Mehmet Edip Ören’in “Bir Şeyler Oluyor” başlıklı metni, Türkiye’nin çeşitli toplumsal ve politik sorunlarına mizahi ve eleştirel bir bakış sunmaktadır. Yazar, geçmişteki “Beş Dakika” gibi eğitici TV programlarının eksikliğini vurgulayarak, günlük hayattan örneklerle toplumsal düzenin ve görgü kurallarının bozulduğunu göstermektedir. Metin aynı zamanda, “Bana bir masal anlat baba” şarkısı üzerinden ülkenin ekonomik ve sosyal gerçeklerinden uzak hayalleri ironik bir dille eleştirmekte, beklenen ilerlemelerin gerçekleşmediğine dikkat çekmektedir. Ayrıca, politikadaki bazı liderlerin ve olayların absürtlüğüne değinilerek, özellikle “cumhurbaşkanına hakaret” davalarının yaygınlığı ve siyasi ilişkilerin tuhaflığı üzerinde durulmaktadır. Son olarak, “bir şey olmaz” zihniyetinin yol açtığı felaketlere işaret edilerek, sorumsuzluğun ve umursamazlığın ülkeye verdiği zararlar vurucu bir şekilde ifade edilmektedir.
Eskiden TRT de “Beş Dakika” diye bir program vardı. AST’ın değerli aktörleri ile mini drama şeklinde, toplum yaşantısını düzenleyici ve yol gösterici skeçler sahneye konur ve banda alınarak yayımlanırdı. Sözel nasihatler kısmını, son programlarımın da sunucusu olan, redaktör spikerlerimizden Sn. Zuhal Çetinkanat sunardı. Toplum içinde bulundukça ne kadar gerekli bir program olduğunu, tekrar idrak ediyorum… Niye mi? Bir alışveriş sahnesi: Önümdeki hanım eşyalarını koydu. Tezgahtar hepsini kasadan geçirdi. Bayan baktı. Bitince gidip poşetlere doldurmaya başladı… Görevli nezaketle, “Kart mı, nakit mi?” deyince, cüzdanını aradı buldu, para çıkarttı verdi… “3 liranız var mı?” sorusu gelince bayağı derin araştırma başladı, 2 lira çıktı, 1 lira çıkmadı… Devamını yazmayacağım sinirleriniz kabul etmeyebilir. Netice tam on dakika bir kişi beklendi. Benim kartım elimde hazır idi. Kasiyer işleme başlarken bıraktım, temassız alabilirsiniz dedim. Hazır poşete eşyaları koyduğumda, kasadan henüz fişim gelmemişti. Toplam yarım dakikada iş bitti… Uzatmayayım daha nice olayları, ıslah etmek gerekiyor. TRT, iktidar borazanlığını bırakır, bir Devlet televizyonuna yakışır haline geri dönerse, bu tip programlar tekrar gündeme gelebilir. Her neyse, hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür…
Yazılarımı yazarken, genelde fon müziğim mutlaka olur. Şu an “Bana bir masal anlat baba” isimli şarkı çalıyor. Hem de en sevdiğim ikili, Oya-Bora‘dan… Oya söylüyor… Yayıncı kuruluş daha önceleri yaptığı gibi yer verir mi bilmiyorum. İşlerine asla karışamam. Ben de merak ediyorum… Birlikte mırıldanalım mı… Bana bir masal anlat Baba, içinde Ay’a sert, arkasından yumuşak iniş olsun… Bana bir masal anlat Baba, içinde elektrikli traktörler olsun… Bana bir masal anlat Baba, içinde doğalgaz ihracatçısı oluşumuz olsun… Bana bir masal anlat Baba, yurdun her yerinden petrol fışkırsın… Bana bir masal anlat Baba, içinde memur emeklilerine söz verilen seyyanen zam olsun… Bana bir masal anlat Baba, içinde Bağ-Kur’luların prim eşitlemesi olsun… Bana bir masal anlat Baba, içinde 40 bin $ gayrı safi milli hasıla olsun… Bana bir masal anlat Baba, içinde ilk on ekonomide oluşumuz olsun… Bana bir masal anlat Baba, yüzlerce binlerce Altay tankımız ordumuza teslim edilmiş olsun… vs. vs…Hayır, hayır kimse bir şey anlatmasın, vazgeçtim, ben Oya-Bora’yı dinliyorum…
Rakamlara bakıyor hayret ediyorum. Araştırdım, rakip değil, tek yaklaşanı var. Eski Uganda Devlet Başkanı Mareşal, Hacı İdi Amin Dada… Cumhuriyet Tarihinde de kimse böyle bir yoğunluğa sahip değil. Peki sebep ne… Hakaret edilen ve davası açılan, yegâne lider, açık ara RT… Gün olmuyor ki, haberlerde duymayalım. Birileri cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla göz altına alınmasın. Duymadıklarımızı hiç sormayın… Yahu bu adam, pırıl pırıl, sütten çıkmış ak kaşık gibi bir adam. Yalanı dolanı yok dosdoğru birisi. Kendisinin, ailesinin ve etrafındakilerin kursağından bir lokma haram geçmemiş, ekonomi bilgisi malum. Siyasette Türkiye’ye çağ atlattı, Asrın Lideri oldu. Bu garibimden kim ne ister? Siyaset ilimciler, psikologlar, toplum uzmanları vs. bir araya gelip, durumu çözümlemeli…
Politikada bazı ilginç birliktelikler veya durumlar size normal geliyor mu? Yoksa oyunun kuralları ve oyuncuları çok öncelerden mi tespit ediliyor…Mesela Kart Kripto Kemal Kılıçdaroğlu ve Ca-Ce ( CAnlı CEnaze ) sınıf arkadaşı. İkisi de parti başkanı, ikisi de iktidar gerçeğinin kilit isimleri… CHP’ye uygulanan bütün adalet kumpaslarının başında, Adalet Bakamayanı. Yılmaz Tunç ve bu tezgahların muhatabı ve mağduru olan CHP’nin Gn. Bşk.ı Özgür Özel, sınıf arkadaşı…
Finali tılsımlı “Bir şey( bişey ) olmaz” lafıyla yapalım… Yolun ilerisini görmeyen şoföre, “Ne yapıyorsun?” dediğinde, “Bişey olmaz Abi“; piknik ateşini ağacın dibine dökene, “Yangın çıkar” dediğinizde “Bişey olmaz, merak etme“; dört kişilik asansöre yedi kişi binenlere “Aşağı düşersiniz” dendiğinde “Bişey olmaz“, Taşıyıcı kolonları alan genişletmek için kesilen binaya ne yapıyorsunuz dediğinizde “Bişey olmaz” klasik lafı gene başrolde hazırdır. Beyler Memleket bitti, tarım bitti, ekonomi çöktü, ahlak sıfırın altında, sahtecilik her yerde vs vs, iflas ettik, şu iktidarı değiştirelim desek senelerdir “Bişey olmaz” dediniz ama sonunda hep de bişeyler oldu… Muhataplar “Bişey olmaz” cılar ya ortada olmadığından ya da dünya değiştirdiklerinden “Bak, bişey oldu” deme şansınız da maalesef olmuyor…
Bu günlük de böyle oldu. Haftaya ne olur, inanın ki ben de bilmiyorum. Hepiniz güzel Allah’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…