Kurtuluş Savaşı sonrası Atatürk’e “İstersen padişah ol, başkan ol!” mealindeki telkinlere verdiği cevap; “Hakimiyet bila kaydı şart milletindir.” cevabını vermiştir.
Ama her ne hikmetse bazı kimseler, “Biz bir kişinin emrine girmeye razıyız” dercesine BAŞKANLIK istemekteler.
Bizim gibi karmaşık demografiye sahip ülkelerde bu tür girişimlerin önünü arkasını, getirisini götürüsünü iyi hesaplamak gerek.
Başkanlık sistemi nasıl olacak? Başkan kime karşı nasıl sorumlu olacak, nasıl denetlenecek? Aldığı her karar istisnasız ve tartışmasız uygulanacak mı? Yoksa ABD’de olduğu gibi senato tarafından denetlenecek ve her aklına eseni Padişah yetkisiyle yapamayacak mı?
Başkanlık sistemini var sayalım ki getirdik:
1-Terör bitecek mi ve nasıl bitecek?
2-Ekonomi düzelecek mi? Nasıl ve ne şekilde düzelecek?
3-Eğitim de çağdaş normlara uyulacak mı?
4-İşçi ölümleri ve iş kazaları önlenecek ya da azalacak mı?
5-Emekli-memur ve işçinin gelir düzeyi artacak, sosyal güvenceleri sağlanacak mı?
6- Basın özgür olacak mı? Yoksa “maaşını ödediğin insanı kontrol et” mi denecek ya da “Onun işine son ver. Ya değilse vergi memurlarını gönderirim” mi denilecek?
7-İç ve dış politikada Türkiye’nin saygınlığı nasıl sağlanacak? Bu nasıl becerilecek?
8-İslam’ın ve ülkenin baş ağrısı olan cemaatlerle nasıl mücadele edilecek?
9-Vergide reformlar olacak mı? Çalışan ve vergi mükellefleri acımasız vergi kıskacından kurtulacak mı ve bu nasıl olacak?
10-Acımasız zamlar sonlanacak mı? Ülkede ucuzluk olacak ve refah artacak mı?
11-Ülkede kamplaşmalar bitecek, “Ey benim Müslüman kardeşim!” diye bir takım insanlar benimsenirken diğerleri ötelenecek mi?
12-Sosyal devlet işlevi olacak mı? Üniversite gençliği huzurlu ve modern yurtlara kavuşacak mı?
13– Bütün insanlar, ayırım olmaksızın Anayasal güvence altına alınacak mı?
Eğer bunlar olacaksa “EVET… EVET… EVET”
Bunları şimdi neden yapmıyorsunuz? Sizin elinizi tutan mı var, engel olan ne?
Esen kalınız.
