H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Selanik Yine Mahzun Düştü; Sinanoğlu Oktay Öldü!

“Her şey gider, toprak ve dil kalır…”

Dil, bir toplumun ortak kimliğidir.
Dil, millet olmanın en önemli unsurudur.
İnsanların kendilerini ait hissettikleri topraklar, ancak ortak dilin, ortak kültürün marifeti ile milli çiçekler açar.

Dil onurumuz, dil özgürlüğümüz, Türkçe bayrağımız gönderde… Akıl Türk aklı olsa da, Türkçe layıkıyla kullanılmaz ve Türkçeye hak ettiği önem verilmezse, yolumuzun doğru olduğu da kestirilemez. Bu yüzden emperyalistler bir toplumu sömürmeye başlamadan evvel, o toplumda kendi dillerini hakim kılarak o toplumun bir kültür erozyonuyla karşı karşıya kalmasını sağlarlar.

Bütün bu düşüncelerle birlikte idrak ettiğimiz dil gücü, değerli bilim adamımız Oktay Sinanoğlu’nun bize hatırlattığı milli gücümüz oluyor. Dile yüklediği anlam ve dil ile tanımladığı kimliğimizde bizlere çizdiği yol haritasıdır. Kendisi, ülke bağımsızlığını ve çıkarlarını siyasetin üstünde tutarak, ülkeyi yönetenlere ve bizlere rol model olmuştur.  

Profesör Sinanoğlu, devletin verdiği örtülü ödeneği yağmalayarak zengin olanlardan ve bilim sahasında hırsları uğruna ülkesini ve milletini satanlardan olmamış, Türk Milli kültürünü koruyarak modernleşmenin yollarını  aramıştır. Böylece, kendisine siyasi düşmanlıklardan arınmış bir halde bakan tüm gözlerin takdirini toplamıştır.

Profesör Oktay Sinanoğlu, ülke sorunlarını kendine mesele yapan bir münevverdir. Hayatı başından sonuna kadar hep bu yüksek sorumluluk ve bilinçle geçmiştir. Kim hangi bilge tarafını öne çıkarmaya çalışırsa çalışsın, o Türk milletine yüreğini hediye etmiş, bunu da diliyle anlatacak kadar cesur olmuştur.

Aynı zamanda iyi bir gözlemci de olan Sinanoğlu, inanmış bir seyyah, cumhuriyet ve hürriyet sevdalısıdır. Adeta nefsinden arınmış bir heyecan ve eylem adamı olan bu kahraman, sadece vazife peşinde koşan bir modern çağ alperenidir.

Birliğin yollarını arayanlara, masalarda dirlik pazarlığı yapanlara, Atatürk’ü anlamakta güçlük çekenlere mesajı her zaman açık ve netti: “Kültürel sömürgeciliğin önüne geçin, Türkçeyi birliğimiz için var edin” demiştir.

Türkçemiz ‘elimiz, ayağımız, gözümüz, gönlümüz, baştan ayağa, tohumdan toprağa, beşikten mezara, anadan ataya, ölümden düğüne, bayramdan bayrama, Anadolu kilimi gibidir; ilmik ilmik, renk renk, her göze, her hayale, her türküye dil’dir.

Türkçe‘den vaz geçmek, onu kültürel emperyalistlerin eline teslim etmek, Anadolu’dan, Türk kimliğinden vazgeçmenin ötesinde Türk milletinin varlığından vazgeçmek demektir.

Yazımı onun bir sözü ile bitirmek istiyorum. “İnsan sade peynir-ekmekle yaşamaz; insan, haysiyetiyle yaşamalı. Ölü Türk Dünyası’nın ayak kalkmasından emin olduğumu da ayrıca bilmenizi isterim!”

Kendisini bilime adayan bu güzel insanı rahmetle ve şükranla yad ediyorum. Nur olasın…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!