Türkiye bugün silaha ve seçime mecbur olanların belirleyici olduğu bir noktada!
Tarafların iktidarla bölücü terör örgütü olduğu ve çözüm süreci denilerek başlatılan, o günden bugüne de çözümün ne olduğu bir türlü açıklanamayan garabet durum, bugün ağır bedellere gebe hale gelmiştir.
*
Ne hazindir ki! PKK silahsızlanacak, denilerek başlatılan süreç, bölücü terör örgütünün her eve bir silah kampanyası düzenleyebilecek kadar azdırılması ile şekillendi. Bu sürede, Devlet güneydoğumuzdan tamamen çekilirken, kamu düzeni teröristlere ihale edilip, terör örgütünün halk hareketi hüviyeti kazanması sessiz sedasız gerçekleştirildi.
Malumun ilanı Kobani kalkışmasında ortaya çıktı. Devlete meydan okumayı, tam hâkimiyet safhasına getiren bölücüler, iki gün içinde 35 ili kan gölüne çevirerek 40’ın üzerinde can kaybına sebep oldu. 67 karakol, 25 kaymakamlık, 1.113 kamu binası saldırıya uğrarken yüzlerce araç kullanılamaz hale getirildi. Devamında gözdağı eylemleri kısım, kısım sahnelenip, tehditler ardı ardına pervasızca sarf edilirken, Cizre’de haftalardır süren başkaldırı kontrol altına alınamamıştır.
İşte tam bu aşamada yine PKK silahsızlanacak söylemleri ön plana çıkarılıp, perdeleme, ihaneti gizleme çabaları sahne almaktadır. Aslında her kesimce çok iyi bilinen gerçek, bölücü terör örgütünün varlığının silah sayesinde olduğu ve vazgeçemeyeceğidir.
*
İktidar kanadı ise önümüzdeki seçime olan mecburiyetini artık gizlenemez boyutlarda sergiler olmuştur. Kazanmak adına feda edemeyeceği hiçbir değer olmadığı her gün daha da açığa çıkmakta, tüm hesapların ülke için değil, kendileri için olduğu belirginleşmektedir.
Bu savrulmanın sebebi seçim kaybedildiğinde, meselenin sadece bir seçim kaybetmek olmayacağı çok farklı hesapların görüleceği korkusudur.
Yapılan yolsuzluklar, hırsızlıklar, kanunsuz icraatlar, devlet imkânlarının bir zümre için peşkeş çekilişi, bölge gelişmelerinde girişilen akıl almaz girişimler, kayırmacılık ve usulsüzlükler çok ciddi bedel gerektirir ölçülere ulaşmıştır.
Tüm bu yıkımlar ancak iktidar gücü ile örtülebilmektedir.
*
Görünen odur ki!
PKK silaha ne kadar mecbursa iktidar seçime daha da mecburdur.
Bunu en iyi değerlendiren de yine PKK olmaktadır. Son yıllarda elde ettiği silah gücü ve alan hâkimiyeti imkânlarını seçim öncesi iktidara karşı tehdit olarak kullanmakta, hain emellerinde süratle sonuç alma düşüncesindedir.
Seçimi silah olarak kullanma imkânına kavuşmuş, hükümeti köşeye sıkıştırmıştır.
Seçimi mevcut yapının kazanması durumunda bölücü terör örgütünün belirlediği ihanet çizgisi ülkemizin kaderi haline getirilecek, geri dönülmez yola hızla girilecektir.
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin Kayseri konuşmasından konu ile ilgili şu cümleler zamanın ruhuna nüfuz eder mahiyettedir.
“Önümüzdeki seçimin telafisi, tamiri ve tehiri yoktur.
Önümüzdeki seçimin hafife alınacak, ihmale gelecek bir yanı, bir yönü de olmayacaktır.
Ya AKP kızağa alınacak ya da Türkiye kırılacaktır.
Ya AKP bitecek ya da Türkiye batacaktır.
Ya AKP-HDP-PKK ve şer odakları kaybedecek ya da vatan, bayrak, namus ve şeref kahrolacaktır.”
*
Türk Milleti bu kahpe oyunu kaynağında bozmalı, ihaneti mevzi kazanmadan kurutmalıdır.

