1980’li yılların sonlarından itibaren hem Atatürkçü olduğunu, iddia eden, hem de bölücülere sempati besleyen yeni bir grup boy göstermeye başladı. Atatürkçülük’le bölücü sempatizanlığının birlikte olamayacağı çok açık. Buna sade vatandaşlar bile inanmıyor. Ancak, bunlar kendilerini çok akıllı-zeki, halkı da cahil olarak gördüklerinden herhalde ne Atatürkçülük ne de bölücü sempatizalığndan vazgeçmiyorlar. Bu kendilerini çok beğenmiş zavallı bölücü sempatizanlarına Atatürkçülük’le bölücü sempatizanlığının birlikte olamayacağını bir de ben anlatayım diye bu yazıyı yazıyorum. Belki, anlarlar da içine düştükleri sapkınlıktan vazgeçerler.
1- Atatürk için vatan, vatanın bütünlüğü varlık, yokluk meselesidir. Kurtuluş Savaşı’nın parolası olan “Ya İstiklal Ya Ölüm!” sloganı, elbette vatanın bütünlüğünü de kapsamaktadır. Aşağıda Atatürk’ün vatan ile ilgili sözlerinden bir kısmını veriyorum:
- Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.
- Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır.
- Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.
- Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur.
- Vatan sevgisi, ruhları kurtaran en kuvvetli rüzgardır.
Atatürk’ün sözlerinden anlaşılacağı üzere, vatan bütünlüğü Atatürkçülüğün temel, vazgeçilemez esaslarındandır. Atatürkçü’yüm diyen bir kişi elbette bu temel, vazgeçilemez esasa sahip çıkacaktır. Bölücüler ise vatanın bir kısmını kopararak ayrı bir devlet kurmak amacındadırlar. Bölücülük, vatanın, vatan bütünlüğünün en büyük düşmanıdır. Atatürkçü’yüm diyen bir kişi bölücülüğe karşı olmak, bölücülükle mücadele etmekle yükümlüdür. BU SEBEPLE HEM ATATÜRKÇÜ HEM BÖLÜCÜ SEMPATİZANI OLUNAMAZ.
2- Atatürk için milli egemenlik, milletin birlik ve beraberliği, vatanın bütünlüğü kadar nemli bir husustur. Atatürk, bunu çeşitli defalar dile getirmiştir. Atatürk’ün milli egemenlik, milletin birliği ile ilgili sözlerinden de örnekler vermek istiyorum.
- Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.
- Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
- Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar.
- İmtiyazsız sınıfsızkaynaşmış bir kitleyiz.
- Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.
Atatürk’ün yukarıda belirtilen sözlerinden de anlaşılacağı üzere, milli egemenlik, milli birlik Atatürkçülüğün bir diğer temel, vazgeçilemez esasıdır. Atatürkçü’yüm diyen bir kişi elbette bu temel, vazgeçilemez esasa da sahip çıkacaktır. Bölücüler ise milletimizi Türk –Kürt diye bölmeye, Kürtçe konuşan kardeşlerimizi bizden kopararak ayrı bir devlet altında yaşamaya kışkırtmaktadırlar. Bölücülük, milli egemenliğin, milli birlik ve beraberliğin de en büyük düşmanıdır. Atatürkçü’yüm diyen bir kişi bölücülüğe karşı olmak, bölücülükle mücadele etmekle yükümlüdür. BU SEBEPLE DE HEM ATATÜRKÇÜ, HEM BÖLÜCÜ SEMPATİZANI OLUNAMAZ.
3- Atatürk Dönemi’nde 15 tane bölücü isyan çıkmıştır. Bunlardan en büyüğü, devlete, millete en çok zarar vereni Şeyh Sait İsyanı’dır. Atatürk, bu isyanları çıkaran bölücülere en ufak taviz vermemiştir. Devlet olmanın gereğini yaparak kanunları uygulamıştır. İsyan çıkaran bölücüler, o dönemde yürürlükte olan en ağr cezalarla cezalandırılmışlardır. “Bölücülerle müzakere edilmez, mücadele edilir.” ilkesi Atatürk döneminde çok ciddi biçimde uygulanmıştır.
Atatürk, vatanın bütünlüğünü, milletin birliğini ve egemenliğini korumak için bölücülüğe hiçbir taviz vermemiştir. Devlet olmanın gereğini yapmıştır. Çünkü, devletin temel, esas görevlerinden en başta geleni vatanın bütünlüğünü, milletin egemenliğini ve birliğini, vatandaşların can ve mal güvenliğini korumaktır. Bir ülkenin bütünlüğü, milletin egemenliği, vatandaşların can ve mal güvenliği korunamıyorsa orada devlet yok demektir. “YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE” atasözü, bu gerçeği çok veciz biçimde ifade etmektedir. Atatürkçü’yüm diyen bir kişi, bölücülük konusunda Atatürk ne yaptı ise onu yapmakla, bölücülüğe karşı olmakla, bölücülükle mücadele etmekle yükümlüdür. BU SEBEPLE DE HEM ATATÜRKÇÜ HEM BÖLÜCÜ SEMPATİZANI OLUNAMAZ.
4- Atatürk, Cumhuriyet için “En büyük eserimdir.” demiştir. Atatürk’ün en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, üniter ve milli bir devlettir. Bölücüler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin esas olarak üniter-milli devlet yapısını hedef almışlardır. Çünkü, üniter-milli devlet yapısı bölücülerin önündeki en büyük engeldir. Bölücüler, başarılı olabilirlerse üniter-milli devleti bir anda yıkmayı, başaramazlarsa ilk aşamada zayıflatmayı planlamaktadırlar. PKK ve uzantılarının Kürtçe’nin resmi dil olması, anadilde (Kürtçe) eğitime izin verilmesi, yerel yönetimlere özerklik verilmesi vb. talepleri üniter-milli devletimizi yıkmaya yeterli olmasa dahi, zayıflatabilecek talepleridir. DEM Partisi seçmenlerinin oyunu alabilmek düşüncesiyle PKK’nın anadilde eğitim vb. taleplerine destek vermek, PKK’nın ekmeğine yağ sürmek, Atatürk’ün kurduğu üniter-milli devlet Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş açmak demektir. BU SEBEPLE DE HEM ATATÜRKÇÜ, HEM BÖLÜCÜ SEMPATİZANI OLUNAMAZ.