30 Eylül günü AKP’nin Büyük Genel Kurulu vardı. Genel kurulda duymak istediklerimizi duyamadık. 2023’de nasıl bir Türkiye bizi bekliyor, ekonomimiz ne olacak, emekli-memur-işçi yine enflasyona ezdirilecek mi? IMF’ye istersek yardım ederiz deyip, acımasız ve insafsız vergilerle canımız yanacak mı? Terör devam edip, ülkenin Başbakanı vatandaşını vaatlerle, hayallerle kandıracak mı?
Genel kurula davetli M. Barzani baş konuk olarak sunuldu. Bir de konuşma yaptırıldı ve Başbakan’ı öve öve bitiremedi. Ben de Barzani’nin yerinde olsam övmez miydim? Dünün postal yalayıcısını adam yerine koyup, baş konuk yaparsanız adam sizi övmesin mi? O kadar da aptal mı?
AKP’liler, Barzani anons edilince; “ TÜRKİYE SENİNİLE GURUR DUYUYOR!” sloganıyla salonu inlettiler.
Hayret!
Kim bu Barzani, ne yapmış Türkiye için de gurur duymaktasınız?
O Barzani’nin babası bile bu ülkeye ihanet eden, bölünmesi için çalışan Türkün baş düşmanı olan birisiydi. Bizde bir laf vardır, “ İtten it, kurttan kurt doğar!” diye. Bu Barzani dahil bütün Barzaniler Türkün baş düşmanıdır. “Değil bir PKK’lı bir KÜRT kedisi bile vermem” diyerek Başbakan ve hükümete posta koyan adamdır gurur duyduğunuz Barzani. 30 bin Mehmetçiğin katili Pkk terör örgütünü Kandil’de barındıran, besleyen, koruyup kollayandır Barzani.
Ey AKP’li kardeşim! Sen bu adamın nesi ile neresi ile gurur duymaktasın?
Pes doğrusu!
APO’yu alkışlamaya da hazır mısınız? Onunla da gurur duyacak mısınız?
Demek ki Başbakan, bu milleti iyi çözmüş. Çözmüş ki her yapılan kötü ve olumsuz işlere, can yakan insafsız zamlara rağmen oyunu artırarak seçim kazanmakta!
Ne diyelim; kendi düşen ağlamazmış! Kişi bazen kendi celladına aşık olurmuş. Koyun kesileceği bıçağı yalamakta mahzur görmezmiş.
BARDAĞIN TAŞTIĞI AN
Bu hükümet ve Başbakan, son günlerde ülkenin onca olumsuzluklarına rağmen Suriye ile yatıp Suriye ile kalkmaktalar. Oysa Suriye bizim en uzun kara sınırımıza sahip sınır komşumuzdur.
Yüz binlerce Suriyeli, mülteci adı altında Türkiye’ye sığınmış vaziyette. Hataylı ve Urfalı dostların anlattıklarına göre pek de tekin insanlar değilmiş gelenler.
Bu insanlar, Esad muhalifleri.. Esad’a demekteler ki, “Suriye’yi özgürleştir, demokratikleştir.” Bu da doğru!
Ama el insaf! Bu konumda olan tek ülke Suriye mi? ABD’nin su katılmamış kadim dostu Suudi Arabistan farklı mı? Ona neden tık yok da illa Suriye. İşin içinde İsrail’in güvenliği söz konusu! İran ve Suriye, şimdilik İsrail için büyük tehlike ve tehdit.
Bu konuda Türkiye yapayalnız! Türkiye’nin yanında ne ABD, ne NATO, ne Birleşmiş Milletler, ne AB var. Suriye’nin yanında İran, Rusya, Çin dağ gibi durmakta! Esad ve askerleri muhaliflerle savaşıyor. Elbette rejimini koruyacak. Suriye, öyle ya da böyle Türkiye’yi tahrik etmekte, savaşın içine çekmek istemekte. İstiyor ki, yıpransın gücünü kaybetsin. Güçlü Türkiye her zaman tehdit ve tehlikedir.
Bir bomba Akçakale’de bir eve isabet ediyor 5 Türk ölüyor, 13 de yaralı var. Bu hazmedilecek bir durum elbette değil. Hükümetin bardağı taşmış, angajman kurallarını devreye sokup, önce ABD’ye veremedikleri (müzik) NOTA’yı, Suriye’ye adam gibi verdiler. Ardından da Suriye’de bazı noktaları vurduk.
Kandil’de yuvalanan PKK’lılara sabrımızın sonu bir türlü gelmezken, sabrımız bir türlü taşmazken, şehit on bir asker için TBMM’mi toplanırmış zihniyetinde iken; Suriye’nin bir topu bardağı taşırdı.
Sonrasını hep beraber göreceğiz. Bizim vizyoner dış politikamız kimilerine güvercin, kimilerine şahin. Böyle bir dış politika nasıl inandırıcı ve caydırıcı olabilir?
Esen kalınız.
