Dün gece televizyon kanallarından birinde tartışma programlarından birine takıldım. Uzun süredir, genellikle “her şeyi bilen, her şeyden anlayan” birilerinin katıldığı bu tip programlara takılmıyordum ama baktım ki Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birinin rektörü, bir de son zamanlarda politika sahnesinde adından çok söz ettiren bir politikacı da orada… “Kesin bir şeyler öğrenirim.” deyip koltuğuma kuruldum.
Henüz birkaç dakika geçmişti. Politikacının “İktidar verdiği sözleri yerine getirmiyor.” tespiti üzerine Rektör Beyefendi araya girip “İktidar çok başarılı olduğu için yerinde kalıyor. Bunu unutmamak lazım.” dedi. O anda programdan koptum. Daha birkaç gün önce de ülkenin en çok satan gazetelerinden birinin hanımefendi köşe yazarlarından biri: “Hükümet çok başarılı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bu daha da pekişti.” şeklinde özetlenebilecek bir yazısı dikkatimi çekmişti.
“Herhalde politikacı ile rektör ve gazeteci iki ayrı ülkede yaşıyor diye düşündüm” bir an… “En iyisi ben de bir sorayım Google amcaya, bakalım neler diyecek” dedim ve geçtim bilgisayarın başına…
Tarih 28 Ağustos 2014… Recep Tayyip Erdoğan yemin etti ve Türkiye’nin on ikinci cumhurbaşkanı olarak göreve başladı.
O gün USD 2.1658 TL, Euro 2.8580 TL; benzin 4.99 TL, motorin 4.45 TL; altın gram 88.8690 TL, Cumhuriyet 636.6260 TL’ymiş.
Ha bir de unutmadan asgari ücreti yazayım: 1134 TL. Yani asgari ücretle 523.594 dolar alabiliyormuşuz. Benzin mi, hemen hesap edeyim: 227.254 litreyi depoya doldurabiliyormuşuz. Bir de petrolün dünyadaki varil fiyatı 101 USD’ymiş.
Ve yıllar geçmiş. Türkiye devrim sayılabilecek, benim iç sesime göre tartışılabilir bir halk oylaması sonucu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmiş. Siz benim iç sesime bakmayın, bazen uydurur işte… Önemli olan sistemin değişmesi…
Sonra başkanlık için seçim yapılmış ve “Türkiye bu sistemle uçacak!” diyen aday, tartışmasız bir farkla seçimi kazanmış. Türkiye’nin 13., Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmuş ve Sayın Cumhurbaşkanı 09 Temmuz 2018’de yemin ederek göreve başlamış.
Dört yıl geçmiş ama hep ölçü alınan fiyatlar yerinde durmamış. USD 4.5385 TL, Euro 5.3430 TL; benzin 6.28 TL, motorin 5.72 TL; altın gram 190.9190 TL, Cumhuriyet 1285.3840 TL oluvermiş.
Ya asgari ücret? Net 1,603,12 TL. Sayın Cumhurbaşkanımız çok çalışmış ama bu dönemde asgari ücretle ancak 353,226 USD alabilir olmuş, yani fakirleşmişiz. Benzin mi, hemen hesap edeyim: 255.273 litreyi depoya koymuşuz. Tam nasıl da başarmışız ama, diyecektim ki bir de baktım petrolün dünyadaki varil fiyatı 76 USD’ye düşmüş. Meğer orada da bir hamle olamamış.
Bir an daldım. “Sayın Rektör karşımda olsa ve ona bu rakamları sorsam ne derdi?” sorusu düştü aklıma. Kesin “Sen bu şer güçlerini görmüyor musun kardeşim!” fırçasını yerdim. Ne diyeyim, haklı olabilir. Bütün bunlar aslında çok normal galiba… Bir sürü gazeteye, televizyona göre dünyadaki bütün şer güçler bizim üstümüze oyun oynuyormuş zaten. ABD’nin, Rusya’nın, Almanya’nın, Fransa’nın başkanları hep “dostum” sıfatına sahip ama onlardan habersiz birileri üstümüze geliyordur herhalde… Gerçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinden 5 gün önce, 19 Haziran’da yaptığı bir konuşmada, “Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.” demişti. Bu ne demek: Şer güçleri falan hikaye…
Neyse geçelim bunları, bunlar önemli değil. yeni sistemle birlikte artık uçacaktık nasılsa! Bunların hepsi düzelmiştir deyip hemen heyecanla, günümüz rakamlarını araştırmaya başladım ve işte rakamlar:
USD 6.8265 TL, Euro 7.7236 TL; benzin 6.16TL, motorin 5.70 TL; altın gram 378.9650 TL, Cumhuriyet 2551.4210 TL
Tabii bir de asgari ücreti yazalım: 2.324,70 TL. Yeni sistemle uçan Türkiye’nin uçan asgari ücreti bakalım kaç dolar alabiliyor: 340.540 USD
“Nasıl yani, yine mi fakirleşmişiz?” diye itiraz etmeye kalkmayın, sorun Google amcaya… Üstelik bu rakamlar, TC Merkez Bankası rakamları… Ya peki benzin? Bakalım: 377.386 Litre… Ooo burada Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi “uçma” vaadini gerçekleştirmiş işte diye de acele hedefe kilitlenmeyin. Petrolün dünyadaki varil fiyatı yazının yazıldığı şu an 37,59 USD’ye düşmüş durumda… Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın yemin ettiği gün 76 dolarken bugün 37.59 dolara düşmüş.
İnşallah şu benim meşhur iç sesim şimdi tutup da “Fiyatlar aynı oranla ayarlansaydı 600 litreyi falan geçmemiz gerekirdi.” diye ortalığı karıştırmaya kalkmadan onu susturayım! Bakın Sayın Rektör boşa konuşmamış. Başta ifade ettiği ” iktidarın başarı fotoğrafı” bu son rakamdan geliyor demek ki… Çünkü ortada devletin rakamlarından çıkarabileceğimiz başkaca bir başarı hikayesi ben bulamadım.
Peki ya Köşe Yazarı’nın yazdığı, Sayın Rektör’ün söylediği “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarı hikayesinin ölçütü ne, derseniz; cevabı çok basit: ALGI YÖNETİMİ.