Ülkenin bir bölgesi cayır cayır yanarken, ekonomi sıfırlanmış esnaf, üreten kan ağlarken, emekli, işçi, memur geçinemiyoruz diye bas bas bağırırken; komşularımızdan Barzani dışında dostumuz kalmamış iken, ihracatımız durmuş, Antalyalı seracılar, Antepli sanayiciler, Hataylı esnaflar vs. siftah yapamıyoruz; ürettiklerimiz elimizde kaldı diye gır gır kıvranıp “Bize bir çare” diye inlerken; hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın öncelikli tercihi; Yeni ve Sivil bir Anayasa ile Başkanlık Sistemi mi olmalıydı?
Hükümet ve Cumhurbaşkanı, kendi sosyal statülerinin ve geleceklerini sağlama almak için bu iki isteği dayatırken muhalefetin; “Başkanlık hariç Anayasa’ya evet” demesini anlamakta zorlanmaktayım.
MHP diyor ki, “İlk dört madde hariç, başkanlık zinhar ama yeni Anayasa olabilir” demekte.
Bu şartları ZİNHARLI kabul edenler, lütfen mantıklı bir de açıklama yapsınlar. Anayasa’nın % 70 den fazlası zaten değişmiş. Anayasa zaten sivilleşmiş.” Yeni ve sivil bir Anayasa” diyenlerin amacı; zaten o ilk maddenin bir kataküllü ile değişmesini sağlamaktır.
Ondan sonra da çıkıp; “Biz CHP ile de MHP ile de anlaşarak bu Anayasayı yaptık” diyerek faturayı da size kesecekler. Tıpkı 7 Haziran sonrası” CHP ile MHP koalisyona yanaşmadılar” dedikleri gibi.
AKP’nin ve Sayın Cumhurbaşkanının derdi sivil bir ANAYSA değil. Onların derdi, o ilk dört madde ve 63. Maddedir.
AKP ile ANAYASA konusunda aynı masaya oturacakların kılı kırk yarmaları, her teklifin, her kelimenin ve konacak her virgülün; Türk’e ve Türklüğe ne getirip ne götüreceğini iyi hesaplamaları şarttır, elzemdir, gereklidir.
Burada çuvala girmeniz değildir önemli olan. Önemli olan kiminle çuvala girdiğinizdir.
Sayın Cumhurbaşkanı’nı ve AKP’yi çok iyi tanımalısınız. Hoca Nasrettin’in kuru at kafasına gem takmasını ve bunun gerekçesini soranlara da: “Ben onun taylığını bilirim” demesi unutulmamalıdır.
Feto ile nasıl da kol kola yürümüşlerdi; sonuç ortada. Feto ve örgütü hallaç pamuğu gibi atılmakta. (Gerçi bu konuda çok haklılar. O da bütün pislikleri ortaya dökmeseydi?)
PKK ve HDP ile görüşmeleri, gizli toplantıları, Dolmabahçe protokolleri ortada iken şimdi ki duruma bir bakmaz mısınız?
Onun için CHP’nin, “Yeni ve sivil Anayasa ile Başkanlık” önerilerine şartlı evet ya da olabilir demelerini hayretle karşılamaktayım. Zoka yutmak bu kadar mı basitleşti?
Muhalefetin acilen, AKP’nin minderinde onun kurallarına göre güreş tutmaktan vazgeçmesi, kendi minderlerinde ve AKP’nin yumuşak karnı olan ekonomi, yolsuzluk, rüşvet, işsizlik konularında güreş tutması gerek. Böylece gündemi AKP’ye değil kendileri belirleyip AKP’yi savunma düzenine geçirmelidirler.
AKP’nin her seçimi neden kazandığı da böylece belirlenmiş olmakta. İnsan bu kadar mı oyun kaybeder?
Yolsuzluk, işsizlik, terör, zam, pahalılık, kötü komşuluk, yalnızlaştırılma, başarısızlık, basına ve düşünenlere sansür ve baskı gibi onlarca problem varken, iktidarın Anayasa teklifine takılmak; öngörüsüzlük değil de nedir?
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı