Torunumun ana sınıfıyla eğitim öğrenim hayatına adımını attığı ilk gün…
Kişisel notlarımda “unutulmaz gün”ler arasındaki yerini aldı. Yanında olamasam da heyecanını oradaymış gibi hissettiğim bir gün.
İşte bu ruh halinde oturdum televizyonun karşısına. Keyfim bozulmasın diye de -tahmin edeceğiniz gibi- alfabenin ilk harfi haber kanalını açtım. Çok da iyi yapmışım. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni’nde konuşuyordu. Coşkuyla doldum. Kendimi cümlelerin sihrine bırakmıştım ki, “Bundan 20 yıl önce göreve geldiğimizde ülkemizi üzerinde yükselteceğimiz dört sütunun ilkini eğitim, diğerlerini de sağlık, emniyet ve adalet olarak belirlemiştik. Şartlar ne olursa olsun, eğitim konusundaki öncelliğimizden asla taviz vermedik. Her yıl bütçeden en büyük payı eğitime tahsis ettik.” cümlelerine takıldı aklım.
2002 öncesinde ülkemizin üzerinde yükseltileceği dört sütun eğitim, sağlık, emniyet ve adalet olarak belirlenmiş.
“Pekii, hangi sütun, hedefledikleri kadar yükselmiş?
Mesela, aynı zarftan çıkan İl Genel Meclisi üyeleri ile İlçe Belediye ve Muhtar seçimlerini iptal etmeyip sadece Belediye Başkanı seçimlerini iptal eden ya da tarihimize ‘Rahip Brunson’ utancı yaşatan adalette mi sütunlar yükselmiş?
Mesela, binlerce doktorun yurt dışına gittiği, yeni mezun doktorların yurt dışına gitmek için yabancı dil çalıştığı, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın doktorlarımız için ‘Giderlerse gitsinler!’ dediği sağlıkta mı sütunlar yükselmiş?
Mesela, suç örgütü lideri olarak ilan edilen birinin -hepsi de belgeli- isnatlarını yok sayan, hatta bakanlarla resim çektiren, çöktüğü ultra lüks otelinde siyasetçi, gazeteci onlarca kişiyi ağırlayan ve elini kolunu sallaya sallaya yurt dışına giden birinin peşine gittikten sonra düşen emniyette mi sütunlar yükselmiş?
Ve…
2002’den bu yana tam 8, yazıyla sekiz kez bakan değiştiren,
Her yeni gelen bakanın bir öncekini kötüleyerek yeni sistem(!) kurduğu,
2002’de ilkokula başlayanlar dahil 2022’ye kadar aynı sistemle hiçbir öğrencinin mezun olamadığı eğitimde mi sütunlar yükselmiş?
Yoksa, akademik olarak dünya sıralamalarında ilk 100’de görmeye alıştığımız üniversitelerin adlarını, ilk 500’de göremez hale geldiğimiz üniversite çalışmalarında mı sütunlar yükselmiş?
Hadi bakalım, bir araştır da beni ara. Hangisinde yükselmiş olduğunu söyle.
Ama sakın,
Yeni yapılan Adalet Sarayı sayılarını, okulları ve sözleşmeleri ‘Ticari sır’ diye açıklanmayan Şehir Hastanelerini, yani ‘müteahhitlerin yaptıklarını” örnek verme.
Hele hele, tutup da “ülkemizdeki üniversite sayısı, her ilde üniversite” gibi beni güldürecek verileri de karşıma getirme!
En iyisi sen, Boğaziçi Üniversitesinde daha önce SİT alanı olduğu, yıkılıp yapılamayacağı söylenen Sarıtepe Kampüsündeki yurdun bu sene yıkılmasını, Kilyos’taki yurdun kapatılmasını ve yurt çıkmayan öğrencilere gönderilen ‘Türgev, Ensar, Diyanet ve İlim Yayma Cemiyeti yurtlarına başvurabilirsiniz.’ e-postasını araştır.”
***
Emekli Öğretmen, neredeyse hiç nefes almadan bunları anlattı, telefonu da pat diye kapatıp gitti.
Ben de kaybolan coşkumla baş başa kalıverdim.