Atabeyler adlı operasyonu ve davayı hatırlayacaksınız. Davanın özü, Başbakan Erdoğan ve danışmanı Cüneyt Zapsu’ya bir grup özel kuvvet mensubu subayı ve assubayın suikast yapma iddiasıdır. Şimdi internete girin ve 2006 tarihli gazeteler bir bakın ne büyük iddialar ortaya atılmış. Önce ne olduğunu birlikte hatırlayalım.
Mayıs-Haziran 2006’da Yüzbaşı Murat Eren ve astsubaylar Erkut Taş ve Yunus Yaman, Başbakan Erdoğan’ın evinin de bulunduğu bölgenin krokisi ve çok sayıda patlayıcı ile yakalanmışlardır.Üç subay Genelkurmay Askeri Mahkemesi tarafından “ordu malını zimmete geçirmek” iddiası ile tutuklanmıştır. Davaya bazı emekli asker ve sivillerinde ismi karışmıştır. Davanın ilerleyen aşamasında Cumhuriyet Savcısı sanıkların beraatini istemiştir.
Ancak beraat isteyen savcının değişmesinden sonra karar ertelenmiş ve Ümraniye Soruşturması ile Atabeyler Soruşturması arasında bağ olup olmadığının incelenmesi istenmiştir. Bu arada bazı kaynaklara göre bir polis bazı kaynaklara göre havacı bir subay olduğu söylenen kişinin Genelkurmay Başkanlığı önünde gazetecilere sarı zarf içinde operasyon ile ilgili bilgi dağıtması tartışmalara yol açmıştır.
Atabeyler ile ilgili olarak o zaman Sabah gazetesinden Metehan Demir’e açıklama yapan bir Genelkurmay Başkanlığı yetkilisi, konu ile ilgili olarak Özel Kuvvetler bünyesinde soruşturma açıldığını söylemiştir. Yetkili, Özel Kuvvetlerin, terör ve işgal senaryolarına karşı, kırsal ve kentsel alanlarda tatbikat/eğitim yapan Özel Kuvvetlere bağlı güçlerin olduğunu, Atabeylerin de böyle gruplardan birisi olduğunu eklemiş ve Karacabey, Kayıboyu, Otağ, Alparslan gibi başka grupların da olduğunu söylemiştir.
Genelkurmay yetkilisi, Atabeyler grubu üyelerinin “eğitim sırasında verilen malzemelerin hepsini kullanmamış, evlerine götürmüş olabilirler. Eğitim sırasında ajandalarında tuttukları notları ise hemen imha etmeleri gerekiyordu, ama imha edilmemiş: Eğitim amaçlı bir kroki ve şifreler yanlış anlaşılıyor. Olay bundan ibaret” şeklinde bir izahta bulunmuştur. 210 Haftalık dergisinde olayı inceleyen Ali Kemal Erdem de Atabeylerin tatbikat yapan bir Özel Kuvvetler hücresi olduğunu, bu operasyondan sonra, başka operasyonlar olabileceği endişesi ile Özel Kuvvetlerin şehirlerdeki diğer hücrelerini kışlalara geri çektiklerini açıklamıştır.
Sauna, Atabeyler ve Küre operasyonları sırasında da bir kısım basın organı, bu örgütlenmelerin amacının AKP hükümetine karşı bir askerî darbe örgütlenmesi olduğu konusu üzerinde durarak, kamuoyunda AKP hükümetine karşı bir darbe tezgahlandığına dair genel bir kanaat oluşturmaya çalışmıştır. Ancak, AKP yandaşı basında çıkarılan bütün gürültüye ve Ümraniye Soruşturması ile yukarıda anılan soruşturmalar arasında kurulmaya çalışılan bağa rağmen, unutturulmaya çalışılan husus, bu soruşturmalardan dolayı tutuklu hiç kimsenin olmadığı olmuştur.
Şimdi 2006’dan bugüne gelelim. Aradan koskoca bir altı sene geçti. 18 Temmuz 2012 tarihli Milliyet gazetesinin 20. Sayfasında büyük bir manşet: “ÖYM’den Atabeyler Davasında Sürpriz: Özel yetkili Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon ve benzeri davaların ilki olarak kabul edilen Atabeyler davasında, 9 asker hakkında hükümeti yıkmaya teşebbüs suçundan beraat kararı verdi.” Davadan çıkan ceza sadece bir sanık için izinsiz patlayıcı madde taşımaktan dört yıl, diğer üç sanık için ise 2 yıl, 6 ay. Bunlarda adli para cezasına dönüştürüldü.
Önce İstanbul ÖYM’de casusluk ve fuhuş davasında casusluk ve fuhuş çıkmadı beraat geldi. Şimdi Ankara ÖYM’de hükümeti devirme davasından beraat çıktı. Bu davalarla ile ilgili olarak yargısız infazlar yapan, Türk subaylarına, Yunan, Rum, Ermeni subaylarına duymadıkları kini duyan ve kusan kalem erbabına söyleyeceğimiz bir tek şey var. Kul hakkı.