Toplumların yaşam ve geçmişine, bilim ve uygarlıkların gelişmesine baktığımızda oralarda hep gerçek dini, gerçek milliyeti ve gerçek devrimi görürüz.
Din fizik ötesidir; doğru düzenlenir ve uygulanırsa yararlı, aldatma ve geriletme aracı yapıldığında zararlı olur. Günümüzde, başta Türkiye olmak üzere, dünyada yaşayan tüm dinler zararlı hale getirilmişlerdir.
Milliyet; biyolojik, sosyolojik ve kültürel bir olgudur. Yapısına göre yorumlanırsa mutluluk sağlar, çığırından çıkarılırsa zararlı olur.
Devrim; statükoyu yıkma, daha ileri bir yaşam kurma, hep atılımcı olmadır. Devrimsiz yaşanmaz, devrime karşı direnen her kişi, her ulus ve devlet yıkılır.
Bugün bizdeki dindarların, milliyetçilerin ve devrimcilerin büyük bir çoğunluğu bozulmuş ve birbirlerinden kopmuş olduğu için Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti sıkıntılı. Bu sıkıntı her geçen gün artıyor. Yanlışlıklar düzeltilmezse Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti başlangıç noktasına dönecek. Türkiye’de “DİN” (büyük oranda); Totemizme, Animizme, Yahudilik ve Hristiyanlığa dönüştürülen bozuk bir din/İslam inancı ve yaşayışı var. Din inancının kişi ve toplumlar üzerinde etkisi çok olduğundan, mevcut iktidar bizi bozuk dinle kandırıyor. Kandırmakla da kalmıyor, daha çok bozuyor. Türkiye’de bir başkanı ilahlaştırma-yahut-peygamberleştirme varsa, orada dinsizlik vardır. Müslümanlar bu dinsizliğe karşı çıkmazlarsa belaları artacak.
Bugün Türkiye’deki siyasal milliyetçilerin gerçek milliyetçilikle ilgileri yok. Çünkü bunlar, milliyet düşmanı siyasal İslamcıların bunak fedaileridirler. Türkiye’yi Atatürk (çağdaş ve gerçekçi) milliyetçiliğinden koparıp Acemleştirme parseline iten, bölücülüğe göz yuman bir ittifakın içinde milliyetçi olunmaz.
Türkiye’de “devrimci yurtsever, Atatürk devrimcisi” olduğunu söyleyen, ancak böyle ayakta duran bir azınlık var. Bunlar şimdi, Cumhuriyet’imizin baş düşmanı dincileri yaşatma seferberliğindeler, Hasan Sabbah’ın fedaileri gibiler. Sözde Amerika karşıtıdırlar ama:
Amerika Irak, Libya, Mısır gibi ülkeleri bölerken, oralardaki on binlerce insanın ölmesini, yüz binlerce kadın ve kızın kirletilmesini sağlarken; Amerika’ya destek veren bir ABD Eşbaşkanını ayakta tutuyorlar. Amerika Adana, Antalya, İzmir gibi illerimizdeki hava üstleri ve limanlarında casusluk ve jandarmalık yapıyor, bizdeki devrimciler ABD üstlerine ses çıkarmıyorlar. Amerika Kürecik gibi yerlere yeni casus uyduları yerleştiriyor ama bizim devrimciler (dönek oldukları için) uykuya dalıyorlar. Öyleyse bizdeki devrimciler de “devrimcilik” yok. Olsaydı-Atatürk gibi-günümüzün Vahdettinlerini kaçırtırlar, Damat Ferit, Sait Molla, Mustafa Sabrilerle flört etmezlerdi.
Dindar olmak, milliyetçi ve devrimci olmak kolay değil. Bunlardan birisi olmak için ilkeli olmak gerekiyor. Eğer bunlar kendilerini tanıttıkları gibi değillerse; kovalım gitsinler, korkmayalım. Olacak olan neyse o olur.
Önümüzdeki seçimde aklımızı kullanalım. Belki hiç kimse aradığımız gibi değildir ama zararı en az, çizgisi en az kırık olan (olabilecek) birisini tercih etmek, fırsatını bulunca ortamı lehimize dönüştürmek bir çıkış yolu olabilir.
Ben böyle düşünüyorum.
