Türkiye’de bir zihniyet var; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, O’nun silah arkadaşlarını, O’nun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni ve devrimlerini bir türlü sevemediler. Bunlar hala Türk milletinin ve hatta bütün dünyanın bir gerçeği olan Atatürk ve Cumhuriyetimizle kavga ediyorlar.
Bunlar, ellerine geçen fırsatı ganimet bilerek bugünkü Cumhuriyet nesline gün göstermiyorlar; “Sen-ben, dinli-dinsiz, sünnet-mukaddesat” gibi tartışma ve demagojilerle zihnimize baskı yapıyorlar. Bunlar “din” diyerek geldiler, “dindarlık” şovlarıyla ayakta durmaya, saltanatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Bunlar şimdi bize Atatürk’ü, milli tarih ve kültürümüzü, milli bayramlarımızı unutturmak için her hileye başvurdular; Atatürk, Cumhuriyet ve milli bayramlarımızın aydınlığı karşısında bunların ya kulakları ağrıdı, ya grip oldular, ya yurt dışına kaçtılar. Biz bunların ne olduklarını öğrendikten sonra:
“Gelmezlerse gelmesinler, biz bayramımızı kendi kendimize kutlarız” diyorduk, bunların yokluğuna alışmıştık. Ancak: Bir yıldır durum değişti.
Yeni bir uygulamaya geçtiler; KOVİD 19 gerekçesiyle bayram yapmamızı engelliyorlar. Diyorlar ki: “Halkın sağlığını düşünüyoruz.”
Güzel. Tıp ve bilimin gereği neyse uygulayalım. Ama uygulama genel olsun, eşit olsun. Bunların uygulaması genel ve eşit değil. Bakın:
İki gün önce, “Mevlit Kandili” nedeniyle, bir kapalı salonda, büyük bir kalabalık, “büyük insanların” katılım ve konuşmalarıyla Hz. Muhammed’in doğum gününü kutladı. İki gün sonra; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın kalabalıklarla kutlanması KOVİD 19 gerekçesiyle yasaklandı.
Benzeri çelişkileri (keyfilik, milli tarih ve milli şuur) bu yıl 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günlerinde de yaşamıştık. Ayasofya’nın açılışını, çaylı-kahveli siyasi mitingleri hatırlayın yeter.
Demek oluyor ki, bir toplantı veya tören “Dini” olursa KOVİD 19 bulaşmaz, öldürmez. “Milli” olursa bulaşır, öldürür, zararlı.
Desenize KOVİD 19 Müslüman, dini faaliyetlere zarar vermez; dini olmayan, “millî” olan her faaliyete zarar verir. Bu yazının başlığını KOVİD I9 MÜSLÜMANMIŞ diye yazacaktım. İsterseniz siz başlığı böyle koyun.
Yaptığınız Çok Ayıp
Burada kimse kimseye tarih ve insanlık dersi verecek değil. Ancak insan, kendisi ve ailesini aşıp Türk milletinin tarihi, sosyolojik ve psikolojik yapısı ile iç içe gelirse, kendisini ve ailesini aşmalı; milletin ve tarihin düzeyine erişmelidir. Anlattığım bu olayda erişim yok. Yapmayın, ya yükselin. Bunu yapmazsanız, bize basamak indirtme hayalinden vazgeçin. Biz aşağı inmeyiz.
Türk ulusunun Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i olmasaydı bugün siz, “SİZ” olamaz ya bir kayıkçı çocuğu, ya bir sığırtmaç, ya da 3-4 kadınlı bir adamın anasız bir oğlu (yahut kızı) olurdunuz!
Yapmayın, damarımıza basmayın.
Yapmayın, öfke yaratmayın.
“Bu böyle gider, biz Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ni unutturacağız” diyorsanız yanılıyorsunuz.
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti bizim beyin ve bedenlerimize, coğrafyamızın tümüne işlemiştir. Bunu kimse çıkarıp atamaz.
Cumhuriyetimizin 97. yılı kutlu olsun.
Yaşasın Cumhuriyet!…
