Ermeni komitacıları Osmanlı Rus savaşları boyunca ve ardından gelen 1. Dünya savaşı sırasında Osmanlı Ordularını arkadan vurmak ve ikmal yollarını kesmek için harekete geçmiş ve silahlı isyanlar başlatmışlardı. Ermeni komitacılarını katliam için teşvik, tahrik ve teçhiz edenler arasında Rusya ve İngiltere’yle birlikte her zaman Fransa da olmuştur.
Ermeni çetelerinin terörist eylemleri sırasında Fransa, hep bir yerlerde olmuştur. Şu örnek bile ne demek istediğimizi anlatacak niteliktedir. 26 Ağustos 1896’da Taşnak Örgütü Osmanlı Bankasını havaya uçurur. Bankayı basıp birçok masum insanı katleden 17 terörist Rus pasaportu ile İstanbul’a gelerek eylemi gerçekleştirmişlerdir. Katliamdan sonra da Rus elçiliği tercümanlarından Ermeni asıllı Maksimof ile Fransız Sefareti baş tercümanı Roue ile birlikte bankadan çıkarak Gironde adlı Fransız gemisiyle sağ salim Marsilya’ya intikal etmişlerdir.
Ermeni çetelerini başından bu yana Osmanlı ordusuna karşı isyana teşvik eden, silahlandıran, donatan ve onlara cinayet işleten güçlerin başında Fransa gelmektedir. Şimdi bu ülke “soykırım vardır” ı yasayla kabul etmiş, “Soykırım yoktur” diyenleri de cezalandırmak üzere parlamentosundan yeni yasa çıkarmaya çalışıyor.
Ermenilerin yaşadıkları trajedinin ardında onları kullanan Rusya, İngiltere, Fransa ve ABD vardır. İnsanlığa karşı işlenmiş en büyük suç olan kurumlaşmış sömürgecilik ve soykırım suçunu dünya üzerinde işleyen ülkeler de bunlardır. Parlamentosunda “Ermeni soykırımı gerçektir. Bunun aksine söylemek suçtur” diye yasa çıkaran Fransa, I. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’yi Ermenilerle birlikte paylaşmak üzere Anadolu’yu işgal eden ülkelerden birisidir.
Unutmamak gerekir ki Maraş kahramanlığını, Antep ise Gaziliğini Fransızların işgaline karşı verdiği mücadele ile kazanmıştır. Fransızlar işgal etmeden hem önce hem de sonra Anadolu coğrafyasında Ermenileri nasıl kışkırttığı, ayaklandırdığı, silahlandırdığı ve kullandığınıda tarihi kayıtlar söylemektedir.
Ermeni Çeteler Türkiye’yi işgal eden Rus, İngiliz ve Fransız kuvvetleriyle işbirliği yapmış ve Türk Ordusu’nu arkadan hançerlemişlerdir.
Fransa’nın tarih boyunca uyguladığı sömürgeci politikaları, süreç içinde güncellediği de görülmektedir.
Fransa’nın 14. Lui’den, Napolyon Bonapart’a ve Sarkozy’e kadar gelen süreçte emperyalist güdülerinde henüz bir körelme emaresi görülmemektedir. Fransa, ekonomik ve ticari sömürü için insanlığa karşı suç işlemekte de bir sakınca görmediğini her vesileyle ortaya koymaktadır.
Tarihi yönden insanlığa karşı sabıkalı olan Fransa’nın, kendi sömürgeci geçmişine rağmen Türk tarihini yargılamaya ve cezalandırmaya kalkışması bir ironidir.
Bir başka ironi de Fransa’nın da içinde bulunduğu bir zaman diliminde Dünyanın yuvarlak olup olmadığına Engizisyon mahkemeleri karar veriyordu. Dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyenler ölüm cezasına çarptırılıyordu. Bugün de Fransa Parlamentosu tarih bilimine ait bir konu hakkında hüküm koyma cüretini kendinde buluyor. Fransa Parlamentosunun, “Ermeni Soykırımı yoktur” diyenlerin cezalandırılacağı ilan ediliyor. Bu durumda Fransa Parlamentosu’nun yaptığı ile “Engizisyon Cizvit Papazları” nın yaptıkları arasında herhangi bir fark kalmamış oluyor. Dünkü Engizisyon mahkemelerinin yerini bugün Fransız Parlamentosu almıştır.
Fransız Parlamentosu bugün Ermeniler üzerinden bir adım daha atıp, “dünya düzdür” derse ne olacak?
Fransız aklı bu, der mi der! Bu durumda Fransız yasaları, dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyenleri cezalandıracak mıdır?
Düşünce özgürlüğü parlamentoların, kralların, hegemonların inisiyatifine bırakılamaz. Bu özgürlükler, Fransız Parlamentosunun inisiyatifine hiç bırakılamaz!..