09 Haziran Gelire Endeksli Devlet İç Borçlanma Senedi (GES) açıklamalarını okuyunca 2021 Aralık ayını hatırladım birden…
Davulları zurnaları, “Masaya yumruğu vurdu mu karşısında kimse duramaz!” nidalarını…
Bazılarına göre gazeteci olan birisinin televizyon programında “Oh oh! Dolar düşüyor, oh oh! Faiz lobileri üzülüyor, oh oh!” dediği 20 Aralık ve sonrasını hatırladım.
Hani dolar 24 Kasım 2021’de 12 TL iken birkaç haftada 17 TL’yi geçmişti(1) ve Sayın Cumhurbaşkanı’mız ‘KUR KORUMALI MEVDUAT’ adlı bir ürünü müjde olarak açıklamıştı.
Dolar bu açıklamayla yere çakılmıştı ya işte o günleri hatırladım.
Neydi bu mevduat, kısaca hatırlayalım isterseniz.
Açıklaması şuydu:
Kur korumalı mevduat hesabı, Türk Lirası’nın vade sonunda dolar, Euro veya sterlin karşısında faiz oranından daha fazla artması durumunda aradaki fark ödenmesini gerektiren, rekabetçi bir mevduat üründür. Bu sayede birikimlerinin kur kaynaklı herhangi bir kayıp yaşanmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Uygulaması:
Döviz mevduatı olanların paralarını TL’ye çevirmesi, faiz sayılmayan faizle(!) bankaya yatırılması, vade sonunda dövizin değeri TL değerini geçerse farkın hesap sahibine ödenmesi…
Ya hedef:
Doların yerinde sayması, enflasyonun yerlerde sürünmesi, faiz kavramının tarihin karanlık çöplüklerine atılması…
İlk günler:
Doların tepetakla düşüşünü…
Davulları, zurnaları, “Masaya yumruğu vurdu mu karşısında kimse duramaz!” nidalarını…
Bazılarının gazeteci dediği birisinin televizyon programında “Oh oh! Dolar düşüyor, oh oh! Faiz lobileri üzülüyor, oh oh!” dediği 20 Aralık ve sonrasını siz de hatırlamışsınızdır sanırım.
Bir yanda bu haberle halay çeken, horon oynayan binlerce ASGARİ ÜCRETLİ ZENGİNLERİ(!)…
Diğer yanda dolar 18 TL’ye gelince elindeki milyonlarca doları satan ve muhalefetin araştırma önergelerinin reddedilmesinden dolayı bir türlü kim oldukları ortaya çıkmayan fakirleri(!)…
Sonrası…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Aralık 2021’de ilan ettiği ve “Çin de böyle büyüdü. Meyvelerini altı ayda alacağız” dediği bu model ne yazık ki altı ayda çöktü.
Bu sistem çok tehlikeli, milletin vergilerini bir avuç zengine akıtmayın diyenler haklı çıktı. Bu mevduatın hazineye maliyeti çok acı oldu.(2)
Dolar indiği yere çıktı. Masaya vurulan yumruk yoklara karıştı.
Enflasyonda dünyada 6. Avrupa’da açık ara 1. olduk.
Bazılarımız “Dünya enflasyonla savaşıyor, bütün ülkelerde rekor kırıyor. “savunmalarının arkasına takılmış koşuyor. “İyi de savaşan ülkeler, adı sanı duyulmamış devletler bile bizden çok daha az enflasyonla karşı karşıya. Paramızın değeri Papua Yeni Gine kınasının (para birimi) yanında bile pul oldu.(3)(1TL= 4,75 Kına) Ne oluyoruz?” diye sormuyor.
***
Peki, bütün bunlar neden aklıma geldi?
Bilimde bir kural vardır: Aynı deneyden farklı sonuç çıkmaz.
Aynı şeyleri tekrar yaşayacağız da ondan…
Hatta bir tanesi hemen gerçekleşti bile. Dolar hızla düştü ve birkaç saatte düştüğü yere hızla geri döndü.
Alaattin Aktaş bir ekonomist ve gazeteci… Gelire Endeksli Senet açıklamasını şöyle yorumladı:
“Gelire Endeksli Senet; büyük buluş! Ama küçük(!) bir eksiği var. Gelir ne? Akşam üstü açıklama yapacağım de, bir beklenti yarat; dolar 17.20’nin üstünden 16.80’lere insin… Kof bir açıklamadan sonra dolar yeniden 17.20’nin üstüne çıksın… Kısa günün değil, birkaç saatin kârı! Acaba şu birkaç saatte o milyonları kimler götürdü?”
Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ı öğrenmeyen yoktur herhalde! Kamuoyu özellikle, bir televizyon programında ekonomi yazarı(!)nın müthiş “Vereceksin piyasaya doları!” önerisine, eski köyüne dönen sunucunun kendisine yönelttiği “Olur mu?” sorusuna verdiği tek kelimelik “Olmaz!” cevabıyla attığı okkalı şamarla tanımıştı. Ve o saçma öneri 128 milyar dolara mal olmuştu. Şimdi de şunu söylüyor:
“İşe yaramaz. Ekonomik problemleri çözmez. Zaman kaybı. Her zamanki gibi Zihni Sinir proje. Her zamanki gibi yandan dolanma. Çalışmaz…”
***
İki yıl önce bir grup toplantısında Sayın Cumhurbaşkanı’mız şöyle sordu:
“Bunlara göre dolar 10 lira olacak, enflasyon yüzde 30’u aşacak. Bunların hiçbiri oldu mu?”
Olup olmadı, ona siz karar verin. Bugünlerde de diyor ki:
Enflasyon başka, hayat pahalılığı başka. Bizde enflasyon yok, hayat pahalılığı var.
Ne diyelim, Mahfi Eğilmez’in dediği gibi faize faiz dememek için yaptıklarımızı yazsak roman olur.
Şimdi de enflasyona enflasyon demeyiveririz, olur biter!
…………
(1) <https://tr.tradingview.com/symbols/USDTRY/>
(2) https://tr.Euronews.com/2022/04/19/kur-korumal-mevduat-n-hazine-ye-maliyeti-sigara-ve-alkolden-toplanan-otv-nin-2-kat
(3) <https://papua-yeni-gine-kinasi.tlkur.com/>