Doç. Dr. Aytan Ahmadova
Doç. Dr. Aytan Ahmadova

“Destan-ı Ahmed Harami”deki Eski Türkçe Sözcükler -1

featured

Anahtar Kelimeler: anadili şiiri, morfolojik birimler, çözümleme, karşılaştırma

 

Bu makalede 13. yüzyılda yazıldığı sanılan “Destan-ı Ahmed Harami” mesnevisinin dil özellikleri araştırılmaya çalışılmıştır. Eser, anadilimizde yazılmış ilk yerli şiir olarak kabul edilir. “Destan-ı Ahmed Harami” şiiri, ana dilde sanat eseri yaratma geleneğinin çok eskilere dayandığını göstermektedir. Kadim ve zengin tecrübesi ve sanatsal-şiirsel gelenekleri olmayan bir millet, bu kadar değerli bir eser yaratamazdı.

Çeşitli nedenlerle 13. yüzyıla kadar gelen anadili eserleri günümüze ulaşamamıştır. Bu nedenle eser, dilimiz ve edebiyatımız için değerli kabul edilmektedir. “Destan-ı Ahmed Harami” anadilimizdeki şiirin ilk oluşum tarihini, fikir ve tema kaynaklarını, sanat yönünü ve milli sanat özelliklerini keşfetmesi açısından son derece değerli bir eserdir.

Şiirin el yazması 1928 yılında Türk bilim adamı Ahmet Talat Onay tarafından bulunmuş ve önsöz, sözlük ve şehirlerle birlikte yayınlanmıştır. Daha sonra Türk bilim adamları Doğan Kaya, Orhan Şaik Gökyay, Halis Akaydın eser hakkında araştırma yaptılar. Azerbaycan’da Aliyar Safarli mesnevisinin mukaddimesini, sözlüğünü ve metnini derleyip neşretmiştir. Eserle ilgili değerlendirmeler ağırlıklı olarak edebi açıdandır. Ancak “Destan-ı Ahmed Harami“nin ideolojik-sanatsal nitelikleri, dil ve üslup özellikleri hakkında Yusif Seyidov, Ferhat Zeynalov, Tofig Hajiyev ve diğerlerinin ortaya koyduğu fikirler bizim için değerlidir.

Destan-ı Ahmed Harami“nin yazarı ilim âlemi tarafından bilinmemektedir. Eserin ön ve arka yüzleri kaybolduğu için kime ait olduğu bilinmemektedir. Müellif eseri Mesnevi şeklinde kaleme almıştır. Şiir 6 mecmua, 816 mısra, 1632 mısradan oluşmaktadır.

Şiir, dil ve üslup açısından on üçüncü yüzyıl anıtlarını yansıtır. Geliştirme yöntemi basit, derin felsefi fikirler, kraliyet ayetleri ve ayetler nadirdir. Şiir arzu sevinci hakkındadır. Aynı zamanda mısralar 11 (4-4-3) heceli şiirleri andırmaktadır.

Destan-ı Ahmed Harami” nüshası Rika ve Sülüs [1,15] dizelerine yakın bir hatla yazılmıştır.

Destan-ı Ahmed Harami” şiirinin 13. yüzyılda yazıldığı düşünülürse Arapça-Farsça kelimelerin yeterli olması doğal karşılanmalıdır. Ancak eserde Arapça-Farsça kökenli çok az kelime bulunmaktadır. Mesnevi’de eski Türk diline (Azerice) ait kelimelere rastlanmaktadır. Ulusal kelimelerin çoğu fiillerden (sayı ve kısmen zamirler) oluşur. Eserin dilinde hem modern hem de antik fiil biçimleri bulunur.

Antik ve orta çağda kaydedilen eserlerin dilinde kullanılan fiiller ile modern çağı karşılaştırdığımızda bunların sözlüksel-anlamsal kelime köklerinde bazı farklılıklar olduğunu gözlemleyebiliriz. Orta Çağ Türk dili eserlerinin metinleri üzerinde çalışırken, fiillerin niceliksel ve biçimsel zenginleşme sürecinin 15. yüzyıla kadar güçlü bir şekilde geliştiğini gözlemliyoruz. Orta Çağ’da fiillerin gelişimi ve sözcüksel-anlamsal biçim değişiklikleri nispeten yavaş ilerledi. Fiil biçimlerinin ortaya çıkışı ve yeni fiillerin oluşumu, esas olarak onlarda yer alan anlamın parçalanmasından kaynaklanmaktadır [3, 67].

Fiil, konuşmanın ana bölümlerinden biridir. Zengin fonetik, lügat, semantik, morfolojik ve sentaktik özelliklere sahiptir.Destan-ı Ahmed Harami” şiirinde hem eski hem de modern fiil biçimleri vardır.

Alay etmek fiili. Destanda aktif olarak kullanılan fiillerden biri de irmak‘tır. İrmek fiili, modern edebiyat dilinin aktif fonunda aktif değildir. Antik eserin dilinde bu kelime ulaşmak, buluşmak anlamında kullanılmaktadır. G. Kazimov irmak fiilini gelmek, ulaşmak, yetişmek, çıkarmak olarak tanımlamıştır. İr-mek fiili bazen er-mek şeklinde kullanılır. Bu fiil, yapmak, olmak anlamına gelen er kelimesiyle bağlantılıdır. Modern edebî dilimizde idi, imiş, ikdan ve edatlar da irmak fiilinin artığı olarak incelenmiştir: erdi//irdi=idi (-dı4); ermiş//irmiş=mış (-miş4) [8, 282]. İrmek-ermek fiili, Türk dil ailesinin Oğuz grubuna ait olan Türkiye Türkçesinde hâlihazırda kullanılmaktadır. Deyimlerden biri şöyle der: Sabreden derviş muradna ermiş (ulaşma, kavuşma anlamında).

