Türkiye zengin çeşitliliğiyle dünyanın eşsiz bir tarım ülkesidir. Tropikal ürünler hariç, her türden her çeşit ürün yetiştirilmektedir.
Anadolu’nun kendine özgü tarım ürünleri vardır. Buğdaygiller, baklagiller bunların başında gelir. İşin güzel tarafı bu ürünler, tad olarak çok da kaliteli ve nefistir.
Gel gör ki son 15-20 yıldır tarım o kadar ihmal edildi, çiftçi o kadar yalnız bırakıldı ki, her alanda olduğu gibi bakliyat ve hububat alanında da üretimde rekolte düştü. Türkiye bu alanda da dışa bağımlı hale geldi.
Türk tarımı 20 yıl önce nohut, fasulye, mercimek ihracatçısıydı. Anadolu çiftçisinin yetiştirdiği bu ürünlerin iç piyasa fazlası yurt dışına, Avrupa’ya ihraç edilirdi. Yirmi yılın son 15 yılı AKP iktidarıdır.
Bugün ise Türkiye ne yazık ki, et, yağ, buğday, mısır da olduğu gibi nohut, mercimek ve kuru fasulye, karpuz ithal etmekteyiz. Türkiye Hollanda, İsrail, Kanada, ABD başta olmak üzere Hindistan, Çin ve İran’dan gıda ithal eder durumu gelmiştir.
Neden?
Nedeni, her alanda üretimden uzaklaşmak, tüketim toplumuna dönüşmektir. Köylümüz bile artık yumurtayı, yoğurdu, sütü ne acı gerçek ki marketlerden karşılamaktadır.
Türk çiftçisi neden ekmiyor? Türk köylüsü neden üretmiyor?
Çiftçiye destek Genel bütçenin % 1’ i olması gerekir diye bir yasa çıkarmıştı AKP. Eğer değişmediyse. Ne yazık ki Türk çiftçisine genel bütçeden ayrılan destek %1 bile bulmamaktadır.
Ayrıca çiftçinin girdileri o kadar pahalı ki, mazot, gübre, ilaç, tohum, tarlanın işlenmesi, cep yakmaktadır. Türk çiftçisi bu durumda ekmemekte ve üretmemektedir.
Eğer tarım desteklenecekse, yerli üretim teşvik edilmeli Türk çiftçisi hem ürün çeşitliliği hem de Pazar konumunda desteklenmeli, Bu konuda gerekli fonlamalar yapılmalıdır.
Yatlara verilen mazot neden 1.5 TL/litre de çiftçinin mazotu 4.35 TL/litre?
Enerji ve yakıtta dışa bağımlı olan Türkiye’nin; tarım ürünlerinde de dışa bağımlı olması, ülkenin ekonomisinin iflasıdır. Vergi düşürmekle enflasyon düşmez, çiftçinin yüzü gülmez.
Ne demek Türkiye gibi, kendi ürettiği tarım ürünleriyle dışa bağımlı olmadan geçinen dünyanın yedi ülkesinden biri iken, nohut, fasulye, mercimek, mısır, et, pamuk, saman ithal eder olması?
İthal gıda maddelerini Türk insanı kabul etmemekte, Anguslara mesafeli durduğu gibi ithal mısıra, ayçiçeğine, buğdaya, nohuta, mercimeğe, kuru fasulye ve susama da mesafeli durmaktadır.
Çünkü bu ithal ürünlerin pek çoğu: GDO’lu ürünlerdir. Onun için Türk insanı kabullenmekte zorlanmaktadır. Sağlığını ve geleceğini de tehdit etmektedir. Kadınlar neden hamile kalamıyor?
Ne olur, yerli üretimi destekleyelim. Türk çiftçisi üretsin. Ürün fazlasını da satsın.
Lütfen kuru fasulyenin tadını kaçırmayalım. Garip-guraba, fakir-fukara yemeği olan kuruyu sofralara küstürmeyelim. Kurunun kilosu, 13 TL ile 25 TL arasında değişmektedir.
Avrupa bize imreniyor!
El insaf!
Esen kalınız.
