Öldürme emri, demokrasi ve güç

Zeytinburnu’nda 16 Eylül’de sokak ortasında güpe gündüz üç Çeçen komutan katledilmişti. Polise göre cinayeti 8 kişilik bir Rus ajan grubu gerçekleştirmiş. Yansıyan bilgiler, iki Rus ajanın birer gün arayla İstanbul’a geldiğini doğruluyor. Ajanlar üç grup halinde çalışmışlar. Birinci tim suikastı planlamış, diğer tim bilgi toplamış ve üçüncü tim ise suikastı gerçekleştirmiş. Adamlar kendilerini engelleyecek hiçbir güçle karşı karşıya gelmeden birinci sınıf iş (!) çıkarmışlar!
Çeçen suikastlarıyla ilgili ip ucunu veren bir haber Daily Telegraph gazetesinde yer almış. Gazete 2003 tarihli bir belgeye dayandırarak verdiği haberde, terörist olarak görülen kişilere karşı Rus FSB’nin özel timler kurmak için harekete geçtiğini yazıyor. Habere göre Rusya Başbakanı Vladimir Putin 2006 yılında Rus İstihbarat Servisi FSB’ye teröristleri yurtdışında öldürme yetkisi veriyor.
Daily Telegraph haberinde,  “Ruslar Çeçenlere karşı Dubai, Katar ve Viyana’da tartışma yaratan suikastlar düzenledi. Bunların sonuncusu geçen hafta İstanbul’daydı ve bir Çeçen liderle iki koruması vuruldu”  ifadesine yer verdi.
Benzer bir cinayeti emrini de ABD Başkanı Obama verdi. 2010 yılında ABD Başkanı’nın öldürülmesi için emir verdiği El Kaide’nin Arap Yarımadasındaki lideri Enver el Evlaki memleketi Yemende bir suikast sonrası öldürüldü. Obama yönetimi geçen yıl Enver el Evlaki’yi  “küresel terörist”  ilan edip  “ölüm fermanını”  imzalamıştı.
El Kaide lideri Usame bin Ladin de aynı türden bir operasyonla öldürülmüştü. Hatta bir ABD ulusal güvenlik yetkilisi, Usame bin Ladin için görevlendirilen özel kuvvetlere verilen talimatın yakalama değil, doğrudan öldürme emri olduğunu ifade etmişti.
Büyük devletlerin  “düşman” olarak belirlediği bireylere ve uluslara karşı uyguladıkları muamele benzerdir. ABD ve Rusya’nın ortadan kaldırmaya karar verdikleri kişi ve toplum için ne ülke, ne uluslararası hukuk ne de insan hakları söz konusudur. Uluslararası hukuk, insan hakları ve hatta demokrasisi zayıf ulusların zorunlu olarak çakılı kaldıkları çarmıhtır.
Amerikan Sivil Haklar Birliği ve Anayasal Haklar Merkezi, ABD vatandaşı Evlaki’nin ülke için  “acil bir tehdit”  olmadığından, öldürülmesinin anayasa ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu bildirmiş. Bakanlık yetkilileri, Evlaki’nin ABD’lileri öldürmek için plan yapan düşman bir kuvvetin lideri olduğunu söyleyerek El Kaide üyelerinin milliyetine bakılmaksızın etkisiz hale getirilmesi için gerekli yetkiyi kendilerine verdiklerini itiraf etmişler.
Günümüzde birileri birilerini çok rahat  “düşman savaşçı”  ilan edebiliyor. Güvenlik riski taşıdığı gerekçesiyle herhangi bir kişiye (bin Ladin, Evlaki) yahut ülkeye yargısız infaz yapılabiliyor. Kitle imha silahlarına sahip olduğu yalanıyla koca bir ülke (Irak) işgal edilmiştir. 
Günümüz dünyasında İsrail, Rusya ve ABD hukuk ve yargı muafiyeti olan demokratik (!) ülkelerin başında geliyor. Bu dünyada güçlü ülkelerin gerçeği budur. Doğrusu yargısız infazın hukuk olarak sayıldığı bir yerde insan hakları, özgürlük, demokrasi gibi kavramlar fazla bir anlam ifade etmiyor.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!