Gündem, dinciler ya da dincilerin kutsadıkları alanlarda çocuklara taciz ve istismar olaylarıyla çalkalanmakta. Gün geçmiyor ki böylesine adi, rezil ve ahlaksız bir haber medyaya düşmesin.
Bunlar Müslüman bir ülkede olmaktadır ne yazı ki! Bir başka yazık da, millete ahlak, vicdan dersi vermeye kalkanlar ya da onların mekânlarında olmasıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu konu konuşulsun neden yapılıyor, kimler yapıyor, bunların öğrenilmesi istenmişti. Adından başka büyüklüğü kalmayan şanlı TBMM’nde bu görüş; AKP li saygın ve büyük vekillerin oylarıyla: “Görüşüp de, öğrenip de ne yapacaksınız? Olan olmuş, bir kerecikten de bir şey olmaz. Bir kerecik olmayla bir kurum mu karalanır?” mantık ve görüşüyle ret edildi. Bu ret ve hayır, AKP’lilerce makul ve mantıklı olabilirdi. Nede olsa ucunda AKP’ye dokunması vardı.
Efendim, “Araştırma önergesini MHP verdi. Art niyet vardı. Amaç AKP’yi yıpratmak ve küçük düşürmek vardı.” Denilebilir. Ama unutulmasın ki; söz konusu olay, dört kutsal kitabın ve dinin haram, yasak ettiği ve nefretle lanetledi bir olaydır. Burada mı doğruluk aramaktasınız, nerede siyasi etik?
Deveye boynun neden eğri demişler. Cevap vermiş: nerem doğrudur ki diye!
Konudan çok rahatsız olan SOSYAL POLİTİKALAR VE AİLEDEN SORUMLU bayan bakan, bu istismar olaylarından çok rahatsız olmuş. (Olması da bir erdem) Uykularını kaçırmış olmalı ki; rica ediyor ve yalvarıyor: “Ne olur bu tür istismar olaylarını fazla görmeyin ve gündeme taşımayın, fazla yazmayın, haber yapmayın!”
Ne yapalım Sayın Bakan? Görmeyelim, duymayalım, yazmayalım, namussuzları teşhir etmeyelim de daha çok memleket çocuklarının ırzına mı geçsinler? Yaptıkları ahlâksızlık ve şerefsizlik yanlarına kâr mı kalsın?
Bu teklif ve bu serzeniş bir anne olarak size yakışıyor mu?
Hani bir söyleminizde: “Analığımı tartıştırmam” demiştiniz. O çocuklardan birinin annesi olmayı hiç düşündünüz mü?
Rahmetli ninemin: “Babadır külahı kabadır. Anadır ciğerden yanadır.” Sözünü acizane hatırlatmak isterim.
Allah böyle bir rezilliği size ve hiç kimselere yaşatmaz inşallah!
Ama bir an için bir empati yapın o zavallı, masum ve sapık mağduru çocuklardan birinin annesi yerine koyun kendinizi.
“ Allah, çirkin ve kırıcı sözlerin konuşulmasını, hele bunların açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan kimse hariç.Çünkü zulüm ve haksızlıktan canı yananların, zalimlere karşı feryat ile beddua etmeleri, hatta aynen karşılık vermeleri suç değildir. Ayrıca, insanların kusurunu, günahını açığa vuran ve normal şartlarda dedikodu sayılan bazı sözlerinde, bir kimsenin kötülüğünden sakındırmak veya bir şahit olarak olayı anlatmak gibi meşru sebeplerle söylenmesi günah değildir. Unutmayın ki, Allah her şeyi işitendir, bilendir. Bununla birlikte, sabredip efendice davranmanız; ‘ Zulmün devamına sebep olmadığı takdirde’ elbette daha güzeldir.” Nisa: 148
Kuran emrini de mi hiç duymadınız okumadınız? Kötülükler, zulüm ve bu iğrençlikler bitinceye ve hak ettikleri cezaları hak edenler alıncaya kadar yazmaya, haber yapmaya elbette devam edeceğiz. Muktedir iseniz: zulmü ve iğrençliği önleyiniz!
İki cihan Peygamberi Hz. Muhammed, “Münafıkları ve kötüleri ifşa edin ki, başka Müslümanlar da zarar görmesinler” diye neden söylemiş olabilir?
Bu önemli İHTARLARI, bizlere göre çok daha inançlı Müslüman olan sizlerin bilmeniz gerekmiyor muydu?
Yazmayalım, haber yapmayalım, teşhir etmeyelim: Ne yapalım? Çocukların istismarına göz yumalım. İyi de yarın Allah’ın huzuruna vardığımızda: “Ey kulum bu rezillikler olurken sen yaptın? “ diye sorulursa ben ne diyeceğim?
Sahi sizler ne diyeceksiniz?
Esen kalınız.
