Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Sayıştay Raporları da Olmasa Hiçbir Şeyden Haberimiz Olmayacak

Sayıştay Raporları da Olmasa Hiçbir Şeyden Haberimiz Olmayacak

Ekim Ayının tam da göbeğindeyiz. Kış bütün azameti ve karalığıyla önümüzde. Kaçımızın geçirip geçiremeyeceği belli değil. Doğalgaza gelen zamlardan sonra , insanlar battaniye tedarikine yöneldiler. Kulak misafiri olduğum bir sohbette bu konu değerlendiriliyordu. Bir çok kimse geceyi 2-3 battaniyeyle geçirip , gündüzleri de AVM’lerde dolaşmayı planlıyorlardı. Dış kredi ile aldığımız doğalgazdan sonra , alınacak veya önceden alınmışların da borç erteleme talepleri , Avrupa’nın değil esas bizim çok zorlu bir kış geçireceğimizi gösteriyor. Hepinize Merhabalar…

Sayıştay Raporları da olmasa hiç bir şeyden haberimiz olmayacak… Bunların tek bir sayfası bile bürokrasiyi tarumar edecek mahiyette. Bu kalın kitabı bizim mahdût hacmimize sığdırmamıza imkân yok. Kokuşmuşluğun baştan geldiğine dair halk kanaatini rehber alırsak , Saray incelemesiyle yetinelim derim… Sadece içecek bile korkunç. Bizlere porsiyon küçültmeyi , alışverişe çocuklarla gitmemeyi tavsiye edenlerin bir küsûr milyonluk geçen seneki masrafları bile iki misline çıkmış. Buna , musluklarından ejder suyu akan çeşmelerin masrafı dahil mi bilemiyorum… Bazı şeyleri , şehir efsanesi diye es geçerdik duymazdan gelirdik… Bir çok defa kulağıma çalınmıştı. Sarayda herşey organik olarak yetiştiriliyor , tavuk et sebze meyva dahil… Külliye sakinlerinin mubarek Cism-i Pâklerine , gıdanın bile çok özelleri layıktır. Zaten Halkın , avamın yedikleri vücûd-u şaheneleri tarafından kabûl görmezler… İşte bu yüzden çok kabarık bir zirai malzeme kalemi ortaya çıkmış. Siz Emita Hanım’ ın yaptıklarını değil , dediklerini yapınız efendim… Gelelim tıbbi malzeme kalemine… Hatırımda kalan doğruysa yüz milyon liranın üzerinde malzeme alımı yapılmış. Acaba; RTE nin hastalık bakımları için saray bünyesinde çok özel bir hastane mi oluşturulmuş. Yoksa bu denilenlerde mi doğru. O zaman tıbbı masraflar normal dememiz gerekiyor… Eeee , vatandaş , hastanelerden randevu alamazken , koskoca zatlar , şehir hastanelerinde sıra mı beklesinler. Bazı kem ağızlılar , Zat-ı Devlet’leri , sahibimiz efendimiz , Dünya’ nın yegane umudu için , abuk subuk hastalıklar icat edip, sarayda ki hastaneyi ve masraflarıda oraya bağlıyor. Yapmayın beyler yapmayın , turp gibi kendileri… Allah başımızdan eksik etmesin diyeceğim ama diyemiyorum… İyi hoşta , bıktık artık. Çok konuşuyor. Ne zaman televizyon açsam karşımda. Biraz da başkalarını denesek fena mı olur.

Dönelim muhalefet cephesine. K. K.’nin ABD seyahati hiç olmadı. Her ne kadar icazet değil , dese de bal gibi O… Bana RTE’nin daha Başbakan bile olmadan çağrılmasını hatırlattı. Bu ortamda çok mu gerekliydi diye sorulsaydı cevabım , hayır olurdu. Olay tam anlamıyla yıllardır söylediklerimi teyit ediyor. ABD, eğer RTE olmayacaksa Kriptonun devreye girmesini ister. Sistem , başından beri bu minval üzere kurgulanmış vaziyette. Ayrıyeten “Geliyor gelmekte olanın ” testi de yapılmış olacak…

Gelmiş geçmiş en soylu Bakamıyan’ ın önderliğinde , seçim ortamında neler yapılabileceği , artık herkesçe malûm oldu. Kahraman bir şehidimizin kanı üzerinden , ne gibi rantlar sağlanabileceğini ibretle takip ettik. Atılan çamur ve iftiralar sahibinin elinde patladı. Peki herhangi bir özür yapıldı mı , utanç duyuldu mu. Koskoca bir hayır. Sizce bu vesileyle bunlar son bulur mu. Ona da hayır. Bilakis artacak ve daha şiddetlileri sırada… Diyelim ki , söylenenlerin hepsi doğru çıksaydı. CHP , bu olayların yatağı durumuna düşseydi ve genel başkanı da çıkıp ” Allahım ve Halkım beni affetsin , kandırılmışım ” deseydi , olay kapanacak mıydı…

Bu paragraf cevap paragrafı olsun. Gerçi buna cevap verdik ama pekiştirememişiz herhalde. Bu yüzden , son lafımı baştan söyleyip devam edeyim. Her alanda şiddete karşıyız. ” sağlıkta şiddete son ” sloganına , karşı çıkmamakla birlikte tam destek de vermiyorum. Ülkemizde Hiçbirisi basına yansımayan o kadar çok saldırı oluyor ki… Kimi gün , belediye şoförüne , kimi gün öğretmene , kimi gün sayaç okuyucuya vs. vs. Saymakla bitmezler… Peki niye sadece sağlıkçılar da feveran ediliyor… Yoksa Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün oluşturduğu ” Sınıfsız ” toplum çatırdadı da bizim mi haberimiz yok… İkinci kısımda gitmek üzerine… Sıkıyı görünce mücadele yerine kaçmayı tercih edenler , hemen gitsinler ve de ölmek için bile buraya uğramasınlar… Eğer Gazi Hazretleri de bunlar gibi düşünseydi, şu an TC diye bir şey olmayacaktı… Daha fazla uzatmadan , maksadımın hasıl olduğu kanaatindeyim…

Genetik araştırma , ilmin geldiği son noktalardan biri. Neticeler çok insanın foyasını meydana çıkarabiliyor. Sıkıntı ; ayıplı kişilerin kendi hallerine bakmadan ve de utanmadan , başkalarını bu yola yönlendirip , pürüzsüz insanlar üzerinde sıkıntı ve şüphe oluşturmaları… Bir örnekte fayda var. Meselâ benim çok yakından tanıdığım , sizlerden de tanıyanların olduğunu düşündüğüm birisi var. Affedersiniz , Ermeni kökenli bir Aile’ ye mensubiyetleri var. Üstelik köken olarak Siverek’ e dayandığı içinde bir yerde hemşehri sayılırız. Bu zatın , genetiği araştırılsa durumu ortaya çıkacak. Gel gör ki böyle bir ayıbı olmasına rağmen, etrafa pislik atmaktan da geri kalmıyor… Bu tipleri iyi tanıyıp onları toplumdan tecrit etmemiz lâzım. Her neyse gene şanslıyız. Düşünün bir kere , böyle adamlar , meselâ milliyetçi bazı sistemlerin başında olsaydı , durumumuz nice olurdu… Çok şükür ki en azından bu bölgede sıkıntı yok…

Hepiniz Allah’ a emanetsiniz. Hoşçakalınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!