Bu AKP’liler, daha nereye kadar S.Erdoğan ve ailesinin yolsuzluk, lüks ve kaprislerine katlanabilecekler merak etmekteyim.
Eğer bugün AKP eleştiriliyorsa, bunun tek sebebi s.Erdoğan ve ailesidir.
Erdoğan’ın harcamaları hukuk anlayışı, yargı ve basına baskısı, agresif çıkışları, yolsuzluk dosyalarının üstünün örtülmesi, lüks ve israfa düşkünlüğüdür.
S.Erdoğan’ın bu aziz milletin başına büyük bir dert olarak bırakıp gittiği, “AÇILIM SÜRECİ” de işin tuzu-biberi olmuştur.
Neyin, nasıl ve kimin lehine çözüleceği asla belli olmayan bir “SÜREÇ” tir devam ettirilen.
Bu sürecin, ülkenin geleceğine bir engel, güvenliğine bir tehdit, üniter yapısına konmuş bir bomba olduğunu hep söyledik, yazdık.
Beni ve benim gibi düşünen milliyetçileri, “Bozgunculukla, ihanetle” suçladılar. Bizleri, “Kandan besleniyorlar, barışı istemiyorlar” diye bu aziz millete şikâyet ettiler. “Anaların gözyaşı dinsin istemiyorlar” diye hakkımızda kara propaganda yaptılar.
Aradan geçen bunca süreç zarfında kazanan ve kaybedenin kim olduğu ortaya çıkmaya başladı.
TSK’nın etkisiz eleman olarak geriye çekildiği bu sürede, kazanan Pkk, Kck, Hdp, Kandil ve Apo olmuştur.
Terör örgütü, kimi vatan coğrafyasında denetimi ele geçirirken pek çok şehirde de şehir yapılanmasını güven içinde tamamlamıştır.
Bu gerçekleri, S.Erdoğan, S. Davutoğlu, S. Fidan, S. Atalay belki görmüyorlardı.
Ama zaman o kadar gerçekçiydi ki, görmeyen gözlerin görmesine, sağır kulakların duymasına, çalışmayan beyinlerin çalışmasına vesile oldu.
Yıllardır saklamaya başladıkları gerçeği kendileri de İTİRAF etmeye sürecin, artık T.C’nin aleyhine işlediğini açıklamaya başladılar.
Türkün dışında her türlü ırkın hayranı olan AKP! Başbakan hemşehrim A. Davutoğlu’nun çiçeği burnunda taptaze, ilim ve irfan(!) abidesi danışmanı Ermeni E. Mahçupyan’dan geldi, Mahçupyan, “Güneydoğu’da KAMU düzeni şu anda PKK’nın elinde” gerçeğini söyledi.
Ardından ne yaptığını ve yasaları bir kabadayı edasıyla elinin tersiyle itip, “Gidin kapıları kırın ve o şahsı alın” fermanını yayımlayan İçişleri Bakanı E. ALA, “Şehirlere inmeye başladılar. Ve şehirlerde de hâkim olmaya başladılar” demek zorunda kalmıştır. (Ama “ Gidin onları alın!” deme cesaretini bir türlü gösterememiştir.) Çünkü O’da görmüş ki artık mızrak, çuvala sığmamakta.
Sonra en yetkili ağız olan Başbakan A. Davutoğlu, Afyon’da AKP’lilere, “Güneydoğu Anadolu’da vergi görünümünde HARAÇ toplamaya, mahkeme toplamaya, belediye varsa bir başka belediye kurmaya çalışanlar…. Bunlar da başka PARALEL yapılanmadır.” Acı ama gerçek itirafında bulunuyordu.
Ey benim candan aziz okurlarım!
Demek ki neymiş?
PKK, KCK, HDP, Kandil-Apo devlet içinde DEVLET kuruyormuş.
Onlar devlet kuruyorsa HÜKÜMET, oradaki kontrolü kaybetmiş devlet oradan çıkmış olmuyor mu?
Bu nasıl bir “AÇILIM SÜRECİ” ki, kaybeden devlet kazanan terör ve terörist oluyor?
Bu mudur devlet adamlığı, bu mudur devleti akıllıca yönetmek?
Biz yapmayın etmeyin dedikçe. Onlar bizi barış düşmanı ilan ettiler.
Şimdi kendileri, cart-curt etme çabasındalar. Bu cart-curtları gerçek mi yoksa 2015 seçimlerine bir yatırım mı?
Onu da varın siz düşünün ve yorumlayın.
Esen kalınız.