Nazım Peker
Nazım Peker

Yetki, Sorumluluk ve Güven

 

Devletin bütün kurumlarında bulunan değerli bürokratlar, ne yazık ki kendi başlarına iş yapamaz, karar alamaz hale getirildiler.

İstisnasız hepsi de, bir iş yapmaya teşebbüs ederken, karar almaya yeltenirken “acaba mı?” endişesiyle korkmaktalar.

Çünkü birileri, bu değerli bürokratların bütün işlerine karışmaktalar.

Hatırlayalım! Açılım süreci başladığında terörle uğraşmayı valilerin iznine bağlamışlardı. Vali ya da kaymakamdan izinsiz Mehmetçik takip yapamıyor, teröriste tek kurşun atamıyordu.

Sonra şartlar değişti. Bu tenkitler çoğalınca, “Bütün sorumluluk valilerdeydi” deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmadılar mı?

Ben eğitimciyim, öğretmendim. Bütün öğretmenler çok iyi bilirler, “Bir çocuğun yaptığı işe çok karışırsan; çocuk kendine olan güvenini kaybeder.”

Her yapacağı işte, her hareketinde, “Ne diyecekler?” tereddütleri yaşamaya başlar. Kesinkes doğru bildiklerinde bile “Acaba mı?” kaygısını yaşar.

Acaba mı?

Böylece onda oluşan “güvensizlik” başarısızlığın ve pısırıklığın temeli olur çıkar.

Günümüz Türkiye’sinde Sayın Cumhurbaşkanın, Başbakan ve bakanların hatta tüm bürokratların her şeyine karışıyor algısı ve endişesi vardır. Ondan habersiz en küçük ve en basit bir kararın alınmasına bile izin vermiyor gibi bir algı hâkim.

Pek çok bürokratın yanında pek çok insan da bu kanaat ve düşünce de gibi…

Hal ve durum böyle olunca bütün bakan, bürokrat ve yöneticilerde; “acaba mı?…” Acaba duygu ve korkusu yaşanmakta.

Bunun en son örneği,  Kütahya belediyesinin dağıttığı ve kadını aşağılayan kitap hakkında ilk konuşması gereken Aile ve Sosyal Politikalar bakanının hiç konuşmamasın da gördük. Oysa bu konu da bırakın Bakan olmayı bir kadın olarak ilk onun konuşması gerekmez miydi?

Ama…. Sayın bakan “acaba” mı korkusu yaşadı her halde. “Neden öyle bir açıklama yaptın?” Sorusuna muhatap olma endişesi miydi Sayın bakanı konuşturmayan, fikrini söyletemeyen?

Oysa Sayın Cumhurbaşkanı, başbakan iken Sayın A. Necdet SEZER ve Sayın Abdullah GÜL Cumhurbaşkanı idiler. Soruyorum; Sayın Erdoğan bir iş yaparken, karar alırken Sezer ve Gül “Ne düşünür, ne derler” endişesi yaşamış mıydı?

Doğru ya da yanlış karar veriyordu… Kargaşa da yoktu, endişe de yaşamıyordu?

Devletin daha sağlıklı ve hızlı karar vermesi için tekrar eski düzene dönmeli diye düşünmekteyim. Yetki ve sorumluluk veriyorsanız; Başbakan, bakan ve bürokrat olarak atıyorsanız: güven de vermelisiniz!

Başbakanın, bakanların hatta bürokrasinin kendine güvenin gelmesi şart…

Ya değilse, ne bir arpa boyu uzarız, ne de bir adım yol alırız.

Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!