5 Eylül 2012 Saat:21:15 sularında, Afyonkarahisar’ın Ataköy semti yakınlarında ki Askeri mühimmat deposunda patlama sonucunda 2’si astsubay, 2’si Uzman Çavuş, 21’i Er-Erbaş olmak üzere 25 Mehmetçik Şehid oldu… Başta aileleri olmak üzere Türk Milleti’nin Başı sağ olsun…
Askeri bir olaydan sonra beyanat veren Orman ve Su İşleri Bakanı (?), AKP Afyon Milletvekili yaptığı açıklamada bu talihsiz olayın tamamen kaza olduğunu hatta Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde (Benzetmeye bak) bu gibi olayların olabileceğini söyledi.
Her ne kadar Üzücü Askeri bir olay sonrasında açıklama yapmaya yetkili (!) Askerlik ile de pek alâkası olmayan Orman Bakanı’nın "çizdiği iyimser tablonun" aksine bazı sorular akla gelmiyor değil.
İşte akla gelen sorular,
1- 25 Askeri mühimmat deposuna akşamın Dokuzunda sokan "acil" olay nedir?
Olay yoksa Gündüz yapılması yönetmelikler ile belirlenmiş mühimmat sayımı neden Gece yapılmıştır?
2-Askeri mühimmat sayımı gibi Uzmanlık gerektiren ve tehlikeli bir işte 2 astsubay 2 Uzman’dan daha çok eğitimli subay ve astsubay olması gerekirken neden az sayıda astsubay-uzman çavuş olay yerindedir. Olay yerinde neden Subay yoktur?
3-Bakan "el bombası yere düşüp patladı" diye beyanat verdiğinde, El bombasının kendi başına sadece demir olduğunu, el bombasının yere düşürme ile değil ancak ve ancak fünye ile patlatılabileceğini, Askeri Mühimmat Depoları bulunan kışlalarda, Depolama yapılırken el bombası ve fünye depolarının birbirinden en azından emniyet mesafesi kadar uzakta olması gerektiğini bilmiyor muydu? Veya Ona kimse anlatmadı mı?
4-Askeri Mühimmatları depolar iken fünye ve el bombası birbirine çok uzak mesafedeki depolara konuyor ise bu ikisi bir araya nasıl gelmiştir? (Bakanın beyanatına göre soruyorum)
5-Eğer Bakanın dediği gibi el bombası düşme ile patlamış ise etrafa saçılan el bombaları neden patlamamıştır?
6-Böyle bir askerlik ve uzmanlık gerektiren bir olayda, olay yerinde Kara Kuvvetleri Komutanı varken ilk açıklamayı neden Orman Bakanı yapar?
7-Şehid olanların içerisinde Usta Birliğine yeni katılmış Kısa dönem (Üniversite Mezunu) Erlerin olduğu düşünülürse, Böyle uzmanlık gerektiren bir sayımda Usta birliğine yeni başlamış erin ne işi vardır?
8-Yine Bakan’ın açıklamasında "sağ kalan yaralı askerlerin hepsinin dışarıda olduğu"nu söylerken aynı askerin içerideki yapılan sayımda "kaza" ile olduğunu söylemesi garip değil midir? Dışarıdaki asker içerideki sayımda kaza olduğunu nasıl bilebilir?
9-Afyon’da yayın yapan bir Yerel Televizyon, Bütün Ulusal TV’lerin Şehid yok dediği 5 Eylül 23:00 sularında neden ısrar ile 32 Şehid var dedi.
10-Gece olay yerine giremeyen TSK Mensuplarının, Termal Kamerası, Gece Görüş dürbünü, Gece görüş sistemi ve Uzman ekipleri yok mudur ki, Olaydan tam 9,5 saat sonra Olay yerine intikal etmişlerdir?
Bunlar akıllara gelen sorular. Akıl bu sormak zorunda…
Kimse bizi her söyleneni "iyi niyetli" olarak kabul etmediğimiz için suçlamasın.
Orada ağlayan analar; anamız, dik durmaya çalışan babalar; babamız, gözyaşı döken kardeşler; kardeşimizdir.
Öyle "kaza" oldu deyip kafalarda soru işareti bırakacak söylemler ile kimse bu acının üstünü kapatamaz.
Eğer Bir hata, bir suiistimal var ise çıkıp söylenmeli yok eğer başka bir durum var ise hesap verilmelidir.
Eğer Açıklama "altı dolu" olarak yapılmıyor ve bu sorulara cevap verilemiyor ise bilinmelidir ki, Bu sorulara net cevap veremeyenler, önce Bu Düyada Türk Milleti’ne, ahirette de Rabbime hesap vereceklerdir.
Türk Evladı’nın canı bu kadar ucuz değildir.
Burası ne Hindistan ne de Pakistan’dır…
Bu tip acı olayların, "başka Ülkelerde de oldu" diye açıklaması olmaz, olamaz!
*Bir tavsiye daha Orman ve Su İşleri Bakanı’na…
Kamuoyunu Bilgilendirme yerine laf olsun diye sözler söyleyecekseniz Şehid ailelerinin hemen yanı dibinde yapmayınız. Biraz saygı gösteriniz O anne baba evladını yeni kaybetmiş siz canlı yayında Onların feryatları arasında açıklama yapıyorsunuz. Gazeteci açıklama istiyorsa müsait bir yer hazırlarsınız yaparsınız.
Rabbimden Cümlemize af diliyorum.
Şehidlerimizin ve Cümle Şehidlerin Anne Babalarına Sabır diliyorum zira Evlat için "Ciğer Paresi" derler, Evlat acısı hiçbir şeye benzemez…
Daha yakın bir zamanda 10 Ocağa ateş düşmüştü, daha nefes alamadan 25 Ocağa daha ateş düştü… Başımız Sağ olsun…
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz… Sen bize yangın veriyorsun!
‘Yandık! ‘diyoruz… Boğmaya kan gönderiyorsun!
…Mehmet AKÎF…
Rabbim Türk Yurtlarını, Türk Milletini ve Türk Askerlerini korusun…