İktidar güdüsü analık, açlık ve cinsellik dâhil bütün güdülerin ötesindedir. Tarihin tozlu rafları iktidar için katledilen evlatlar, ihanet edilen babalar, yıkılan rejimler ve yakılan gemilerin hikâyeleriyle doludur. İktidar sahipleri asla bir kında iki kılıcın bulunmasına, bir omuzun da iki baş taşımasına tahammül edemezler. Gücün tek belirleyici olduğu yerde ahlaki, ilmi ve dini etkiler önemini yitirir. Kazaklar “Güç ata tanımaz” der. Dahası güç, kendinden başka belirleyici ve etkin hiçbir değer tanımaz.
İlahi olanın emrinde olduğunu söyleyen iktidarlar, süreç içinde dünyevi (şeytani) olanın emrine girebilirler. Yalnız alkol sarhoş etmez, güç de insanları sarhoş edebilir. İktidar sarhoşluğu ise -söylemeye bile gerek yoktur- tedavisi olmayan bir illettir. İktidar sahipleri tuzlu su içmiş insana benzerler, içtikçe kanmak bir yana daha fazla su içmek ihtiyacı duyarlar, içtikçe şişerler, şiştikçe de içerler. Mukadder akıbet, sistemin iflası ve çöküşüdür.
İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda değişiklik öngören yasa tasarısı sırasında iktidarın takındığı tavır, iktidarla ilgili olarak yazdıklarımızla birebir uyuşmaktadır.
Bu yasa tasarısı ile iktidar oligarkları önce “FATİH” adlı bir proje ortaya atıyor, ardından bu proje için milyarlarca dolarlık ihtiyaç yaratıyor. Sonra da yaratılan bu suni ihtiyaçları karşılamak ve milyarlarca dolarlık ihaleyi kendi kontrolünde tutabilmek için yasa çıkartmaya çalışıyor. Çıkarılmaya çalışılan bu çıkar yasasına bir de İmam Hatiplilerin mağduriyeti ilave ediliyor.
Bu yasa eğitim değil, ihale yasasıdır. Bu yasa, İmam Hatipliler için değil, onların mağduriyetlerini maddi çıkarlarına alet edenler için çıkarılıyor.
Yasa tasarısının 24. Maddesi aynen şöyledir: “Tablet bilgisayar ve benzeri ihtiyaçların sağlaması amaçlarıyla… 2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları… Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi değildir”.
25. Madde ise ilgili bakanlıklarca “2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinde üst yöneticinin onayıyla 15 yıla kadar gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişebilir” diyor. 2015 yılı iktidar yönünden en kritik yıldır. Bu yıl, önemli ve ciddi değişikliklere gebedir. 2015 yılı, bugünkü iktidarın başında bulunan Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasının kesinleşeceği, AK Parti’nin ise iktidarı devretmek zorunda kalacağı bir yıl olması bekleniyor. Bu sebepten iktidar oligarkları, 2015 yılına kadar yapacakları milyarlarca dolarlık ihalelerin, 15 yıl daha kendi belirleyecekleri kişilerin bünyelerinde kalabilmesini canhıraş bir şekilde yasal düzenlemeler yapıyorlar.
AKP, 2015 yılından sonraki on beş yıl daha, bugünlerde girişeceği taahhütleri yasal güvence altına almaya çalışıyor. Daha açıkçası, Türkiye’nin geleceğini iktidar, mali yönden 15 yıl daha rehin altında tutmak istiyor.
Bu teşebbüsten şu sonuç da ortaya çıkıyor: İktidarın 2002’den 2015’e kadar Türkiye’yi AB ve ABD’li firmalarla birlikte temellük etmesinin tatmin etmediğidir.
Diğer bir ihtimal daha var; onu da iktidarın akıl stoklarından olan Ali Bulaç’ın söylediklerinden çıkarmak mümkündür. O, geçenlerde aynen şunları yazmıştı: “Akıllı tüccar, kazanan ve kazandıran tüccardır.” Rabbenâ, hep bana “diyen tüccar bir-iki defa kazanır, ama eninde sonunda kaybeder”. Bu davet resmen, devleti birlikte paylaşmaya ve yağmalamaya davettir.
Allah gözünüzü doyursun…