Son din İslam, Kuran’da bizler için hiç eksik bırakmamıştır. Eğer birileri eksik arıyor ve bir şeyler ilave etmek ya da çıkarmak istiyorsa; biliniz ki art niyetli ve kötü emellidir.
Bir Firavun kıssasıdır hep anlatılır.
Kimdir bu Firavun, kimdir bu Haman?
Bugün dilim döndüğünce Kuran’ın izahıyla İBRETLİK ayetler anlatacağım.
“Çünkü Firavun o diyarda baş kaldırmış ve ahalisini fırka fırka edip arkasına takmıştı, onlardan bir gurubu ezmek istiyor……” Kasas: 4
Neymiş efendim? Firavun halkını fırka fırka edip onlardan da bir gurubu ezmek istiyormuş. Günümüz Türkiye’sini; otuz altı etnik kökene, alevi-sünni diye mezheplere ayırmak ve bunlardan birini ezmek, horlamak, hakir görmek isteyenle var mıdır yok mudur?
Bunlar yapılırken; “Ne yapalım onlarda bize yapmıştı. Sen yapmaya devam et!” diyen Haman’lar var mıdır yok mudur?
Firavun halkını ezerken, onun başyardımcısı ve yardakçısı, “Sen her şeyi en iyi bilir ve en iyi yaparsın!” diyende bir şakşakçısı vardı: Haman.
“Doğrusu Karun, Musa’nın kavmindendi ve onlara karşı azıtmıştı. Onlara öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları gerçekten güçlü kuvvetli bir bölüğe ağır gelirdi. O zaman kavmi ona öyle demişti ‘Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez.” Kasas: 76
Uçaklar, en pahalı ve kurşungeçirmez otomobiller, koruma orduları, sıfırlanamayan paralar, mevcut köşkler yetmezmiş gibi 300.000 metre kareye bin odalı kaçak Ak Saraylar yaptırmak, geçinemiyorum diyen çiftçiye, “Ananı da al git” parasını holdinge kaptıran mağdur vatandaşa; “paranı verirken bana mı sordun?”diye azarlayanlar; örtülü ödeneği kat be kat artırarak harcayanların durumu nasıldır acaba?
“Allah ile birlikte başka bir ilaha tapıp yalvarma! O’ndan başka ilah yoktur. Hüküm O’nundur ve siz ancak O’na döndürüleceksiniz.” Kasas: 88
İmam-Hatiplerde okuyup bu konuda mürekkep yalayıp, sonra da ayakkabı kutusu genel müdürlüğüne soyunmak, paraya ve makama, lükse ve gösterişe ram olmak acaba İslam’ın neresinde var? Fakir-Fukara diyerek gelip, kul hakkını gasp etmek, size verilen emanete ihanet etmeyi nasıl izah edeceğiz?
Allah’ı bırakıp alınan rüşvet için; “Ben senin önüne yatarım! Kılına dokundurtmam” diyenlerin taptıkları şey nedir acaba?
“Karun’u ve Firavun’u ve Haman’ı da. And olsun ki, Musa onlara apaçık delillerle geldi de onlar, yeryüzünde kibirlenip kafa tuttular. Oysa, azabın önüne geçebilecek değillerdi.” Ankebut: 39
Bütün gayretleriyle yargıyı, hukuku, orduyu, emniyeti, medyayı, Diyanet’i, camileri susturmalarına ve korkutmalarına rağmen; başlarından dert eksik olmayanlar, haklarında her gün olumsuz haber ve söylentiler çıkanlar; acaba bunları kendileri için AZAP ve YAZIK olarak görmüyorlar mı?
“Onlardan her birini günahları sebebiyle suçüstü yakaladık; kiminin üzerine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine yazık ediyorlar.” Ankebut: 40
Bu izah ve Allah sözünün üstüne laf söylemek doğru olur mu? Kılıçdaroğlu’nun; “BAŞ ÇALAN” ve “Biz BİNALİ biliyorduk meğer MİLYON ALİ imiş” sözlerini hakaret saymayıp, yargıya taşımayıp sineye çekmek; zulümlerin ve yazıkların en kötüsü değil mi?
“Yavrum, haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da bir kaya içinde veya göklerde yahut yerin dibinde gizlense de Allah onu getirip terazine koyar. Çünkü Allah en küçük şeyleri bilen, her şeyden haberi olandır.” Lokman: 16
“Hem insanlara karşı avurdunu şişirip (kibirlenme) ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah övünen ve kurumlananların hiç birini sevmez.” Lokman: 18
“Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt, çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir.” Lokman: 19
“Biz onlara biraz zevk sürdürürüz de sonra kendilerini korkunç bir azaba mahkûm ederiz.” Lokman: 24
Geçici dünya malı ve hevesi için bu kadar, stres dedikodu ve rüşvet ile yolsuzluğa değer mi? Kuran’da her şey yazmıyor ve yok diyen angutlarla ve art niyetliler, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasından korkanlardır. Kuran; ibretlerle doludur.
Esen kalınız.