ABD bir yandan, Barzani’nin referandumuna karşı görünüyor, diğer yandan Kerkük’e asker gönderiyor.
ABD’nin Kerkük’e gönderdiği asker sayısı 1700’ü aşmış durumdadır.
Birkaç güne kadar Kerkük’teki ABD asker sayısının üç bini bulacağı ifade ediliyor.
ABD’li Brett McGurk, Kuzey Irak yönetimine referandumdan ‘şimdilik’ vaz geçmelerini, ‘bağımsızlık’ ilanını Kerkük, Tuzhurmatu’nun da aralarında bulunduğu Türkmen yurtlarının, Kürdistan bölgesine ilhakını sonraya bırakmalarını istiyor.
Sırt sıvazlamak ya da sırttan vurmak!
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Newyork’ta ABD Başkanı Trump ile görüşüyor.
Bu görüşme sırasında Trump, Türkiye’yi kast ederek “daha önce hiç olmadığımız kadar yakınız” derken “Erdoğan’ı konuk etmekten onur duyduğunu” söylüyor.
Trump’ın Türkiye’nin sırtını sıvazlama bağlamındaki bu sözleri YPG-PKK’ya silah desteğini sürdürmeye devam ettiği, NATO ortağı Türkiye’ye parasıyla silah vermediği, FETÖ’yle ilgili Türkiye’nin taleplerini dikkate almadığı, Cumhurbaşkanı korumaları, Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararının devam ettiği bir süreçte söylüyor.
ABD’nin desteklediği terör örgütü PKK/PYD, Türkiye’nin bütün karşı çıkışına karşın Devrizor ilinin Irak sınır hattında, Fırat Nehri doğusunda kalan petrol sahaları içerisindeki en büyük gaz üretim tesisi olan “Konoko” adlı gaz tesisini ele geçirdiği haberleri geliyor.
Terör örgütü DEAŞ’ın çatışmadan çekildiği bölgelerde ilerleyen PKK/PYD unsurları, Fırat Nehri doğusunda kalan diğer petrol sahalarını ele geçirmeyi planlıyor.
Kısacası ABD, Suriye’nin kuzeyinde yaşayabilir derinlikte ve ekonomik güçte bir PKK koridoruyla Türkiye’yi kuşatma politikasını alabildiğine sürdürmeğe devam ediyor.
ABD bunu bir yandan Türkiye’nin sırtını sıvazlayarak diğer yandan Türkiye’yi sırtından vurmaya devam ederek yapıyor.
Yaşayabilir PKK koridor devleti süreci!
Peşmerge önce Kerkük’te tapu dairesini yağmaladı.
Dünyanın gözü önünde yüz binlerce Kürt getirilerek Kerkük’ün nüfus yapısını değiştirdi.
Bölgede yalnız Barzani değil DAEŞ de işgal ettiği Musul’un iki buçuk milyon olan nüfusunu yüz bine düşürdü.
Yine DAEŞ’in işgal öncesi Telafer’in Türkmen nüfusu 150 bin civarındayken bugünlerde 15.000’e kadar düştü.
850 bin nüfuslu Rakka işgal sonrası 30 bine düştü.
600 binlik Deyrizor’un nüfusu ise 65 bine düştü.
Haseke ve Ayn el Arab’dan 250 bin civarında Arap, PKK tarafından sürgün edildi.
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde etnik ve mezhep temizliği yapılarak Barzani ve PKK için yaşayabilir homojen bir devlet şartları büyük ölçüde oluşturulmuş durumdadır.
En önce yapılması gerekeni en sonra yapmak!
Türkiye, Irak ve Suriye’nin dışişleri bakanları New York’ta buluşarak, Barzani’nin yaratmaya çalıştığı oldubittiye izin vermeyeceklerini yönelik ortak bir tavır açıkladılar.
Her üç ülkede bugün Irak’tan istenen toprağın yarın İran’dan Türkiye’den, Suriye’den de isteneceğini düşünüyorlar.
Türkiye, Irak ve İran en başta yapmaları gerekeni en sonunda yapıyorlar.
Bağımsızlık referandumu için harekete geçen Barzani, şöyle y ada böyle AB, ABD ve Rusya’nın desteğini almadan bu işe cüret edemeyeceği açıktır.
İsrail alenen, AB, ABD ve Rusya ise el altından Barzani’ye güçlü destek vermeye devam ediyorlar.
Türkiye’nin tutumu ve Barzani!
Barzani’nin adamları geçmişte adeta “hami” olarak gördükleri Türkiye’nin referandum konusunda ki uyarılarını hiç dikkate almıyorlar.
Türkiye’nin kendilerine ekonomik ve askeri yaptırım uygulamayacağından yüzde yüz eminler.
Türkiye’nin Şii ve İran yanlısı Bağdat rejimi yerine Ankara’nın kendilerini tercih edeceklerini düşünüyorlar.
Barzani’nin zayıflamasının, hem Irak’ta hem de Suriye’de PKK’yı güçlendireceğini bu durumun Türkiye’nin elini kolunu bağladığını düşünüyorlar.
Durum Türkiye’nin geleceği ve bölgede yaşayan Türkmenler yönünden tehlikeli ve vahimdir.
Bölgede Türkiye’nin bütünlüğüne ve Türkmenlere karşı tehlikeli bir oyun oynanıyor.