Türkiye, “Yeni Türkiye “sloganıyla dönüştürülmektedir. Türk milletinin karakterine en uygun idari sistem olan “DEMOKRASİ” dönüştürülmekte! “Sandıktan çıktım, milli irade böyle tecelli etti.” Masum beyanıyla bu dönüşüme engel unsurlar tasfiye edilmekte.
Önce şunun bir altını çizelim. İslam dininde, farklılaşma, fırkalaşma, siyasi alanda cemaatleşme yoktur. (İnanmayanlar; Rum:32 ve Enam: 159 ayetlere bakabilirler.) İslam’da bu olmadığına göre cemaat ve cemaat önderi diye bir kavramda yoktur.
Bu varsayımdan hareketle; devletin memuru olur, polisi, savcısı, memuru, hâkimi, bakanı, valisi, kaymakamı olur. Cemaatin , siyasetçinin memuru, valisi, savcısı, kaymakamı, bakanı, polisi, askeri olmaz, olmamalı.
Eğer oluyorsanız, kendinizi kullandırtıyorsunuz demektir. Sakın ha! Kendinizi siyasilere ve cemaatçilere kullandırtmayınız. Eğer kullandırtırsanız sonuç; bugünkü vahim ve utanç tablosuna döner.
S. Başbakan’ın “Bana ve AKP hükümetine karşı bir komplo, bir ihtilal hareketidir.” Diye başlattığı TSK’yı, tasfiye ve etkisizleştirme ve adına ERGENEKON- BALYOZ denen operasyonlarında MAŞA olarak kim kullanılmıştı? Bugünkü “Devlete ve AKP hükümetine karşı PARALEL yapı “diye suçlanan; sahur yemeği bile çok görülen ve ellerine kelepçeler takılan polisler ve onların şefleri değil miydi?
Bu amir ve memurlara, “Destanlar yazdılar” diye takdir ve teşekkür belgeleri verilmemiş miydi?
Ne oldu?
Keser döndü, sap döndü. Gün geldi hesap döndü.
O emekli ve yaşları yetmişlere merdiven dayamış değerli ve şerefli paşaların ilaçlarını almalarına dahi izin vermeyenler, başlarından bastırarak polis araçlarına bindirenler bu polis ve amirler değil miydi?
Demek ki, onun, bunun değil. Siyaset ve siyasetçinin değil. Herhangi bir cemaatin ve cemaatçinin değil; adı büyük şanlı ve şerefli Türkiye Cumhuriyeti’nin adamı ve memuru olacaksınız.
Ya değilse; sizi acımasızca emelleri için kullananlar, işleri bittiği an, sizin de gözünüzün yaşına bakmadan bozuk para gibi harcayabilirler.
S. B. Arınç, “Gelip af dilemediler. Biz yaptık siz yapmayı n diye özür beyan etmediler” demiyor mu? Demek ki size yaptırmışlar.
İkinci görüş: Madem bu polis ve amirler PARALEL YAPI terör örgütünün üyeleri, madem suç işlemişler, madem devlete komplo kurmuşlar, madem sizi devirmeye planlanmışlar; on yıldır bu tehlikeyi görmediniz mi, göremediniz mi? Eğer göremediyseniz siz nasıl bir Başbakansınız, nasıl bir hükümetiniz var?
Eğer görüp de, kasten seslenmeyip, maşa olarak kullanmaya devam ettiyseniz ve bu adamlar suç işlediyseler; suçu ve suçluyu korumaktan siz de suçlu değil misiniz? Neden o altında imzalarınız bulunan sayısız TAKDİR ve TEŞEKKÜR belgelerini bu zatlara verdiniz?
Yakaladığınız ve kelepçeyi reva gördüğünüz bütün; amir ve memurlar, kelepçeli ellerini kaldırarak, “Bizim ayakkabı kutularında dolarlarımız yok. Haram yemedik, rüşvet almadık. Evlerimizde dolar kasalarımız yok, paraları sıfırlamadık.” diye feryat etmekteler. Ayrıca bu amirlerin anaları, eşleri ve çocukları da, “Haram yemedik, ayakkabı kutularında dolar istiflemedik, paraları sıfırlamadık Dört Bakan’ın evlatları tutuklandığında yüzleri utançlarından örtüktü. Bizim evlatlarımızın elhamdülillah yüzleri açıktır, başları diktir, alınları aktır! ” diye isyandalar. Bu seslerde hiç mi haklılık payı yok, bu seslere nasıl da kulak tıkarsınız?
Polislere ve amirlerine uygulanan da, Türk Polis Teşkilatını bitirmek içi n yeni bir KUMPAS mı?
Biz bu filmi daha önce; Kürt Devleti kurdurma aşkına, Şanlı TSK’yı etkisizleştirme ve itibarsızlaştırma KUMPASI olarak görmüştük de.
Son söz olarak: Onun, bunun, şunun, cemaatın, ağanın polisi, savcısı, memuru, valisi, kaymakamı, olunmaz.
Ömrünü devletine adamış bu şahsiyetlere de böylesine insanlık onur ve haysiyetine yakışmayan baskılarla, tutuklama ve kelepçelemeler yapılmaz, yapılmamalı. Tebligat çıkarırsın, davet edersin. Gelmezse tutuklarsın. Bu tutuklamalarda işgüzarlık yapanlara bir hatırlatma: Tarih, kahramanları yazar, hainleri de yazar. Yalaka ve yağdanlıkları hiç yazmamıştır
Şanlı Türk subaylarına ve emniyet güçlerine reva gördüğünüz tutuklamaları rüşvetçilere, Pkklılara, KCK’lılara, Zerrablara da neden görmediniz? Bu meseleyi, yansız, tarafsız, devlet ve Türk milletinden yana olan Hâkimler çözecektir. Çünkü¸”Adalet, devletin temelidir.”
Bir daha ki KUMPAS, acaba bir zamanların destan yazan değerli(!) hukukçularına mı?
Esen kalınız.
NOT:1– Başbakan sıkıştığı anda, “Aldatılmışız, bizi de kandırmışlar!” deyip işin içinden sıyrılmaktadır. İleriki yıllarda, “Fetullah hocamla benim aramı açmışlar. Bize de komplo kurmuşlar” derse şaşırmayınız.
2- Sevgili okuyucularımın, site yöneticilerinin, konu-komşu, hısım-akraba bütün dostların ve Türk –İslam Aleminin mübarek RAMAZAN BAYRAMINI kutlar, Huzur, mutluluk ve berekete vesile olmasını dilerim.