Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Son Gerginliklerin Final Sözü Türkiye – ABD Savaşıdır

featured

Bana göre şek ve şüphe götürmez biçimde, ABD parmağını hissediyorum. Şöyle oldu, böyle oldu, sisti, pustu beni ilgilendirmiyor, onları her akşam uzmanlar (!!!) değerlendiriyor. Esasa ilişmekle görevli hissediyorum kendimi… En son SİHA’mızın düşürülüşüyle doruğa çıkan, evveliyatı, çuval rezaletine uzanan hareketlerin final sözü, ABD – Türkiye Savaşıdır, adı konmasa da bu acı bir gerçeği kabul etmek ve topyekûn seferberliğe adım atmak zorundayız…

Bir haftası gitti kaldı elli biri. İnanın, zaman o kadar çabuk geçecek ki, bir de bakacaksınız ki, yenisinin de gitmesine, bir hafta kalmış… Hepinize merhabalar olsun…

Kendi kaynaklarımızı, öz belleğimizi ve de tahminler paraleli düşüncelerimizi seferber ettik, son günlerin en acı tablosunu değerlendirmeye çalıştık. Dün içerideki durum ağırlıklı çalışmıştım, bugün ise dışarısı ağırlıklı, düşünce ve değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum…

Bana göre şek ve şüphe götürmez biçimde, ABD parmağını hissediyorum. Şöyle oldu, böyle oldu, sisti, pustu beni ilgilendirmiyor, onları her akşam uzmanlar (!!!) değerlendiriyor. Esasa ilişmekle görevli hissediyorum kendimi… En son SİHA’mızın düşürülüşüyle doruğa çıkan, evveliyatı, çuval rezaletine uzanan hareketlerin final sözü, ABD – Türkiye Savaşıdır, adı konmasa da bu acı bir gerçeği kabul etmek ve topyekûn seferberliğe adım atmak zorundayız… Her savaşın, tarafları ve iç dengeleri vardır. Evvela taraflara bakalım… ABD: İsrail ve Büyük Kürdistan vaatleriyle aldatılan Kürtler bir taraf diğer tarafta, Türkiye’dirYunanistan ve tarihi alışkanlıkları kaynaklı Arap’lar, muhtemel ABD taraftarları, Rusya ve Şanghay beşlisi tarafı da istikbaldeki Türkiye destekçileri sınıfına dahil edilebilir… Kaba netice değerlendirmesi yapacak olursak, Türkiye, tek başına hepsinin üstesinden gelmek zorundadır. Bunu yapacak altyapımız ve de genetik yapımız mevcuttur. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşımız yeterli örneklerdir… Savaş, iki tarafında, birbirlerinin, ekonomik ve de güvenlik unsurlarını yok etme çabalarıdır. Karşı, cephemizin, perde arkası ve konsantre unsuru, İsrail’dir. Bu Ülke, “Vaat edilmiş topraklar”ı için, Türkiye ile karşı karşıya gelmektense, “Büyük Kürdistan” vaatleriyle kandırılan Kürtlerin elinden istediklerini almayı tercih ederler. Bu çok daha kolay olur… Türklerle, birebir karşı karşıya gelmek, çok büyük riskler alma hatta evdeki bulgurdan da olma tehlikesi barındırır… İsrail’in, yumuşak karnı, ebedi düşmanı İran’ın, uzun menzilli füzeleridir. Bunların teminatı da Pirinçlik Üssündeki radar sistemleridir. Pirinçliğin devre dışı kalması, İsrail’in yok olma tehlikesini gündeme taşır. Hele hele, bu şartlarda, sevmesek de insanı kaygılarımız olan, Gazze olaylarındaki davranışlar, bize meşru tepki hakkını zaten vermektedir. Gel gör ki, bu tepkiyi, sahte İsrail düşmanları sergileyememektedir. İç siyaset için hamasi davranışta bulunanlar ne ticareti ne de güvenlik garantilerini donduramıyorlar.

Gelelim ABD’ye; anlaşmalarla, sabitlenmiş Adaların silahsızlık statüsü, çöp hükmüne taşındı. Burnumuzun dibinde Dedeağaç’ta çok büyük bir Üs oluşturuldu. Düşmanlıkta sınır tanımayan davranışlara, cılız bile olmayan tepkiler veriliyor. Bu milletin bekası ve geleceği birilerinin mal varlığının açıklanma tehdidinden daha önemlidir. Namusu sayılan Kozmik odasını koruyamayan, kağıttan kaplanların sebep olduğu yüzlerce şehidimizin yanında, Yunanistan’la bir savaş halinde takip edilecek bütün planların deşifresi, Dedeağaç yığınağına sebep oldu

ABD bize hiç bir zaman dost olmayı bırakın, müttefik bile olmadıMorrison adını taktığımız ama ülkesinin menfaatleri için, gözü bir şey görmeyen Süleyman Demirel bile, gerektiği zaman, üsleri kapatabilmiştiEcevit, haşhaş konusundaki, küstah istekleri, elinin tersiyle itip meydan okumuştuKıbrıs savaşı sırasında, altıncı filonun gemilerine, kamikaze görevi üstlenmiş, pilotlarımız hazırda bekliyordu… Okurum ve Kankam, Taner kardeşimin kulakları çınlasın… Evveliyatı bu ve bunun gibi olayların olduğu, ilişkiler şu an da nasıl… “Bir kaç Mehmet öldü diye….” , Kafalara çuval geçirilince, “Ne notası, müzik notası mı?” türü yaklaşımlar yakın zamanı temsil ediyorsa, şu an o kadarı bile yapılmıyor… Yeter ki mal varlıkları gündeme gelmesin, ama içeriye aslan kesilmeye devam… Şehit olan canlarımızın kanları maalesef iç siyasete, hem de cami avlularında, utanmadan alet edilmektedir. Şehidine saygı duymayan bu ..lerin ilk önce iğne ile bayıltılıp, daha sonra da, operasyon bölgesine bırakılmaları en doğrusu olur. Yanlarına, zaman zaman ortaya çıkan, kefen kıyafetlilerden birkaç tane ilave etmek te, taleplerinin karşılanması bakımından, çok uygun olur…

Nasipse haftaya buradayız. Hepiniz Yaradan’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!