Yüksek Siyasetin Yüksek Bedeli

Bizim yörede güzel bir laf vardır: “Büyük lokma ye! Büyük laf etme” diye. Bugünkü iktidar her konuda büyük laflar ederek; iktidar oldu, büyük laflar söyleyerek de 13 yıl iktidarda kaldılar.
 
Şimdi tutturmuşlar “Yeni Türkiye” diye. Eskinin suyu mu çıktı? Eski Türkiye’nin neresi sizi rahatsız etmekte?
 
Eski Türkiye’de Sivas’ın ötesine değil, Cilo Dağı’nın tepesine çıkabiliyorduk korkmadan. Ya şimdi devri iktidarınızda?
 
Asker-polis bile kendi hayatını koruyamaz durumdadır.
 
“Değerli yalnızlığımız.” Diyerek dış politika da tükenmişliği perdelemeye çalıştılar. Tutmadı, Müslüman ülkelerle ideoloji ve “HALİFELİK” hayaliyle küstük. İhracatımız durdu. Şirketlerimiz kapandı.
 
Türkiye ne yazık ki, bir bataklığın içine düşmek üzere
 
“Derinlikli strateji” diyerek İslam dünyasının dışında, AB ve ABD ile de aramıza sınırlar koyduk. Efelenmeyi, yüksek sesten beylik laflarla çıkışmayı siyaset sandık. Geldiğimiz nokta; ağırlığımız olmayan, şüpheyle bakılan, güven duyulmayan bir ülke konumuna geliverdik.
 
“Çözüm Süreci” diye çıktık meydana. Ordunun ve polisin elini kolunu bağladık. Teröristler silah taşırken, köylere kentlere silah stoklarken, kendi mahkemelerini oluştururken; “Sürece Zarar Gelmesin” diye görmezden geldik. Ve kaçınılmaz sonuç; terör hortladı. Olan Anadolu’nun evlatlarına olmakta, evlere ve ocaklara ateş düşmekte: analar-babalar-eşler, “Ne mutlu bizlere şehit yakını olduk!” feryatlarıyla inlemekte.
 
“Türk Milliyetçiliği de dahil bütün milliyetçiliği ayaklarımız altına aldık” savsatasıyla yola çıkıldı. Şimdi milliyetçilik üzerine oyun kurulmakta, MHP’nin milliyetçi tabanına selam gönderilmekte.
 
“Ne mutlu sizlere ki şehit anası oldunuz” edebiyatı yapanlar; nedense bu mutluluktan nasiplenmek istemediler. Çocuklarını ya bedelli yaptılar ya da “Çürüğe” çıkardılar.
 
Neden ki?
 
Türkiye, eskiden; saygın, sözü dinlenen, ordusundan çekinilen, etrafındaki olaylar hususunda; fikri sorulan, görüşüne itibar edilen bir ülke idi. 
 
Ya şimdi?
 
Mısır yeni bir kanal açtı? Bütün ülkeleri çağırdı. Bizi neden davet etmediler? İran, neden bize ne hakla efelenmekte? Suriye meselesi görüşülürken neden bizi yok saydılar?
 
Yüksek siyasetin yüksek faturasını ödemekte Türkiye!
 
Bir de kalkmışlar; “Yeni TÜRKİYE” demezler mi? Ben eski, her tarafına gidilen, “Sivas’ın ötesine geçilen” ayakkabı kutularında dolar istiflenmeyen saygın, hürmete değer Türkiye’yi istemekteyim.
 
Esen kalınız.