İnsanlığın İnsanlıkla İmtihanı: Van

Felâketin dini, dili, ırkı, milliyeti olmaz. Felaket insanlığa gelir, insanlığı imtihan eder.
Kâinat var oldu olalı yaşanan bir süreçtir doğal felaketler. İnsanlığın da en büyük felaketlerinden biridir depremler.
23 Ekim günü öğlen saatlerinde meydana gelen Van depremi, Van’ın 2.büyük, Türkiye’nin ise 28. büyük depremidir. Bu sebeple sadece Van’ın değil Türkiyenin imtihanıdır bu. Zira dün Marmara’da, bu gün Van’da, yarın bir başka yerde. Şimdi insanlığımızın en önemli meselesi bu imtihanı yüz akıyla verebilmek olmalıdır.
Bakınız tüm bölücü sitelerde daha düne kadar hainlik edilmesi için azami gayret gösterilen Türkiye Cumhuriyeti yani TC ve onun en şerefli kurumu TSK. İşte enkaz altında kalana ilk el uzatan yine mehmetçik oldu. Tıpkı o bölgelerde olası bir yangında, ya da bir sel felaketinde de ilk uzanan el olduğu gibi. O mehmetçik daha dün " DEFOLUN GİDİN VAN’DAN " sloganlarının atıldığı, kepenklerin kapatıldığı o yerde şimdi cankurtaran! Aslında o mehmetçik her zaman can kurtarandır. Çünkü onun asli görevi budur. Bu asker hepimizin askeridir. Kuşsun altında kalan da hepimizin evladıdır. Kardeşin kardeşe sıktığı her kurşun da insanlığın yüz karasıdır.
Geçenlerde bölücü örgüt lehine izinsiz gösteri yapanların önüne geçtiği için (zira milletvekilliği dokunulmazlığı var ya, o en önde yürüyünce kimse karışamaz zihniyeti) üzerine su sıkılan bir bayan milletvekili bu devletin polisine "Alçak, sen benim kim olduğumu biliyor musun alçak "" diye seslenmişti.
O zaman şunu düşündüm, Alçak dediği o polis kendinin de şerefini namusunu, malını mülkünü koruyan polisle aynı değil miydi? Geceleri evinde huzurla yatıyorsa, gündüzün işine güvenle gidip geliyorsa, yağmaya çapula uğramadan hayatını ikame edebiliyorsa bu huzur ve emniyeti borçlu olduğu asayiş sorumlusu aynı polis ve aynı emniyet güçleri değil miydi? Tıpkı dün "defolun" dedikleri Mehmetçiğin şimdi enkaz altına ilk el uzatan olması gibi. Kızılay’ın şefkat elini anında uzatması gibi.. Çünkü Van! Bizim şehrimiz, Türkiye’nin şehri. Ve Van’lı (kürt-türk-acem-arap) bu memleketin insanıdır, bizim insanımızdır. Biz bizden gayrı olabilir miyiz? Belki de Yüce Allah’ın görmemizi istediği şeydi bu ve falaketleri vesile kıldı. Daha dün çocukların eline taş verenler, askeri polisi taşlatanlar ise şimdi yoklar ortalarda. Çünkü onların görevi kardeşi kardeşe düşman etmekti. Ama başaramayacaklar evel Allah!
Sahi biz bize ne zaman bu kadar yaban olduk? Bizi bu hale kim, kimler getirdi. Şimdi çok iyi düşünme zamanıdır. Kâinatta hiçbir şey anlamsız değildir. Boşu boşuna da olmaz. Belki de Yüce Allah “Kulum sizler çok azdınız, işte size belam, haydi şimdi birbirinize sıkıca sarılın, kucaklaşın, sarın yaralarınızı” demek istedi. Çünkü bölünmek kimseye bir fayda sağlamaz. Biz bölünürsek eğer emperyalizme daha çabuk yem oluruz. Bölünürsek bir daha kardeş olamayız. Oysa şuan her şeye rağmen yurdumuzun her tarafından yapılan özverili yardımlara hâkîm olan kokunun tek bir adı var, o da “kardeşlik kokusu” dur. Yıllarca ata dede komşusu olarak yan yana, omuz omuza her acıya göğüs geren bizler, birkaç ırkçı, faşist ve şovenist bölücü çapulcunun amacına hizmet edemeyiz. Onlara kına yaktıramayız.
Diğer yandan bu gün yaşanılan bu doğal felakete mazur kalan halkımız için, -oh olsun deme zihniyeti de ancak bölücü yobaz bir zihniyettir. Bu sebeple bu gün hararete gelip, vicdansızca oh çekenleri de şiddetle kınıyorum. Bunun bölücübaşının amacına hizmet olduğunun idrakine varılmalı. Zaten hiç bir vicdan bunu tasvip etmez. Ve ben, dün kardeşine kurşun sıktıran PKK lıyı kınadığım kadar bu gün o “oh “ çekeni kınamalıyım. İnsanlık bunu gerektirir. Çünkü hiçbir felaket karşısında oh çekilmez. Allah felaketten dolayı, felakete uğrayanların günahlarına ecir verirken sonra döner bunlara "oh olsun" diyenlerden de hesap sorar.
Bu sebeple Kürt, Türk, ve daha ne olursa olsun Van’lı kardeşlerimize ( satılmış ve bölücü vatan hainlerine değil) Allah yardım etsin! Dualarımız masum halkadır. Ermeni soylu vatan hainlerine değil! Irkçılık yapanlara değil. Onlara da Allah akıl, fikir ve basiret versin ki daha fazla bu milletin masum dengelerini bozamasınlar. Ülkemizin huzurunu birlik ve beraberliğini bozmak adına suni olarak oluşturulan Türkçülük, -Kürtçülük meselesi yok bu ülkenin. Bu ülkenin en başta kardeşlik meselesi vardır, insanlık meselesi vardır.Şimdi olduğu gibi. Hani dün hep beraber -ermeni olanlar neredeler??? Yoklar değil mi? Olmazlar elbette, o zihniyetin mimarları şimdi Van’a yardım götüren askeri konvoya bile suikast yapacak kadar insanlığından istifa etmiştir.
Bizi hiç bir şey yıldırmayacak, bu vatan her türlü insanı ile ilelebet Türkiye Cumhuriyeti adı altında var olacak.
Ama ülkeme bunları mesele olarak sokmak isteyenler er geç belasını da cezasını da bulacak.
Öyleyse şimdi birlik olmak ve ülkemizin Van yarasını sarmak zamanıdır.
Kardeşlik kokusu ile hep beraber Van olmak zamanıdır.
Van’lı olmak zamanıdır.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!