Destanda ilerleyen anlarda ırmak fiili kullanılır. Gova-gova kalp dünyaya girdi, ömür geçti, sakal, saç ağardı [1, 20]. Kimse sesime karşı çıkmadı, sesim yüzünden kaç adam öldü [1, 31]. Bu eseri görünce şaşırdı ve dün ona garip bir sır geldi [1, 34]. Bihamdillah bugün senin kapına gittim [1, 43], Onlar tekrar padişahın sarayına [1, 48] gittiler. İyi niyete uymak gerekir[1, 83]. Bazı örneklerde ulaşmak, bazılarında ise buluşmak anlamındadır. İrdi fiilinin geçmiş zamanda, mastar halinde ve kişi ekleriyle kullanıldığı verilen örneklerden anlaşılmaktadır.

Arkaik fiil Irmek, “Kitab-ıDede Korkut“, Nesimi, Burhaneddin ve Kişvari‘nin dilinde de bulunur. Örneğin, Ajal söz verene kadar kimse ölmez (KDQ). Bir cümle ile Mura’ya gittim, bakalım kim iyi bir baba (Nasimi). Karadeniz’e gittim, bu göz kan, güneşin yüzünü görmek için mi? (Burhaneddin). Bilsem ki canımı verirsem senin sağlıklı olman mümkün.

Hırlamak fiili. G. Kazimov bu fiili ulaşmak, ulaşmak şeklinde yorumlamıştır [7, 182].

Anın hikmeti akılla anlaşılamaz (19). Merhamet ruhuna her zaman ulaşsın [1, 21]. Mustafa’dan [1,21] mı? Irishdi taş kapıdan dışarı baktı [1, 33]. Gamu beyleri gelince yetişirler [1, 53]. Fermanın ulaştığı şeyi işit [1, 101].

Şiirde kullanılan irişdi fiili modern edebiyat dilinde kullanılmamaktadır. Bununla birlikte, irişdi fiiline eklenen gramer kategorileri, modern dilbilgimiz için tipiktir. Irişmez– belirsiz gelecek zamanın olumsuz biçiminde, irişsin– üçüncü tekil şahıs ekiyle emir kipinde, irişdişuhudi geçmiş zamanda, irişir– şimdiki zaman ekiyle kullanılır. Bu da gösteriyor ki 13. yüzyılda Azerbaycan dilinin istikrarlı bir grameri vardı.

Diyalektoloji sözlüklerinde arkaik irişmek fiilini görüyoruz. Günümüzde Guba, Haçmaz, Borçalı, Megri, Gadabay, İmişli, Gazah, Zengilan lehçelerinde kavga etmek, münakaşa etmek, uygunsuz gülmek, gülmek, alay etmek (sıkışmak) vb. anlamlarda kullanılır.

Arkaik irişmek fiili ile diyalektik irişmek arasında anlamsal bir bağlantı yoktur. Görünüşe göre, zamanla bu kelime önceki sözcüksel-anlamsal anlamını yitirdi ve lehçelerde kullanılmaya başlandı. Başka bir deyişle, biçimini korumuş ve ifade ettiği lügat anlamını kaybetmiştir.

Erişmek fiili Habibi’nin dilinde de görülmektedir: “Irişmez şol humana’s zulfina Murgi-dil ger şahin be satranç oyuncusu.”

Erişmek fiili Türkiye Türkçesinde irişmek şeklinde hafif bir fonetik değişiklikle kullanılmaktadır. Örneğin, size sınırsız erişim vermek istedim.

Kılmak fiili. Aliyar Safarli, “Destan-ı Ahmed Harami” sözlüğünde yapmak fiilini yapmak, olmak anlamında tanımlamıştır. M. Kaşgarlı‘nın “Divani Lügat-it-Türk” adlı eserinde yapmak anlamına gelen kyl (yapmak, yapmak) şeklinde verilmektedir [6, 287]. “Etimoloji” sözlüğünde Bashir Ahmadov, yapmak fiilini köle ismiyle ilişkilendirmiş ve bunun “davranış” anlamına geldiğini kaydetmiştir [2, 162].

Kılmak fiili, eski ve orta çağ yazılı anıtlarımızda aktif olarak kullanılmış ve zamanla yerini to do yardımcı fiiline bırakmıştır. Modern Azerbaycan dilinin gramerinde be ve et kelimeleri yardımcı fiil olarak kullanılmaktadır. ol, et sözcükleri sözdizimsel olarak karmaşık fiiller oluşturur. Örneğin yardım etti, iyi oldu, kullanıldı, üzüldü, tatmin oldu, arkadaş oldu, akraba oldu. Bazı durumlarda bağımsız bir anlamda kullanılabilir: Bu cesareti gören, duyan olmadı, Gün be gün ağlayan olmadı (M. Araz).

DEVAM EDECEK

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!