Erol Sunat
Erol Sunat

Siyasi malzeme!

featured

Emeklinin siyasete malzeme olma konusu kara mizah gibi bir şey…Emeklinin ne halde olduğunu görmek istemeyenlerin edebiyat parçalama yöntemleri siyasi gaflara, çam devirmelere, trajikomik vaziyetlere dönüşmeye başladı. Diyorlar ki, emekli siyasete malzeme olmasın… Olmasında zaten… Siyaset, neredeyse ne ettiysen kendin ettin, kendin buldun. bütün suç sende diyecek emekliye… Yahu siyaset, yarım elma gönül alma diyememişsin. İki çift güzel laf söyleyememişsin, daha da ne istiyorsun emekliden? Canını mı?

Emekli ve siyaset bir araya gelebilir mi? Gelir diye, faydası olur diye, yanımda durur diye, hakkımı savunur diye, beni darda koymaz, yalnız bırakmaz diye çok bekledi emekli. Çalışmaya başladığından emekli olduğu güne kadar ve sonrasında gözlerini kapayana kadar bekledi.

Bir türlü göremedi. Hasta oldu yataklara düştü. Yine göremedi.

Öldü diye ameliyatlara aldılar, yarına çıkmaz dediler.

Çıktı amma, bir geçmiş olsun lafını bile esirgedi emekliden siyaset.

Velhasıl emekli, ne beklediyse göremedi, muradına eremedi. Hayatı garip bir hay-huy içinde geçti bilemedi…

Sonra bir de duydular ki…

Ölmüş emekli…

Geriye kalanlardan ne karısı ne çocukları emekli yakınları olarak yıllarca beklediler göremediler o yakınlığı, ilgiyi alakayı…Göremediler, yandı kaldı, yandığıyla kaldı emekli!

Bir olmadığı siyasi malzemeydi, onu da duydu. Onu da gördü ahir ömründe…

*****

Vefa nerde kaldı falan diyorlardı ya…Vefa da siyasete malzeme olup, cümle aralarında söylenip geçti. İnsanların yüreği burkuldu, gözleri doldu.

Keşke gelseydi. Gelebilseydi emeklinin halini yakından görürdü siyaset.

Emekli siyasete malzeme olmasın, yapılmasın babında konuşuldu.

Sanki bile isteye malzeme oldu emekli!

Emekli ve malzeme yan yana gelmesi emekliye ağır olan bir yaklaşım.

Kim getirdi bu hale emekliyi?

Siyaset, en azından ne yapmışım ben bu insanlara dedi mi?

Demedi, deme tenezzülünde dahi bulunmadı…

Emekli verdiğim parayla böyle bir dönemde nasıl ayakta durabiliyor da demedi.

Nerede ne yanlışlar yapmışım diye düzeltmeye kalkma gayretinde de bulunmadı.

*****

Emeklinin siyasete malzeme olma konusu kara mizah gibi bir şey…Emeklinin ne halde olduğunu görmek istemeyenlerin edebiyat parçalama yöntemleri siyasi gaflara, çam devirmelere, trajikomik vaziyetlere dönüşmeye başladı.

Diyorlar ki, emekli siyasete malzeme olmasın…

Olmasında zaten…

Siyaset, neredeyse ne ettiysen kendin ettin, kendin buldun. bütün suç sende diyecek emekliye…

Yahu siyaset, yarım elma gönül alma diyememişsin. İki çift güzel laf söyleyememişsin, daha da ne istiyorsun emekliden?

Canını mı?

Emekli ekside…Emekli borç batağında…Evlatları yardım etmese, kapısını açmasa, faturalarına yardımcı olmasa durum berbat ötesi…Üç kuruş maaş, bir de evi kira ise yandı ki, ne yanmak!

*****

Emekliyi ne kurtaracak?

Sen mi siyaset! Sana kaldıysa kara günlere kaldı yeminle!

Havanda su dövmekten, iplere un sermekten, “-ecek” ve “-acak” diye biten cümleler kurmaktan hiç vazgeçmedin…

Emekli siyasete malzeme olmamalıymış!

Bula bula böyle bir cümle buldu, böyle bir cümle kurdu siyaset!

Sevgili siyaset, şu konduğun dallardan az biraz aşağıya in. Sokakları dolaş, marketlerde tebdili kıyafet eyle bak bakalım neler cereyan ediyor.

Kulak misafiri ol konuşulanlara…Sonra etiketlere bir bak…

Bir de siyaseten emekliye münasip gördüğün maaşın alım gücüne…

*****

En büyük para birimimiz olan 200 liralık kâğıt para bunalımda…

Bir kilo kıyma etmiyor. Bir kilo peynire yetmiyor…

Hatta bilmem kaç kilosu bu rakamı aşan toz deterjanın yanında da sesi soluğu çıkıyor.

Gücü yok garibin…

Malzeme sokakta, markette, faturalarda pek çok…

Mesela bu 200 lira su faturasını ödeyemiyor. Elektriğe çarpıla-çarpıla bir hal oldu…

Doğalgaza kaç tane 200 lira birden lazım haberin var mı siyaset?

Emeklinin durumunu dağlar söylüyor. Taşlar söylüyor…Kuşlar söylüyor…

Malzeme gibi amiyane bir yakıştırmayı da siyasilerimiz kürsülerden söylemeyi yeğliyorlar.

*****

Ne yapsın emekli?

Acıksa lokantada bir çorba içemez! Yemek yemesi bir hayli uzak bir ihtimal. Çünkü ödemek zorunda kalacağı paranın cebinde olması söz konusu bile değil. Simit alırken bile üç kere düşünüyor. Borcunu borçla kapatıyor.

Ne mi isteniyor?

Emekli sızlanmasın…Sokakta değil, gitsin evinde ağlasın…Ağlasın ki siyasi malzeme çıkmasın!

O zaman, emekliyi ağlatma siyaset!

Sağda solda sesini çıkarmasın…Maaşım yetmiyor, geçinemiyorum diye orda-burda konuşmasın!

O niye?

Mesele derin…Mesele malzeme meselesi…Siyasete malzeme oluyormuş emekli…

Vah vah…Ne zamandan beri?

Emekli oldu olalı gün yüzü mü gördü emekliler.

Sözünü tutan oldu da rahat mı etti? Şöyle derinden bir oh mu çekti? Sahillerde beş yıldızlı bir otelde Avrupa emeklileri gibi üç- beş günde olsa bir tatil mi yaptı? Borçsuz-harçsız bir ay mı geçirdi?

İş malzemeye gelince siyasi malzeme oluyor emekli öyle mi?

Allah iyiliğini versin siyaset!

*****

Yahu sevgili siyaset, emekli sıfırı tüketmiş…Kira yönüyle sıkıntıda…Doğalgaz da, odun -kömürde sıkıntıda…Kredi çekse bir türlü, çekmese borcu hafiflemiyor. Kredili mevduat hesabıyla mücadele etse daha da zor…Battı balık yan gider diyecek hali de yok!

Bunlar siyasi malzemeden sayılmıyor mu?

Garip emekli, Yunus’un dediği noktaya geldi, “Bir garip ölmüş diyeler/ Üç günden sonra duyalar” denip geçildi.

Bitti mi bitmedi…

Neymiş, emekli siyasi malzeme olmayacakmış…

Değil zaten. hiç olmadı. Yakıştırmayı yapan, emeklilerin halini bir türlü göremeyen, emeklinin halini anlatanlardan, ortaya dökenlerden rahatsız olanlar.

Meselenin özü de bu, özeti de…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!