Yazı, yerel medyada çıkan “Samsun’un arsız kuşu yakalandı” haberini konu almaktadır. Yazar, başlangıçta bunun gerçek bir kuş olabileceğini düşünse de, metni okuduktan sonra durumun farklı olduğunu anlar. Bahsedilen “kuşun” aslında gizli kameralar, ses kayıt cihazları ve yapay zekâ uygulamaları gibi teknolojik araçlara sahip bir tür paparazzi veya bilgi toplayıcı olduğunu belirtir. Bu “kuşun” eskiden magazin figürlerini takip eden paparazzilere benzediğini ancak Samsun’da magazin malzemesi bulmakta zorlandığı için siyasetçilerin özel hayatlarına ve karışık işlerine bulaştığını ifade eder. Yazar, bu durumun tehlikeli sonuçları olabileceğini ve bu “kuşun” akıbetinin belirsizliğini, bir çocuk şarkısına gönderme yaparak ironik bir şekilde dile getirir.
Güzide yerel medyamız yıkılıyor: Samsun’un arsız guşu yakalandı diye.
Okuyunca sandım ki Çatalarmut Kavşağındaki sülün guşunu tuttular.
Veyahut Bafra Guş Cennetinde bir saz horozu kafeslendi.
***
Samsun’un Guşu deyince ilk akla bunlar geliyor. Ancak okuyunca anladım ki mevzu guş muş değilmiş.
Ne olduğunu tam kavrayabilmiş değilim ama anladığım kadarıyla veterinerlik bir durum yok.
Anlatılanlara bakılırsa bu guşun kanadı, gagası, ibibiğinden ziyade gizli kamerası, ses kayıt cihazları, yapay zekâ uygulamaları ve klavyesi filan varmış.
***
Eskiden Paparazziler olurdu. Manken, şarkıcı, oyuncu tayfasını takip eder, onların özel hayatlarını çekip gastelerin arka sayfalarına şak diye yapıştırırlardı.
Bizim guş biraz onlara benziyor. Eh, bizim Samsun’da paparazzilere yem olacak magazin malzemesi bulmak zor.
Öyle olunca bizim guş, büyük bir hata yapmış; siyasetçi eşrafına bulaşmaya başlamış.
Milletvekilinin evlilik dışı yasak aşkı, belediye reislerinin karışık işleri filan.
Netametli mevzular.
***
Hani muhalefete bulaşsa bir şey olmayacak.
Bizim guş, belli ki ciğer ile besleniyor.
***
Bizim guşlu çok türkümüz var.
Allı turnalı, kınalı keklikli, yükseklerden uçan şahinli…
Bizim guş onları dinleseydi, kafese düşmeden “Bülbülüm altın kafeste” türküsünü bilirdi.
***
Samsun Guşu hemcinslerine yakılan türküleri dinlememiş ama bugünlerde Samsun adliyesinde hit olan “mini mini bir guş donmuştu, pencereme konmuştu / Aldım onu içeriye, cik cik ötsün diye” şarkısı olduğunu işittim.
Benim aklım “trol ordularının hava kuvvetlerinde görevli guşlar” konusuna pek ermez.
Ama bu şarkının devamını biliyorum. Bizim guş öterse bir de bakmışsın yakalayanların elleri bomboş kalmış!
