Dindar bir nesil…
Hatırladığım kadarıyla ilk kez Ocak 2012’de dile getirilmişti. Sayın Cumhurbaşkanımız o zamanlarda başbakandı.
Muhafazakâr kesimde büyük bir memnuniyetle karşılanmıştı bu hedef. Aynı kesimdeki “Ya ne yapıyoruz? Bu toplumda kamplaşmaya, özellikle gençlik kesiminde dinden uzaklaşmaya yol açacaktır.” itirazları, sanki tüm toplum dindar nesille kucaklaşmış gibi bir hayal girdabında dönüp duran muhafazakâr çoğunluğun sevinç çığlıkları arasında duyulmamıştı bile.
Yıllar yılları kovaladı.
Yüzlerce imam hatip lisesi açıldı, tam doksan altı tane ilahiyatımız oldu.
En yetkili makamlara imam hatipliler, ilahiyatlılar getirildi. Mesela Karabük Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanlığına, Yalova Üniversitesi Rektörlüğüne, AFAD Başkanlığına ve sayamayacağınız kadar çok makama imam hatipliler, ilahiyatçılar getirildi.
Peki, dindar nesil hayali gerçekleşti mi?
Cevabı Sayın Cumhurbaşkanı versin. “İlahiyat mezunları öğretmen olmak için başvurmuyor. Birçok imam hatip lisesinde Kur’an dersleri boş geçiyor. Dindar nesil dedim, bana imam hatipliler bile saldırdı. Bugün yine aynısını söylüyorum. Dindar bir gençlik, dindar bir nesil sizin ellerinizde yetişecek.”
Bu cevap yetmediyse cevabı, muhafazakâr kesimin Akit gazetesinin ünlü yazarı Abdurrahman Dilipak versin: “Dindar nesilden söz ederken trollerin kışkırttıkları, kendilerinden olmayan herkesi ‘Hain!’ ilan eden, susturmaya çalışan bir ‘kindar bir nesil’ geliyor.”
Yani dindar nesil hâlâ yetişmemiş.
Sebeplerini bir başka yazıda tartışırız. Bana göre AKP, politikalarının ana eksenine Müslümanlığı koyarak gençliği, hatta kendi partilerinden olmayan büyük çoğunluğu zorla dinden uzaklaştırıyor.
AKP dışında olan insanları iten örnekler öyle çok ki…
Mesela eski bakanlardan ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı İsmet Yılmaz, “Hilmi Bilgin’e desteğinizi bekliyorum. İnanıyorum ki Hilmi Bey’e vereceğiniz destek yarın ruz-i mahşerde (kıyamet günü), yine sizin berat belgelerinizden (kurtuluş) biri olacağını düşünüyorum.” dedi.
Mesela AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan, R. Tayyip Erdoğan için “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var.” dedi.
Mesela AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız katıldığı bir nikahta, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın sünnetini yerine getirmeden de defteri vermek istemiyorum.” dedi.
Bunları eski yıllardan rast gele aldım. Google’a girin daha nicelerini bulursunuz.
Biraz da yakın zamana bakalım.
Mesela Sedat Peker’in ifşaatlarında adı yolsuzluklarla anılan,(eski) kocası tutuklanan Zehra Taşkesenlioğlu’nun bir caminin içinde propaganda yapması…[1]
Mesela Hatay’da AKP toplantısında emekli Din Bilgisi Öğretmeni Ergüder Aksoy’un ‘Deprem Allah’ın kırbacıdır… 50 bini şehit ederek cennete aldı Allah, ötekiler maddi olarak… O halde Antakya (eliyle milletvekili adaylarını göstererek) bu aslanları bekliyor ki artık tümüyle hepsi ak olsun.”‘ demesi…[2]
Ya son bombalar…
Adalet Bakanı Sayın Bozdağ’ın “14 Mayıs’ta ya şampanya patlatanlar ya da alnını secdeye koyanlar olacak.” demesi…
Eski Başbakan, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın “Bu seçim işgalcilerle, İstiklal Harbi verenler arasında yapılan bir seçim” demesi…
Ve en mühimi en sonda…
Sayın Cumhurbaşkanı bütün Müslümanlara ait olan Sultanahmet Camisinin avlusunda adı açılış olan bir miting yaptı ve içeriği siyasî olan bir konuşmada dedi ki “Şu anda muhalefet ne diyor? Gelince Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış.” (Konuşmanın tamamını Cumhurbaşkanlığı Web Sitesinde bulabilirsiniz.) [3]
Peki kim diyormuş bunu?
Benim bildiğim Altılı Masa’dan böyle bir açıklama yok! Google’da da bulamadım. 2300 maddeden oluşan yol haritalarında da yok! Anayasa değişikliği ile ilgili maddelerde de yok! Dahası Altılı Masa’nın tüm yetkilileri bunu şiddetle reddettiler.
Eee, o zaman?..
[1] https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/145804/cumhurbaskani-erdogan-restorasyonu-tamamlanan-sultanahmet-camii-ni-acilisini-yapti
