“İYİ Parti ile Zafer Partisi Birleşirse” başlıklı makale, yazar Nazım Peker’in Ağustos ayındaki saha gezilerinde edindiği gözlemleri aktarmaktadır. Halkın mevcut siyasi durumdan ve ekonomik sıkıntılardan dolayı büyük bir memnuniyetsizlik içinde olduğu belirtilmektedir. Vatandaşlar, iktidardaki partinin politikalarına tepkili olup, CHP’yi bir alternatif olarak görse de, CHP’nin bazı adımlarının iktidar umudunu zayıflattığı ifade edilmektedir. Bu bağlamda, İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin birleşerek yeni bir siyasi güç ve sinerji oluşturması gerektiği yönünde güçlü bir kamuoyu beklentisi olduğu ortaya konmaktadır. Makale ayrıca, İYİ Parti’nin halkla daha aktif iletişim kurması ve önemli konuları gündemde tutması gerektiği önerilerini içermektedir. Halkın orman yangınları gibi ülkenin sorunlarına karşı öfkesi ve iktidar partisine oy verenlerin dahi pişmanlık duyduğu dile getirilmektedir. Sonuç olarak, metin halkın mevcut siyasi çıkmazdan kurtulmak için yeni bir umut arayışında olduğunu ve bu umudu İYİ Parti ile Zafer Partisi’nin potansiyel birleşiminde gördüğünü vurgulamaktadır.
Son gezimde (13-14-15 Ağustos) konuştuğum yurttaşlarımızdan edindiğim bilgilere göre:
Vatandaş CHP’yi iktidar yapmak istiyor ama CHP, iktidar olmamak için ayak diretiyormuş.
Edindiğim bilgiye göre CHP, “Terörsüz Türkiye” komisyonuna girmekle iktidar umudunu örselemiş, umut olmaktan çıkmış.
Asil milletim, yeni umutlar arayışında.
Çare nedir soruma:
Bey efendi İyi Parti ile Zafer Partisi birleşmeli ve yeni bir sinerji yaratmalı diyorlar.
Ve ekliyorlar:
İyi Parti, davet edilen Tv kanallarına mutlaka çıkmalı ülke gündemini halka anlatmalı, yıkım projelerini gündem de tutmalı.
Ekonomik durumları müsaitse:
İyi Parti en az iki haftada bir miting yapmalı,
Ülkenin karşı karşıya olduğu tehlikeyi halkın anlayacağı şekilde Atasözleriyle, esprilerle anlatmalı.
Geçim sıkıntısını, çiftçinin ve esnafın, memurun, işçinin, emeklinin geçim sıkıntısını canlı canlı seyrettirmeli,
Mülakat rezaletini, atanmayan öğretmenleri, intihar eden mülakat mağdurlarını anlatmalı canlı göstermeli,
Maden ruhsatlarını belgeleriyle anlatmalı, nerelerin kimlere ne şartlarla verildiğini belgelemeli,
Sn. Erdoğan’ı açık oturumlara davet etmeli,
Erdoğan’ın diplomasını zaman zaman hatırlatmalı,
Çelişkilerini, hukuka olan müdahalesini kendi konuşmaları ile kürsüden dinletmeli,
Karaman, Mut, Silifke, Erdemli, Mezitli, Mersin, Adana, Pozantı, Ulukışla gezimde yolda sokakta, parkta, pınar ve çeşme başında, kafede, lokantada konuştuğun yurdum insanlarının sıkıntısı hep aynı.
Yanan ormanlara çok öfkeliler.
Neden bizim gibi yangına açık coğrafyada kendimizin yangın uçakları yok diye soruyorlar.
Bir çoban kardeşim, “Beyefendi 50 uçak arka arkaya yangına su boşaltsa yangın mı kalır” deyiverdi.
Hep derim ya!
Bu millet asildir, kadirşinastır; Atını nallamasını da itini bağlamasını da çok iyi bilir.
Sevgisi ve desteği sonsuzdur.
Ellerim kırılsaydı da AKP’ye oy vermeseydim diyen bir gözlemeci-sıkmacı teyze, “Beyim verdik verdik o bize ne verdi, kredisini bitirdi. Sandıkta alamadıklarını baskı, tehdit ve güçle almaya çalışıyor. Bakalım karşılığını alacak mı?” demekte.
Özetlersem. Halk bunalmış, ekonomik çıkmaz içinde yarınından emin değil. Onun içinde çıkış yolu arıyor. CHP’ye kerhen de olsa: bunlardan kurtulmak için oy verecek yurttaş; CHP’nin falsoları karşısında yeni bir umut arayışında.
Bunu da İyi Parti ile Zafer Partisi’nin birleşerek yeni bir güç ve sinerji oluşturmasında görmeye başlamış.
Gerisini siyasetçiler bilir.
Devlet adamı iseler gelecek nesilleri düşünürler, siyaset adamları iseler gelecek seçimleri düşünürler.
Esen kalınız.
