Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu

Arabulucu Alimlerin Maziye Sünger Çekme Telaşı

 

Ben Demiştim Demenin Tam Sırası

“Hayrettin Karaman, ilginç bir yazı yazmış. “Ben demiştim” demenin sırası değilmiş. 2012 yılına kadar herkes bu yapıya inanmışmış. Çünkü o zamana kadar bu yapı, kendini mükemmel gizlemişmiş. Bir din âlimi bile bunu yazıyorsa söz bitmiştir aslında. Geçin Hocam bunları. Sesimizi duyan olmadı. Ağzını açan hâin oldu. Ben demiştim demenin tam da sırası Hocam. Çünkü vaktiyle uyaran herkesin hâin, Gülen’e tapınanlarınsa baş tacı olduğu bir süreç yaşadık. Dün yazdım, gene yazıyorum. Hükûmete yakın bir düşünce kuruluşunu 2008’de uyardım. Ağzımın payını aldım. Şimdi avaz avaz darbe karşıtı oldular. “Ben demiştim” diyenleri eleştirmek, size yakışmıyor Hocam. Bunu yapacağınıza en günahkârların en çok taş atmasını eleştirin. Geçmiş unutulursa, ibret alınmazsa, hatâlar tekrar eder. Nitekim ediliyor da. Şimdi yazacaklarımı iyi okuyun Hocam. Allah râzı olsun, bir okuyucu mail gönderdi. Ben zıpçıktı Gülenist yazarların Taraf yıllarına takılmışım. Rasim Ozan Kütahyalı’nın 27 Kasım 2013’te Sabah gazetesindeki yazısını hatırlattı dikkatli okuyucu. Dikkatinizi çekerim Hocam, Taraf değil Sabah. Berat Albayrak’ın âbisinin sâhibi olduğu gazeteden bahsediyorum. MİT ihâneti yaşanmış. Gezi ihâneti yaşanmış. 17-25 Aralık’a günler kala Kütahyalı’nın yazdıklarına bakın: “Şu an her gün daha da büyüyen bu yangını bir hamlesiyle söndürebilecek kudrette tek ama tek kişi var: O da sizsiniz Hocam” “Hizmet erlerinin devlet kademelerinde görev alması analarının ak sütü gibi haklarıdır. ‘Cemaat devlete sızıyor, Cemaat devleti ele geçiriyor’ diyen Ergenekonculara karşı cansiperâne ve en etkili savaşanlardan biri ben oldum Hocam. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz.” “Hizmet mensupları devlete sızmaz, devlete girer ve istediği her pozisyonda çalışır.” “Bu demokrasiye aykırı durumu yalnızca siz değiştirebilirsiniz. O zaman devlet kademelerinde çoğu kızakta olan bu arkadaşlar da hak ettikleri yerlere yeniden gelirler. 

Açıklamama gerek yok sanırım. Devlet paralelcileri temizliyor; yazarımız onların geri gelmesi derdinde. Paralelle mücâdele eden gazete de yayınlıyor. Hayrettin Karaman Hocam! Allah aşkına bu yazı için de bir fetvâ verin. Tek hamleyle 2012 öncesine dönülmesini isteyen Rasim Ozan ne demek istiyor? Sabah gazetesi bu kriptoları koruyarak ne yapmaya çalışıyor? Asıl şimdi kahramanlık ve bilgelik yarışı yapma zamanı Hocam. Canımız yanmasına rağmen, devletin sillesini, tokatını yememize rağmen o gece üzerimize düşeni yaptık. Bırakın da övünelim Hocam. Değil mi ki vatan sevgisi imandandır. HELÂL OLSUN! Vaktiyle Vikingler diye bir çizgi film vardı. Bir Viking zıplayıp iki ayağını havada vurarak “Helâl olsun!” diye bağırıyordu kahramanlık(!) yapan Vikinglere. Hilâl Kaplan’ın darbe gecesi attığı twit’i okuyunca aynen böyle yapasım geldi. Geldi de bir tarafımı kırıp rezil olmak var, yapamadım. “Tankın üzeri, hapis veya mezar. Ne gerekirse bu ülke için hazırız. Siz paralel pisliklere bu ülkeyi işgâl ettirmeyeceğiz.” Twit’in saati gece 01.45. Millet ayaklanıp darbecileri püskürtmeye başlamış. Allah’tan bir takipçisi uyarmış. “Arşivini sil abla rezil oluyorsun.” Devlete sızan paraleller ayıklanıyor. Peki arşivleri gün gibi ortada olan bu yazarlar ne olacak?”

***

Kerime bacıma ilave edecek hiçbir şeyim yok.

Yüzde yüz haklı…

Hayreddin Karaman’a gelince onu bir zamanlar fetvalarıyla tanıdık.
Hemen her İslâmî kesimin saygısı vardı.

Ama Pensilvanya ile arabuluculuk girişimlerindeki rolünü öğrendikçe şimdi niçin maziye sünger çekme telaşında olduğunu anlıyoruz.

Öyle ya böylesi âlimlerin kandırılmaları mevzubahis olamaz. Onlar bilerek böylesi bir tekilci İslam’a götüren sürece ve ‘sızıntı’ ile küresel tek din bezirgânlarına entegre olma metoduna ne yazık ki seyirci kaldılar hatta zaman zaman onayladılar. Ara sıra da arabuluculuk yaptılar. 

Elbette Fetullah Gülen ile münasebeti ortaya çıkacak diye diğer sözde darbe karşıtı ve demokrasi şöleni yaygaracısı bazı siyasiler, işadamları, gazeteciler, televizyoncular ve belediye başkanları gibi suç gizleme, yansıtma ve meseleyi cinlere havale etme telaşındalar…

***

Dahası Muhsin Başkan’ın katli için fetva verdiğini duyunca en az FETÖ darbesi kadar ürpermiştik.
İlmiyle amel etmeyenlerin bu ümmetin üstündeki ipoteklerini kaldıracak olan elbette ki başta siyasi liderlerdir.
Ne yazık ki Sayın Erdoğan bu hocaya pek itibar ediyor. Etti…
Biat meselesini yazmıştım.
Fetva meselesi ise kamuoyunun bilgisi dahilinde…
Fetullah Hoca ile münasebetlerine gelince artık itiraf dönemindeyiz.
“Rabbim ve milletim affetsin!” diyorsa o da samimi itiraflarını dile getirmelidir, kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Samimi itiraf etmeyenlerin maziye perde çekme telaşları darbecilerin işine gelir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!