İşte bu haftaki konumuz…
Önümüzdeki yıl, hatta sonraki yıl alacağımız zamlar…
Memur ve memur emeklisinin maaşına 2022’nin ilk altı ayı %5, ikinci altı ayı %7, 2023’ün ilk altı ayı %8, ikinci altı ayı %6 ve enflasyon farklarından oluşan zam yapıldı.
Koskoca Merkez Bankamız, 2021 için %9,4’le başlayan enflasyon hedefi tahminini, üç ay sonra % 12,2’ye, üç ay geçince de % 14,4’e çekmişken, daha açık bir söyleyişle üçer aylık hesaplamaları yaparken gösterdiği başarıyla Merkez Bankaları tarihinde “Merkez Bankası Nasıl Olmamalı?” sorusuna cevap olma adayı olmuşken, bizim anlı şanlı sendikalarımız ile şu kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanın yerine gelen yeni bakanımız şak diye iki senelik zamları belirleyiverdi.
Bakanın adı mı dediniz? Bilmiyorum ki… 32 bin 115 lira aylık ücret alan, itibardan tasarruf etmeyen, makam arabalı, lüks koltuklu sendika başkanının? Onu da bilmiyorum. Sadece siz iki soru sordunuz, ama ben üç soru sorayım o zaman: 1. Önemli mi sizce? 2. Kararı onlar mı alıyor. 3. Ballı maaşı sadece sendika başkanı mı alıyor. Yanlış anlamayın, bilmediğim için soruyorum. Yoksa kastım mastım yok.
Tam da burada iç sesim burnunu soktu yine: “Ben de cevap verebilir miyim?”
Tabii ki kovdum onu. Bana düşen şudur:
Güle güle harcayın efendim.
Hani peşin parayı görünce gülmek diye bir deyim var ya, onun için güle güle harcayın diyorum. “Nasılsa okurlarıma iyi dileklerimi sundum. Sıra Emekli Öğretmen’e geldi. Müjdeyi vereyim de her şeye muhalefet etmekten vazgeçsin.” dedim ve onu aradım. Hay aramaz olsaydım.
Önce en son açıklanan enflasyon oranını sordu bana:
TÜİK’e göre, 2020 Aralık’ından beri, yani yedi aylık yüzde 10,41, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 15,15 dedim.
Adam eski öğretmen ya, Yılbaşından bu yana yapılan elektrik ve doğalgaz zamlarını sordu:
“2021 yılı içerisinde elektriğe toplamda %29; yılbaşından temmuz ayına kadar her ay konutlarda kullanılan doğalgaza % 1’er zam yapılmıştı, temmuzda da % 12, toplam % 19.” dedim.
Aferini aldım tabii. Emekli öğretmen “Okurlarına bir ricada bulunabilir miyim? Özellikle bizim gibi emeklilere…” dedi.
“Elbette!” diyerek sözü ona bıraktım.
Herkes baksın kendi hesabına: Pazardaki enflasyon ile Merkez Bankası’nın açıkladığı birbirini tutuyor mu? Maaşlarınıza yapılan zam sizin yaşadığınız enflasyona göre mi yapılıyor?
Eğer şu ana kadar yapılanlar tutuyorsa, gelecek yıllar için belirlenen zamların bir anlamı vardır, eğer tutmuyorsa…
Okurların kendi kararlarını kendi versin.
Sonra bana döndü.
Seninle yollarımız hiç kesişmeyecek mi bizim?
Afganistan, Suriye, Kuzey Irak, Doğu Akdeniz, Libya bir yandan,
Ülkenin neredeyse %10’unun kayıtlı kayıtsız yabancılarla dolması bir yandan,
Kervanı yolda düzeltmeye çalışmaktan, yüzleri aşan ölümleri bir türlü engelleyemediğimiz korona bir yandan keskin bir giyotin gibi hepimizin başının üstünde sallanırken,
En geç mayısta yerli aşımız çıkıyor cümlesi bir kenarda dururken,
Yazacak bunca konu varken, tutup da yazacak bir bu konuyu mu buldun? Daha cebine girmeden alınan paranın nesini yazıyorsun anlamıyorum.
Altta kalır mıyım hiç? Bastım cevabı:
“Bizim yeğen, köyden telefon açıyor ikide bir. Dayı, sakın bu konuları yazma, diye.”
Senin yaz dediklerini ben yazmam Emekli Öğretmen! Sen işine bak!
Kaynak: Günboyu