Lütfü Şahsuvaroğlu
Lütfü Şahsuvaroğlu

Herkes İfade Vermeli En Başta Cumhurbaşkanımız

 

Bu iş öyle İlahiyat Fakültesinden bazı öğretim üyelerini görevden el çektirmekle olmaz.

Bu iş bazı kamu görevlilerinin işine son vermekle de olmaz.

Bu işin bu şekilde kapanmayacağı anlaşıldı.

MİLYONLARCA MAĞDUR YARATIP DA DARBENİN b PLANLARINA HİZMET ETMEK YERİNE..

İtirafçılara aldanarak örgüt propagandasına yardımcı olmak yerine.
Dürüstçe geniş bir hukuk mücadelesi verilmeli…

O zaman yargının bağımsızlığı ve hakikati aydınlatacak gücü yeniden neşvü nema bulur…
Bence artık herkes ifade vermeli…

Cumhuriyet savcılarının işini zorlaştırmak istemem ama galiba gidişat bunadır.
Hemen herkesin ifade vermesi icap ediyor.
Başta da Sayın Cumhurbaşkanı’nın.

Evet Sayın Cumhurbaşkanım, bu işten en çok siz çektiniz. FETÖ sizi hedef seçmişti. Size suikast girişimi başarısız oldu. Ya başarılı olsaydı düşünebiliyor musunuz?

O yüzden siz bir Cumhuriyet Savcısına lütfen ifade veriniz.
Bu işi siz başlatınız.

Şimdi sanal ortamda fazla değil yani aradan yıllar geçmemişken bir adamın iki görüntüsünü yayınlıyorlar.
Kimi mecliste o kadar mübalağalı Hocaefendi savunması yapıyor ki küçük dilinizi yutarsınız. Diğeri bir televizyoncu terör örgütü liderini ballandıra ballandıra anlatıyor ve ona karşı çıkanları ise neredeyse asmak icap ediyor. 
Fakat aynı adam bu sefer bu adamı ve ona inananları öyle ifadelerle telin ediyor ki, o.. ç.. diyebiliyor.
Hani aradan hayli zaman geçse anlayacaksınız. 
Aynı saçlar, aynı yüzler, aynı kilo…

Adam hocam diye eteğini öptüğü adam sayesinde vekil yahut belediye reisi olmuş; hatta derin ortaklıklar kurmuş, şimdi veryansın ediyor. Hani önceden hiç ilişkisi olmasa şimdiki küfürlerine tahammül edilebilir. Hani daha evvel bu vaizin ağlayıp zırlamalarına aldanmamış olsa, baştan cemaati ve paralel örgütlenmeyi kınamış olsa neyse..

Ne değişti de ortaklık bozuldu?

İnsan utanır biraz…

O yüzden Sayın Cumhurbaşkanım en azından nefis terbiyesi noktasında şu ümmetin bir takım zavallı evlatlarına bir önderliğiniz, bir uyarınız, bir öğüdünüz olsun…

Açıklayın adı geçen Gülen sizi kaç defa aradı ve neler rica etti?

Kimleri belediye reisi yapmanızı salık verdi, kimleri bürokraside yükseltmenizi, ya da ticari olarak neler rica etti?

Hatta Fetullah  Gülen’i de açıklama yapmaya zorlayın bu konuda…

Tarih verin şu tarihte beni arayıp şunu rica etmedin mi? diye..

Siz başlayın ve deyin ki: Ben Rabbimden ve milletimden özür dilemedim, af diledim. Bundan daha açık bir ifade, daha samimi bir yaklaşım olur mu? Şimdi de savcıya ifade veriyorum. Hakikatin ortaya çıkması için… Benden başlayarak bütün arkadaşlarım ifade versinler.. Görülüyor ki bu terör örgütü bizim iyi niyetimizden istifade etmiş ve partimiz döneminde daha çok palazlanmış. Devlete bu sızmanın nedenleri ve kökeni tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmalıdır. Kırk yılın hesabı verilmelidir, bizim dönemimizin de.. Ancak o zaman aklanabiliriz. İşte şimdi ben ifade veriyorum ve bu örgütle ilgili tüm bildiklerimi anlatıyorum Sayın Gökçek de, Sayın Arınç da ve bütün arkadaşlarım da aynısını yapacaklar ve örgütle olan tüm münasebetlerini açıklayacaklar. 

Bu örgüt o kadar kirletti ki tarihimizi Türk tarihinin şanlı ordu tarihi mesela hiç bu kadar kirlenmemişti.

Bir başına çuval geçirildiğinde kirlenmişti bir de şimdi…

O yüzden herkes bildiğini anlatmalıdır.

Melih Gökçek de, Meral Akşener de, diğerleri de… Kimin örgütle bir bağlantısı olmuş ise hukuka müracaat etmelidir.

Öyle kuru kuruya nedamet getirmekle ve kendi kendini kandırmakla olmaz.

Evet sayın Cumhurbaşkanım siz örnek olunuz ve hepimizi de zorlayınız.

Devlete sahip çıkıp onun kuruluş felsefesini ihya ve ibda etmeniz ancak böyle mümkün olabilir.

Zira bizim devletimiz ahlak üzre kurulmuş adanmışlık ve adaletle yaşamıştır.

Şu an ikiyüzlülük, riyakarlık, iftira, adam kayırma, korkaklık, yalancılık, sadakatsizlik, mesuliyetsizlik, cehalet, tamahkarlık ve ne kadar kötülük hasleti varsa hemen herkesi sarmalıyor. İyiler de kötü olmaya bayılıyorlar böylece. Samimiyet, mesuliyet, fedakarlık, sadakat, merhamet, hürmet, hikmet, cesaret, bilgelik, irfan ve aşkın fikri ancak o zaman galabe çalabilir…

Bir hamle yeter, zillete düşmüş kurumsal yapımızın bütün bu paralel tezgahlardan ve zilletten kurtulması için…

Bir zamanlar medya tanrısı olarak nam yapan ve hemen herkesin eteğini öpmeye Pensilvanya’ya bekleyen bu zatın futbol takımlarına kadar sızması Sızıntı dergisinin ötesinde bir korkunç sızmanın işareti değil mi?

Sızıntı ile başlayan küresel korku imparatorluğuna eklemlenme karar ve stratejisini açığa çıkarmak için bütün sızmaların psikolojik alt yapısını da deşifre etmek gerekmiyor mu?
Lütfen yardımcı olun ve şimdi bazıları riyakarlıkla yeni kandırmacalıklara tevessül etmesin… 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!