Bunlardan ilki 662. Kırkpınar Güreşleri‘nde, diğeri de Dünya Milletler Kadınlar Voleybol Şampiyonası‘nda yaşandı.

Bildiğiniz gibi Kırkpınar’da bu yıl Başpehlivan değişti. Yeni Başpehlivan Yusuf Can Zeybek, yaptığı maçlarda yendiği başpehlivanları yerden kaldırdı ve elini öptü. Altın Kemer’i aldığı İsmail Balaban maçında da bunu tekrarladı; rakibi eski başpehlivanın elini öptü. Pehlivan, emdiğin süt sana helal olsun. Türk Töresi’nin bu çok önemli ögesinin, yani “yenenin, yenileni şereflendirmesi” geleneğinin Kırkpınar’da yeniden görülmeye başlanması, en sıkıntılı günlerde bile Töre’nin uygulanması, yarınlar için büyük muştudur. Türk Yüzyılı’nın gerçek bir göstergesidir:[1]

Milletim adına beni sevindiren ikinci olay da Filenin Sultanları’nın Amerika’da dünya şampiyonu olmaları sırasında, sevinçlerini “Erik Dalı” türküsü ile oynayarak ifade etmeleridir. Yanlış anlaşılmasın; dünya şampiyonu olmalarına, Uygur kardeşlerimize kan kusturan Çin’i eze eze yenmelerine elbette çok, çok sevindim.  Şampiyonlarımızın sevinçlerini bizim kültürümüzün bir parçası ile göstermeleri beni şampiyonluktan daha da fazla heyecanlandırdı.  Haklarında türlü dedikodular üretilen kızlarımız, gidip aslanlar gibi savaşmış, galip olmuş ve sevincini Türk’e yakışan bir gururla göstermiş, buna nasıl sevinilmez?[2]

Dirmilli Curacı Gadir‘in olduğu TRT tarafından tescillenen[3] Erik Dalı, Kastamonu Cide’nin düğün, dernek, toylarının olmazsa olmaz türküsüdür.

Bugün ülkemizdeki neredeyse bütün alışveriş merkezleri müşterilerini yabancı müzikle ağırlıyor. Eskinin bakkalından, kahvesinden, hastanesinden, gazinosundan, meydanından Türkü sesi duyulurdu; Erik Dalı’nı dinleyebilirdiniz.  Bugünün süpermarketleri sabahtan akşama kadar yabancı müzik çalıyor. Tek bir yerli müzik parçasına rastlamak mümkün değil. Yabancı müzikle büyüyen market çalışanı gençler bile buna isyan ediyor. Israr edip sorduğunuz zaman hiç yabancı müşteri gelmediğini söyleyen yetkililer, “Neden Türk müziği çalmıyorsunuz?” dediğinizde “Merkezden öyle isteniyor, buna uymaya mecburuz.” diye cevap veriyor.

Ne yapalım ki ülkemizde olup bitenler hep moral bozucu, ümidimizi kırıcı şeyler. İsterdik ki güzel haberler alalım ve gururlanalım. Daha çok çalışmak, daha çok üretmek, yükselmek ve ileri gitmek için güç kazanalım. Böyle olunca ben ve benim gibiler küçük şeylerden mutlu oluyoruz. Aslına bakarsanız İsmail Gaspıralı merhumun söylediği gibi “Küçük işler yapmasını bilmeyenler büyük işler başaramaz.” Biz büyük işler yapıyor görünenleri değil, böyle küçük ama çok önemli işler yapanları seviyoruz. Onların daha da çoğalmasını Allah’tan diliyoruz.

Sözüm size, bize, hepimize.

 


[1] https://www.youtube.com/live/JOxUKee5yEk?feature=share

[2] https://fb.watch/lS5uRrYOfB/?mibextid=Nif5oz

[3] https://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/burdur/erik-dali-turkusu-tescillendi-41251969?fbclid=IwAR17fENRsEl0CFB-1H6-p1K9lU-ttIagscZGuPp_glIOPf4FtGJ9zTjXGTc

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!