CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sonuç alınamayan koalisyon görüşmeleri sonunda yaptığı konuşmada, “MHP her şeye hayır dedi” diyerek suçlamalarda bulunuyor.
CHP’yi anlamak için öncelikle 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan, Erdoğan’ın iki dudağı arasına hapsolmuş AKP ile, İmralı ve Kandil arasına sıkışmış HDP siz bir hükümet kurmanın imkansız olduğu tabloyu hatırlamak gerekir.
*
Ne hazin bir garabettir ki; MHP’yi hayır demekle suçlayan CHP; bizzat kendisini ve Cumhuriyet değerlerini inkâr eder mahiyette, önüne ne gelirse evet dediğini, saklama telaşında saldırıyı seçmiştir.
*
7 Haziran sonrası CHP’yi ele alırsak;
Evvela HDP’nin içinde olduğu bir koalisyon teklifiyle MHP’ye ısrarla teklifler sundu.
HDP; yani İmralı canisi, yani Kandil, yani bölücü teröristler, yani on binlerce insanımızın katilleri!..
Kendileri bu birlikteliğe, evet demiş belli ki!..
*
Zaten parti meclislerinde bir Genel Başkan Yardımcısı meclise girsin diye HDP’ye evet diye oy kullandığını gururla anlatıvermişti!..
*
Ardından Saray dönemin hamlesini yapıp, Kılıçdaroğlu’nu yok sayıp Baykal’ı çağırıyor!
Baykal sözde soruyor Genel Başkanına; Gidebilirmiyim?.. Cevap; Evet!
*
Adından Meclis Başkanlığı seçimleri geliyor. Baykal ben adayım diyor. Kılıçdaroğlu başka bir isim düşündüğünü söyleyince O zaman CHP‘den 2 aday olur restini çekiveriyor.
Çaresiz Baykal’a, evet diyor!
*
Bu arada iyice azdırılmış bölücü terör örgütü uzantıları, İmralı’ya bundan böyle bir meclis heyeti ziyarete gitmeli kahpeliğini, cani elebaşını meşrulaştırmak için sık, sık tekrarlamaktadır. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu direk teklif verir; İmralı’ya meclis heyeti gitsin!
Bölücü terör örgütü uzantısının ihaneti meşrulaştırma düşüncesine verilen cevap evettir yine!
*
Yetmez!
Uzun süredir İmralı’dan Kandile, KCK‘ dan HDP’ye bölücülerin ısrarla dillendirdikleri, geçmişi araştırma komisyonu ve izleme heyeti (bölünme girişimlerini uluslar arası destek alanına sokabilmek gayesiyle) yine gündemdedir.
CHP Evet der hemen. Ardından kendi dahi teklif verir çekinmeden…
*
HDP uyanıktır. Sanki sahibi değilmiş gibi terörü araştıralım, mecliste komisyon kuralım der.
Bir anlamda Karayılan, Bayık, Öcalan komisyon üyesi!.. Terörü araştıracak!..
CHP atlar; Evet!
Durmaz o kadarla, ben teklif edeyim sen zahmet etme der bir anlamda, getirir teklifi…
*
Demirtaş çıkar “barış bloğu” der, elindeki kanla!
Kılıçdaroğlu cevap verir; Evet; barış bloğu!..
*
“Boğazda viski içerken bölücülere destek veren şerefsizlerinde” sözü vardır gündeme!
Tüm karşısındaymış gibi dururken mevcut iktidar kanadına, o güne kadar sövdüklerinde kaybolurlar birden… “Büyük uzlaşma” derler.
CHP Evet der beklemeden!..
*
AKP rahat ve pişkin!
Gel görüşelim der.
CHP sabırsız; Evet der peşin, peşin…
Meydanlarda yediği hakaretleri önemsememiş, verdiği vaatleri, yaptığı suçlamaları unutmuş, “rövanşist değiliz” tekerlemesiyle koşar adım masaya…
*
Günler sonra oyuna getirilişinin acı, bir o kadar ağır tecrübesiyle sarsılmış, yara almıştır.
Bakar medyanın kirli başlıklarına, esen kahpe rüzgârına!
“MHP uzlaşmaz… MHP geçimsiz.”
Sarılır çaresiz…
Evet der çığlıkla!… “MHP her şeye hayır diyor!”
*
Kamuoyunda bile konuşulan; Erdoğan karşıtlığında düğümlenen siyasi gündem ve aktör kılınan İmralı canisi dikkate alındığında; biri olmadan birini yıkmak mümkün değil tespiti önümüzde dururken, çıkmaz sokak bu acı gerçeğimiz kimilerince görülmüyor.
*
Ülkemizin ümitlerinden bir ana damar olarak, Yüce Atatürk’ün kurduğu parti CHP mensuplarının, tüm değerlere sahip şuur yapısından eminiz. Ancak bugün yönetim kadrosunun kabul edilemez çöküşleri istikbalimiz için endişe vericidir.
CHP kendine gelmeli, getirilmelidir!..
*
Bugün CHP’yi yönetenler bilmelidir ki;
“Evet” dedikleri tüm yıkımlara; “Hayır” diyen MHP Türkiye Cumhuriyetinin son kalesidir!..
